Kuzenler...

987 17 4
                                    

(Gece)

-Eylül Korkmaz -

Neden bilmiyorum ama içimden ona iyi davranmak geliyor, sonuçta o benim zorlada evlenmiş olsam bile kocam.

Ne kadar da tuhaf bir kelime,  KOCAM.

Daha düne kadar evlenmem diyen ben şimdi birine, hiç tanımadığım birine kocam diyordum.

Ne biçim kader bu?!

Evlenmiştim, ben EVLENMİŞTİM. Her gece bardan bara giden, her sabah başka bir adamın yatağında uyanan ben evlenmiştim.

Evren benimle çok güzel bir oyun oynuyordu ve ben pes edip oyunu kaybetmeyeceğim.

Evreni bu oyunda yeneceğim!

- Baran Korkmaz -

Sabah gözlerimizi çıplak göğsümde hissettiğim ıslaklık hissi ile açtım.

Kollarımı bedenine doladığım Eylül, kollarımı belime dolamış başını göğsüme yaslamış ağlıyordu. Gözyaşları derimi kezzap gibi eritip kalbime damlıyordu. Onun canını yandığında benim canım daha da yakıyordu. 

Benim canımın yanması zerre kadar umurumda değil ama onun ki yanmasın.

Kollarımı biraz daha sıkarak daha da bastırdım onu, kabus görüyordu ve tahminim doğru ise babasının ölümünü görüyordu. Sarsılarak ağlamaya başladı,  sakinleşmesi gerek.

Saçına tek tek narin öpücükler kondurdum.

" Ben buradayım, rahatla. Eylül. "

Titreyerek açtı kızaran gözlerini.

Bana baktı o kançanağı gözlerle, içimden bunu ona yapanları öldürme istediğim gün yüzüne baktı.

Hafif gülümseyip saçına tekrar bir öpücük kondurdum ve yüzünü kaldırıp tekrar bana bakmasını sağladım.

" Iyi misin canım?"

Şefkatle konuştum.

Birkaç kere kendine gelmek için gözlerini kırpıştırdı.

Konuşmak yerine başını salladı ve ellerini belime sardı, sanki kaybolabilecekmiş gibi ama o istesin yeter ki ben onu kollarımda kaybederim ve onu benden başkası bulamaz.

"Kahvaltıyı yine kaçırmak istiyorum"

Aklım fikrim hep o konudaymış gibi düşünebilirsiniz ama amacım sadece ağlamasına son vermek.

O her kız gibi öpücük ile ya da sarılmayla ağlamayı kesebilen bir kız değil ve aklını dağıtıp ağlama nedenini unutturmamın tek yolu bu diyebilirim.

" Olmaz, bugün karşılamaya gidiyoruz."

Iste dikkati dağılmış ve gözyaşlarını akıtmayı bırakmış yüzüme bakıyordu.

Başımı salladım ve kaderime razi gelip başımı eğdim.

" Saat kaç gibi gelirler ki?"

Biraz düşündü,

" Öğleden sonra bir iki gibi herhalde. "

Umutla parladı gözlerim.

" O zaman biraz daha uyuyabiliriz"

Ona söz hakkı tanımadan kafamı yastığa geri koydum ve gözlerimi kapattım. Uyuyormuş gibi de horlamaya başladım.

Evcilik Oyunu (ASKIDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin