Paris...

843 17 3
                                    

Selam yine ben beceriksiz yazarınız.  Size ufak bir bilgi vermek için geldim. Hikayeyi yazdığım başka bir hikaye ile birleştiriyorum bir sonra ki bölümde.

  Eğer yeni karakterleri merak ederseniz onları anlattığım hikayeye bir göz atabilirsiniz ve göz atarsan gerçekten çok sevinirim. Tahmin ederseniz de sevinirsem yazma isteğim artar.

Birleştirdiğim hikaye DEFNE YAPRAĞI

Yeni bölüm +4 vote ve +4 yorum sonra
- Baran Korkmaz -

"Uçakta yaptığın o şeyi neden yaptın açıklar  mısın? "

Kendini koltuğa atarken tısladı bana karşı.

" Asıl senin yaptığın şey neydi öyle? "

Arkasına yaslanırken omuz silkti. Şimdi de bilmemezlikten geliyordu.

" Ne yapmışım ki?"

Birde soruyor mu!?

Sakin ol, nefes al ve ver, nefes al nefes ver.

Bu çok saçma kimse nefes alıp sakinleşemez en azından ben.

"Ne mi yaptın!? Bana sarılman gerekirken sen git uçaktaki erkek hostese sarıldın. "

Onun karşısında olan tekli kırmızı koltuğa kendimi attım. Yüzüme ciddi bir şekilde baktı ve sonra birden kahkaha atmaya başladı.

" komik mi? "

Karşısında Kıskançlıktan kuduruyorum o ise karnını tutarak kahkaha atıyor.

Kahkahasını yavaş yavaş bitirirken derin nefes alıp veriyordu.

" Hiç kusura bakma ama senden daha yakışıklıydı ve bekarmış."

Bekarmış mı?! Yok daha neler?

"Ne ara fırsat bulup konuştun lan sen?! hem sana ne lan sen benimle evlisin! Benimle! "

Sakin ol. Sakin ol. Sakin ol.

" Arkada..."

Hiddetle sözünü kestim

" Arkada ne lan n'oldu iki dakika da orda!?"

Nefesini dışarı verdi.

"Bir daha sözümü kesme.  Arkada su istemeye gittiğimde konuştum. "

Derin nefes verdim büyük bir rahatlamayla.

" Niye konuşuyorsun kızım elin piçiyle, birde yetmezmiş gibi ona sarılıyorsun. "

Bacaklarını oturduğu üçlü koltuğa uzatıp yayıldı.

"Off sıkıldım. Ben üstümu değiştirip çıkıyorum dışarı. "

Oturduğu yerden ayaklandı ardından bende.

" Beraber çıkıyoruz. "

Tekrar umursamazlıkla omuz silkti. Hızla kolundan yakalayıp kendime döndürdüm.

" Bu arada bunun hesabını eve gidince soracağım ben sana şimdi Balayımızı boşa harcamayalım. "

Kolunu bıraktım. Benden uzaklaşıp bavulların yanına gitti ve kıyafet seçimine başladı. Seçtiği kıyafeti alıp odada bulunan banyoya yöneldi. 

  Onu zorlamak istemiyorum yani tamam biz evliyiz yanımda giyinebilir sonuçta dün gece ezberledim onu ama kendi ne zaman yanımda giyinmek isterse o zaman giyinir. 

Onun giyinmesini beklerken bende üstümdekileri çıkarıp bavuldan beyaz kot gömlek ve altına kot pantolonumu çıkarıp giydim. 

Ben giyindim giyinmesine ama hanımefendi hala giyinmekle meşgul gibi.

Bavulu kapatıp ayakaltından kaldırıp bir köşeye bıraktım. Arkamı dönüp banyoya gidecekken karşımda beni kapıya yaslanmış bekleyen Eylülü gördüm.

  "Ben hazırım hadi çıkalım. "

Onu süzdüm.

Karşımda bir karışlık bordo renk eteği ve heryerini gösteren bir şey giymiş bir şekilde duruyordu.

" Kıyafetin Nerede? "

Dedim ciddi bir şekilde.

"Üstümde göremiyorsun gözlük tak"

Şu an işe yaramayan nefes olayını deniyorum ama başta dediğim gibi işe yaramaz ama ben bir umut denedim ve ne oldu bilin bakalım işe yaramadı.

*

" fotoğrafımı düzgün çekmezsen seni  gebertirim. "

Poz verirken  seslendi bana tehditkâr bir şekilde, gerçekten bunu yapardı. Geçen yıl fotoğrafını çeken bir kızı sırf bu yüzden kendi elleriyle parçalamıştı kızın yüzünü.

"Tamam tamam, sen düzgün dur yeter. "

Diyerek rahatlattım onu.

Kamerayı kaldırıp fotoğrafını çekmeye hazırlanırken durdum. Şu an kırmızı görmüş boğa gibi görünüyorum eminim.

Yine ne oldu derseniz bir grup piçin eylüle baktıklarını gördüm ve resmen gözleriyle...

Ben o gözlerini kaşıkla çıkarıp bir yerlerine sokarım...

Devamını getirmemeliyim ama getireceğim.

... sonra onlardan başlar gelecek olan nesillerine kadar Eyfel Kulesi ile siker soylarını kuruturum.

" Ne oldu? Niye çekmiyorsun? "

Onun sesiyle tekrar dikkatimi ona verdim.

Bana sesleniyordu.

" Arkada bulunan piçler..."

Diye başlamışken söze gruptan bir çocuk bana yaklaştı, göz kırparak bana bir kağıt uzattı.

Üstünde bir şeyler, alt kısmında ise birkaç numara yazıyordu.  Şaşkınlıkla bakakaldım. Sadece durmuş elimdeki kağıda şoktan açılmış gözlerle bakıyordum. 

" Elindeki ne? Hey! Sana diyorum!"

Kağıt elimden gidince hızla çekene baktım, Eylül. Kağıdı almıştı ve birden kahkaha atmaya başladı.

Artık gülmekten gözleri yaşardı ve birazcık sakinleşince konuştu.

" Matthew, James ve Tommy senden hoşlanmışlar, sana numaralarını ve kaldıkları otelin adını hatta odalarının numaralarını bile yazmışlar. "

Biraz durdu ve devam etti konuşmaya.

" Paris biraz da gayleri ile ünlüdür.

Hassiktir....


Evcilik Oyunu (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin