Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Hayır hayır ya bu olamaz sen bana simdi mi söylüyorsun bunu aferin Semih "Arzu beni azarlayıp bir yandan da etraf da dört dönüyordu. Ben gözlerimi devirip;
"Yapma Arzu sen ayılıp bayılırken bir de ben Yaren yoğun bakımda ölümle burun buruna diyemezdim."
"Ha böylesi daha mı iyi oldu. Her şey olup bitiyor sonra karsıma gelip böyle böyle oldu diyerek ne yapıyorsun acaba alkış mı tutuyum sana beni çok güzel saf dışı bıraktın bravo" Arzu bir hışımla çantasını alıp kapıyı vurup çıkıp gitti .Yüzümu ellerimle sıvazladım.Elime kahvemi alıp pencerenin önünde uzun uzun boğazın güzel manzarasına baktım sonra saatine bakıp Ali'yi aradım.
"Ne yaptın bir gelişme var mı" tam kahvesini yudumlayacaktım ki kaldim yutamadım".
"Ne hadi be gerçekten mi" duyduklarımı hazmetmeye çalışıyordum.
"Hadi bekliyorum çabuk gel yok evdeyim eve gel tamam söylerim ne yiyeceksen ,ya sana inanamıyorum bu haldeyken bile boğaz düşünüyorsun ya pes arkadaş" telefonu kapatıp yemek siparişini verdim. Bir saat sonra kapım çalındı. Siparişleri alıp salondaki masanın üzerine yerleştirdim yemekleri içecekleri de getirip Ali'yi beklemeye başladım.
Ali yarım saat sonra bahçeye girdi arabasını park edip kapıya doğru yol aldı. Zili çaldı can dostumu kapıda karşıladı. Kısa bir konuşmanın ardından masaya geçtik. Yemeklerimizi yerken Ali dayanamayarak anlatmaya başladı her şeyi . Bıçağı ete batırırken bile sanki Yamana saplıyor gibi hissediyordu.
"Tamam sakin ol her şeyin bir çözümü var Ali belki böylesi daha iyi olur .Yaren sen de uyanmamış olabilir ama bu demek değil ki kız senden gitti."
"Ne demek oğlum bir çözümü var sana dediğimi duymadın herhalde Yaren le her gün görüşecek lan o it .Doktor denen o dallamada ona prim verdi. Ne yapıyım ben ha ne yapıyım ben saf dış kaldım. Onun yanında olması gereken benim ben ama o dallama girecek onun yanına . Yanında doğru duracak mı o zibidi tabiki de hayır. Sırf ben kuduruyum diye etmediğini bırakmayacak o hıyar."
"Bak böyle davranarak ona zaten primi sen veriyorsun" elimdeki çatalı Ali'ye doğru sallayarak konuşuyordum.
"Canım zaten sıkkın bir de sen germe beni içecek neyin var bu gece uzun olacak bana gevşemem lazım"
"Yemekten sonra bizim mekana geçelim iki tek atalım o halde" su bardağını yerine koyarken Ali nin ne diyeceğine kulak verdim.
"Yok orda şimdi gereksizler vardır birde onlarla uğraşamam .Yaren den sonra hiç biri ilgimi çekmiyor artık ne yaptı bana böyle bu cadı deli gibi istiyorum onu . İşe kendimi veremiyorum sağa baksam o sola baksam o. Beni sen biliyorsun ya ben sevmek nedir bilmezken beni alt üst etti bir anda. Onu orda o halde görünce bunu daha iyi anladım." Bir anda duygu karmaşası yaşamaya başlamıstı Ali.
"Neyi anladın "dedim sırıtarak.
"Puştluk yapma hıyar ne demek istediğimi bal gibi anladın işte" Ali de artık gülüşünü saklamıyordu. Uzun zaman sonra kuzenimi ilk defa biri için derin hisler içinde olmasına sevinmiştim. Onun çok mutlu olması için gönülden dua ettim. Umarım istediğine çok zaman geçmeden kavuşurdu. Bunu her şeyden çok istiyordum.