9.Bölüm

217 39 2
                                    

***NE GÜZEL DEMİŞ MEVLANA YAŞAMAK DİRENMEKTİR SEVMEK İSE GÜVENMEK***

Cavidan hanım telefonda Semih ile konuşmaya başlamıştı .Bense bir ona bir telefona bakıp ne konuşuyorlar acaba diye onları anlamaya çalışıyordum.

"Şimdi Semih evladım bize yardım etmen lazım yarın bizim eve seni kahve içmeye davet ediyorum gelirsen mutlu edersin beni hem tanışmış oluruz hem de bu iki şapşalı nasıl baş göz ederiz onu görüşürüz ne dersin".

"Bende mutlu olurum Cavidan hanım sizin gibi yol yordam bilen biriyle tanışıp hasbihal yapmaktan şeref duyarım . Bence de bunlar hemen evlenmeliler yoksa bu ülkeyi bunların yüzünde terk edeceğim. Valla bıktım dertleri bitmiyor .Siz bana adresi verin ben yarın öğleden sonra uğramaya çalışırım." Cavidan hanım gözüyle telefonu işaret edip eliyle de beni gösterip yakasının ucunu tutup sallamaya başladı .Artık Semih neler dediyse .

"Tamam evladım yarın görüşürüz .Sağlıcakla hayırlı geceler sana da evladım sana da".

"Ayy maşallah nasıl kibar nasıl bilgili kim yetiştirmişse helal olsun valla alnından öpmek lazım ben pek beğendim bu çocuğu vasiyet filan dinlemeyeceğim o dangoz yerine seni bunla mı baş göz etsem en azından bu seni adam eder. "

"Allah sahibine bağışlasın ne diyeyim" ağzımdan inlemeli bir ses çıkmıştı .

"Ne o pek bir garip tavrın var yoksa pişman mı oldun. Bırakıyor musun plandan vaz geçelim istersen başlamadan bitsin .O Ali denen dallamada çöksün bütün malına sende uzaktan kedinin ciğere baktığı gibi bak bana ne."

"Öyle değil işte anlamıyorsunuz beni kimse anlamıyor".

"Neyi kızım ne diyon bilmece gibi konuşma da adam gibi söyle".

Artık daha fazla dayanamıyordum gözümden yağmur gibi yaşlar akmaya başlamıştı .Boğazımda sanki bir el benim nefesimi kesiyordu.

"Kızım bir sakin ol korkutma beni. Tamam istemiyorsan de bitsin bende seni zorla vermiyorum aa sanki ben everiyorum seni bana ne oluyorsa".

Hıçkırıklarımı bastırıp nefesimi düzene sokmaya çalışarak Cavidan hanıma dönüp sanki bütün hıncımı ondan çıkarırcasına içimdekileri kusuyordum artık.

"Ben kimseyle evlenmek istemiyorum anladın mı kimseyle . Babam denen adam beni bir mal gibi ona peş geç çekmiş güya vicdanını rahatlatmış . Güya günahlarının kefaretini böyle ödemiş. Ya ben benim ne düşündüğümün hiç mi önemi yok .Yıllarca babam kim bilmedim. Nasıl biri iyimi kötümü kime benziyorum neden bir kere olsun beni görmeye gelmedi hiç mi beni sevmemişti diye kendimi yedim bitirdim yıllarca. Bayram olur çocuklar babalarının ellerinde tutup gezerler parklarda bahçelerde oynarlardı. Bense onlara bakıp iç çekerdim. Hiç mi annemi sevmedi. Bizi sersefil bıraktı. Şimdide bir para için mal mülk için sevmediğim birinin boyundurluğu altına mı gireceğim hayır istemiyorum."

"Seni çok iyi anlıyorum yavrum beni iyi dinle hani bana sormuştun kocan nerde diye ?"

Peçeteyle gözyaşımı kurularken merakıma yenik düşüp "evet sormuştum dedim."

"Beni de yıllar evvel annem ve babam görmediğim tanımadığım biriyle evlendirdiler. Biz buna görücü usulü evlilik diyoruz. Siz gene birbirinize bakıyorsunuz biz onunda yapmamıştık. Ama beni bir görsen nasıl ağlıyorum o zamanlar daha liseye yeni başlamıştım . Anneme diz çöküp yalvardım benim babam çok sinirli çok despot bir adamdı. Ticaretle uğraşırdı. İkisi iki yandan hayır diyorlar ağızlarından başka bir şey çıkmıyordu..Sonradan öğreniyorum meğer babamı tehdit ediyorlarmış çok borcu varmış ortağı olacak kişi ona oyun oynamış kendi kaçmış ihale babama kalmış . Borçlarına karşılık ta oğluna beni istemişler. Böylelikle ben hiç tanımadığım sevmediğim birinin karısı oldum .Anadolu da adettir gelinliğinle çıktığın yere kefeninle girersin . Anne ve babanın rızasıyla evlendim . Gerdek gecesi damadı anca o zaman göreceğim .Çokta merak ediyorum hiçbir şeyde bilmiyorum çocuğum daha."

KANATSIZ KUŞ(TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin