"Bu ne Ceren?"
Ceren babasının elindeki kravatı gördü.
"Bunun senin odanda ve yerde ne işi var?"
Ceren şaşkınca babasının yüzüne bakıyordu.
"Baba ben bunu daha önce hiç görmedim."
Ne diyeceğini bilmiyordu söyleyecek düzgün bir yalanı bile yoktu.
"Ceren"
Babasının gözlerinin içine baktı.
"Baba ben ciddiyim."
Cemre zaten açık olan kapıdan içeri girdi.
"Demir hayatım her yerde seni arıyorum geç kalacaksın hadi"
Demir kafasını salladı.
"Bunu daha sonra konuşacağız Ceren."
Demir kravatı yere fırlatıp odadan çıktığında Ceren yerdeki kravatı aldı.
"İz bırakmadan kaybolamıyorsun değil mi?"
Ceren gardırobu açtı ve şirkete gitmek için hazırlandı.
Makyajını da yaptı ve çantasını alıp aşağıya indi.
"Çıkıyor musun?"
"Evet"
"Vazgeç bu işten Ceren vazgeç"
Demir yanlarına gelmişti.
"Ceren hala oyalanıyor musun sen?"
"Hazır babam buradayken sana aldığım hediyeyi vereyim Cemreciğim."
Cemre gülümsemeye başladığında Ceren çantasından bir kolye çıkardı.
"Ailemize hoşgeldiniz hediyesi olarak kabul et"
Cemre'nin gülen yüzü soldu.
"Dalgayı geç Ceren! Ben çıkıyorum kendin geçersin şirkete"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tutsak | NedCer
FanfictionCeren Yılmaz o geceye kadar başına gelecek felaketi farkında bile değildi. Karşısındaki adamın ona ne yapacağını, ondan ne istediğini bilmiyordu. Bu işin sonunda onu ne bekliyordu bilmiyordu ve sadece korkuyordu. Bu adamı hayatında hiç görmemişti ve...