Ceren gözyaşlarını umursamadan sadece yürüyordu. Geceyarısı olduğu için etrafta fazla insan görülmesi imkansızdı. Yanına bir araba yaklaştığını hatta o arabanın başından beri onu takip ettiğini farkında bile değildi. Yanındaki araba birden durdu ve Ceren başını o tarafa doğrulttuğunda iki adam arabadan hızlıca inmiş ve onu yakalamıştı.
"Bırakın beni!"
Hızlıca onu arabaya savurduklarında Ceren'in karşısında bir adam oturuyordu ve sırıtarak onu izliyordu.
"Hoşgeldin"
Kızı kolundan tutup sertçe kendisine çekti ve kucağına oturttu.
"Ben de seni bekliyordum."
Ceren kalkmaya çalışsa da karşısındaki adam çok güçlüydü.
"Ne yaptığınızı sanıyorsunuz siz?"
"Bilmem seni görünce misafir edelim dedik"
"Ne yaptığınızı farkında mısınız peki? Adam kaçırma denir buna!"
"Ne denip ne denmediğini çok iyi farkındayım."
Ceren gözlerini adamın gözlerine dikmişti.
"Kimsiniz siz?"
Adam gülümsedi.
"Sen fazla sorun çıkaracaksın galiba"
Elinde tuttuğu iğneyi koluna enjekte etti.
"Tatlı rüyalar"
Ceren'in gözleri yavaş yavaş kapanmaya başlamıştı.
***
Ceren zorlukla gözlerini araladı.
"Kimsin sen?"
Başı dönüyordu ve ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Kelepçeyle yatağa bağlanmıştı ve ellerini kurtaramıyordu.
"Ne verdin bana?"
"Sadece gevşemeni ve rahatlamanı sağlayacak bir şey"
Genç adam ona yaklaştı.
"Bana uyuşturucu mu verdin?"
Elini kızın bacağına koydu.
"Üzümünü ye bağını sorma"
Ceren tekrar çırpınmaya başlamıştı ama sonuç olumsuzdu.
"Fazla zorlama canını yakacaksın."
"Bana ne yapacaksın?"
Karşısındaki adam yumuşak hareketlerle elini bacağının arasına geçirdi.
"Ne yapacaksın bana?"
Yüzüne yaklaştı ve dudaklarına odaklandı.
"Ben senin sonun olacağım."
Ceren Yılmaz o geceye kadar başına gelecek felaketi farkında bile değildi. Karşısındaki adamın ona ne yapacağını, ondan ne istediğini bilmiyordu. Bu işin sonunda onu ne bekliyordu bilmiyordu ve sadece korkuyordu. Bu adamı hayatında hiç görmemişti veya uyuşturucunun etkisinden farkında değildi. Tek anlayabildiği şey hareket halinde bir tır veya karavanda olduğuydu.
Ceren artık çırpınmayı bırakmıştı. Araç hala hareket halinde ve o da hala halsizdi. Umutsuzca kurtulamayacağını anlamış olduğu adamın yüzüne bakıyordu.
"Benden ne istiyorsun? Tanımadığın birini ne için alıkoyuyorsun?"
"Tanımadığım mı?"
"Evet komik olan ne? Tanışmıyoruz hiçbir zaman bir kere bile karşılaşmadık bunu farkında mısın?"
Adam derince bir nefes aldı.
"Konservatuar Tiyatro mezunusun. Resmen tiyatro aşığısın ve hangi oyunda olursan ol o karakteri mükemmel taşıyorsun."
Ceren sadece dinliyordu. Karşısındaki adam gülmeye başladı.
"Geçen Mayısta 23 Yaş doğum gününü en sevdiğin mekanda kutladın. En sevdiğin ve oynamaktan zevk aldığın oyun camdaki silüet, kendi hayatını mükemmelmiş gibi lanse ediyorsun ama aslında fazlaca sorunların var ve derinlerinde o kadar hasar almışsın ki kimseye acılarını anlatamıyorsun."
"Bunları nereden biliyorsun? Bizim ekip bir oyun mu çeviriyor?"
"Ben senin hakkında birçok şeyi biliyorum."
"Beni bırak yemin ederim kimseye bir şey anlatmayacağım."
Adamın yüz hatları gerilmişti.
"Unut. Gitmeyi unut Ceren. Bu hikayede sen artık benim tutsağımsın başka bir yolun yok. Senin tek yolun benim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tutsak | NedCer
FanfictionCeren Yılmaz o geceye kadar başına gelecek felaketi farkında bile değildi. Karşısındaki adamın ona ne yapacağını, ondan ne istediğini bilmiyordu. Bu işin sonunda onu ne bekliyordu bilmiyordu ve sadece korkuyordu. Bu adamı hayatında hiç görmemişti ve...