Cas'le Dean kahvaltı yapmış, boş boş gezinmiş, sohbet etmiş ve akşamki partide görüşmek için sözleşmişlerdi. Aslında tüm günü aralıksız onunla geçirmeyi çok isterdi ama Lana vardı ve Dean tüm gün kayıplarda kalamazdı.Odaya girdiğinde saat 5'e geliyordu. Tony görünürlerde yoktu, arkadaşlarıyla falan olmalıydı. Cas akşam giyineceği elbiseleri hazırlayıp, krem pantolon ve mavi gömlek, banyoya girdi. Duşta gereğinden biraz fazla kalarak sıcak suyun tüm bedenini rahatlatmasına izin verdi.
Beline havluyu sarmış saçlarıyla ilgilenecekken odadan sesler geldiğini duyup kapıdan kafasını çıkardı. "Tony Stark derse mi gitmişti yoksa?"**"Hayır, çok beklersin. Jake ve Felicia ile buluştuk."
"Dahi olmasan işin gerçekten zordu." Cas kapıyı kapatarak işine devam etti. Odaya geçtiğinde yine Tony ıslık çaldı ve bu kez kazancı kafasına tam isabet ulaşan bir yastık oldu. "Umarım acımıştır."
"Bırak bu ayakları da Dean ile nasıl geçti anlat. Hala birbirinizin üstüne atlamadınız mı?"
"Hayır. Sadece ilk dersten sonra diğerlerini ektik ve beraber kahvaltı yapıp dolaştık."
Tony kalbini tutarak nefes alamazmış gibi yaptı. "Adamım," zor konuşuyor gibi yapıyordu, tüm o numaracılığıyla. "Benim için bunu bir kez bile yapmamıştın."
"Çünkü bir kez yaparsam sonunun gelmeyeceğini biliyordum. Dahi olmayabilirim ama gerizekalıda değilim."
"Sen öyle san."
"Bugün parti var." diyerek konuyu değiştirdi Cas. "Geliyorsun değil mi?"
"Elbette ama sen neden geliyorsun? Dean seni kontrol edebiliyor ve buna imrendim."
Derin bir nefes çekti içine. Tony Stark'la oda arkadaşı olmaya alışmak mümkün değildi. Dün okumaya başladığı romanı alarak yatağına uzandı. Partiye kadar yemek faslı dışında arkadaşıyla iletişimde bulunmamaya özen gösterecekti.
"Harika görünüyorsun bebeğim," Tony parti evinin önlerindeyken yine gıcıklık yapmaya başlamıştı. Cas dirseğini karnına geçirerek "Sende öylesin hayatım," dedi. İçeri geçtiklerinde yoğun ısrarlar sonucu ilk içkilerin olduğu bölüme gitmişlerdi. Dean görünürlerde yok gibiydi ama onu ararken geçen yıl tanıştığı bir arkadaşı gördü.
"Hey Steve!" diye seslendi. Birçok dersleri ortaktı ve üniversite gençliği camiasında kendisine benzeyen nadir öğrencilerdendi. Mesafe ve müzikten dolayı duyulmadığını anlayınca Tony'yi de cekiştirerek ilerledi Cas. Çünkü geride bırakırsa içkide kendini kaybedeceğini biliyordu.
"Steve?" Tekrar seslendi Cas, bu kez omzuna dokunarak. Saçları sarıya çalan arkadaşı yan döndü*** ve anında gülümsedi. "Cas? Uzun zaman oldu."
"Evet." Kollarını etrafına sardı. "Nasılsın bakalım?"
"İyi, her zamanki şeyler. Sen?"
"Bizi de tanıştırmayacak mısın?" Tony öne çıkarak konuştuğunda Cas anlamsızca ona baktı. Gözlerinde hayran bir bakışla Steve'i izlediğini farketti, 3 yıl boyunca Tony'yi bir tek bilimle uğraşırken böyle görmüştü.
"Evet, tabi. Steve, bu oda arkadaşım ve aynı zamanda sevgilim Tony Stark. Tony, Steve Rogers."
İkiside şok olurken durumdan şüphesiz en çok zevk alan Castiel'di. Nasıl oluyormuş anla, dedi içinden. Tony'ye acımayacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
platonic //destiel (ASKIDA ❌)
FanfictionDean Winchester ve Castiel üniversitede tanışırlar. Oldukça klasik bir başlangıç, değil mi? Kapak için teşekkürler @goddessofmarvel