"Merhaba! Ben Cenk Karaçay memnun oldum."
Ceren buz kesti ve yutkundu.
"Ceren Yılmaz."
"Memnun oldum."
"Ben de"
Üçü beraber sohbet etmeye başlamışlardı. Ceren fazlasıyla gergindi ve kısa cevaplarla Cenk'in ona sorduğu soruları geçiştiriyordu. Telefonunu eline aldı ve saate baktı.
"Saat fazlasıyla geçmiş eve gidip akşam için hazırlanmam lazım"
Ceren ayağa kalktığında Cenkte kalktı.
"İstersen seni ben bırakayım?"
"Yok hayır gerek yok."
"Lütfen Ceren Hanım"
Civan ona baktı.
"Benim bazı işlerim var Ceren dediği gibi Cenk bıraksın seni"
Ceren bunu istemeye istemeye kabul etti. Cenk'in arabasına binip Civan'a el salladı.
"Eve mi bırakayım uğrayacağın bir yer var mı?"
"Yok direkt eve"
Cenk aynadan ona baktı.
"Bence uğrayacağın bir yer veya biri olmalı iyi düşün"
Ceren onun bakışıyla ürpermişti.
"Yok dedim ya"
Cenk gülümsedi.
"Ben sana hatırlatayım o zaman uğrayacağın yeri"
Kapıları kilitledi ve gazı kökledi.
"Ne yaptığını sanıyorsun sen?"
Cenk arabayı öyle hızlı kullanıyordu ki bu Ceren'i daha da korkutuyordu. Ya Nedim'e bir şey olduysa ve onu da öldüreceklerse? Kafasında dönen felaket senaryolarından kurtulamıyordu. Uzun bir süre geçtikten sonra gözlerden uzak bir yerde durmuşlardı. Cenk inip onun kapısını açmıştı.
"İn!"
"Neresi burası?"
"İnersen öğreneceksin Ceren"
Ceren indiğinde karşısındaki dağ evini gördü.
"Ne dikiliyorsun yürüsene"
"Ne var o evde?"
"İçeri gir ve gör ayrıca merak etme işin bittiğinde eve götüreceğim seni"
Ceren kafasını salladı ve yavaşça eve ilerledi. Merdivenlerden yukarı çıkıp açık kapıdan içeri girdiğinde orada oturan adamı gördü.
"Nedim?"
Nedim sırıtarak koltuktan yardım alarak kalktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tutsak | NedCer
FanfictionCeren Yılmaz o geceye kadar başına gelecek felaketi farkında bile değildi. Karşısındaki adamın ona ne yapacağını, ondan ne istediğini bilmiyordu. Bu işin sonunda onu ne bekliyordu bilmiyordu ve sadece korkuyordu. Bu adamı hayatında hiç görmemişti ve...