Güneş Bize Doğdu

36 12 17
                                    

*O itiyor seni, sen düşüyorsun ama o sana dokundu diye gülümsüyorsun...*

O seste neydi öyle. Adeta uykumdan sıçrayarak uyandım. 

İçeriden birisi kusuyor mu desem? ne desem bilemedim gluk gluk diye garip sesler çıkarıyordu. Teyzem oradadır  diye ve de uykum ağır bastığı için sesin kaynağına gitmedim ve garip sesler eşliğinde gözlerimi yumdum.

Tam uyuyucam derken perdenin aralandığını hissettim. Sonra bana doğru yaklaşan adımlar ve bir kaç dakika sonra göz kapaklarımın üzerinde bir gölge.

Hızlıca gözlerimi açtım ve gözlerimin üstünde bir kol olduğunu fark ettim.
O anki adrenalinle hemen üzerimdeki kolu tuttum.
Daha sonra kolun sahibine baktım. Daha önce görmediğim bir kızdı bu.
Sarı saçlı, yanakları hafif dolgun birisiydi.
Kolunu tutar tutmaz bana baktı. Bende o esnada lafa atıldım.
"Ne arıyorsun burada? iki saattir ne bu ses? " dedim.
O ise bana yüzünde korku ve mahçup bir ifadeyle bakıp konuştu.
"Kusura bakma rahatsız ettim. Sadece peçeteyi alacaktım" dedi ve başımın yanındaki peçeteyi işaret etti.
Bu aralar iyice paranoyaklaşıyordum.
Annem öldürüldüğünden beri herkesten şüphe ediyordum. En çokta çevremde olan kişilerden.
O kız izin almadan buraya girmişti, belki de annemin katilleriyle bir alakası vardır. Belki buraya başka bir sebepten gelmiştir diye aklıma yüzlerce soru geliyordu.
O anki düşünce yoğunluğumla
"Farkındaysan burada şu an dinleniyorum, izin anlamdan buraya giriyorsun ve yine izin almadan baş ucumdaki peçeteyi almaya çalışıyorsun.
Ayrıca içeride garip garip sesler çıkarıp beni rahatsız ediyorsun" dedim.
Hala o sesler kafamda yankı yapıyordu.
Gluk gluk diye.
O ise sanki sinirlenmiş ve kendini sakinleştirmeye çalışıyordu .
Bir iki saniye gözlerini yumdu ve sanki sinirlerini yatıştırırmışcasına geri açtı.
"Haklısın izinsiz yaptım bunları ama hatalı olduğumu kabul ettim zaten, daha anlayışlı olamaz mısın?" dedi.
Cidden beni sinirlendirmeye çalışıyordu bu kız.
Odaya izinsiz girdiğini kabul ediyor, sonra da benden anlayışlı olmamı bekliyordu.
Zaten ben ilk tepkimi olması gerektiği gibi vermiştim. Kim olsa aynı şekilde davranırdı. Hatta ben gayet normal davranmıştım. Sakince burada ne aradığını sormuştum. Ama hanımefendiye göre anlayışsız bir tepki vermişim ve daha anlayışlı olmam gerekiyormuş.
Dalga geçiyor olmalı benimle.
Ben bunları düşünürken o kendince benim duyamadığım birşeyler mırıldandı.
(Not: şeytan tüyü diye mırıldanıyor.)

Anlamadım ve "ne?" diye sordum.
Sinirlice bir nefes verdi ve sert bir ses tonuyla
"İçeride su içerken boğulup ölüyordum, sonra zorla kendime geldim. Üstüm başım hep şu oldu, ama sen bana diyorsun ki 'içeride garip garip sesler çıkartıp durdun' sonra da 'beni rahatsız ettin' diyorsun.
Özür diledikya alttan al alttan al bir yere kadar ama!!"
Dedi ve peçete yerine eldiven kutusunu masadan alıp odadan çıktı.
Salak kız peçete yerine eldiven kutusunu aldı.
Sonra anlattıklarını düşündüm, demek üstü bu yüzden ıslaktı. Boğazına su kaçmış ve üstünü ıslatmıştı.
Peçete yerine eldiven kutusunu da aldı, aklı beş karış havada bu kızın. Annemin katilleriyle bir ilgisi yoktur. İyice deliriyorum, en ufak şeyden bile şüphelenmeye başladım.
Hem demek ki uyumaya çalışırken duyduğum gluk gluk sesi bu yüzdenmiş.
Allah aşkına bir insan gluk gluk diyemi boğulur ya.
Bunları düşünürken yattığım yerden kalktım, sağ tarafımda kalan masanın üzerinden peçeteyi aldım ve ayaklandım.
Kıza biraz fazla kaba davrandığımı farkettim, en azından özür diledi ve ben yinede laf ettim.
Gidip peçeteyi verip vicdanımı rahatlatmak istedim. Perdeyi araladım ve kızı tam odadan çıkacakken buldum.
Demek ki peçeteyi almadan gidecekti.
Perdeyi açtığımı fark edip yavaşça bana doğru döndü.
Yüzümde istemsizce oluşan ifadeyle elimdeki peçete kutusunu havaya kaldırıp ona doğru salladım. Ardından ona peçete dolu kutuyu attım.
O ise peçete kutusunu yakalayıp direkt içinden bir tane çıkarttı ve  kopardı , ardından üzerinin nemini almaya başladı.
Bense daha fazla orada dikilmedim ve uzandığım sedyeye ilerledim. Tam o sırada adımlarımı sedye'nin ayak ucu kısmında kalan dolaba yönelttim. Dolabı açtım ve içinden Ebru teyzemin buraya yedek olarak bıraktığı tişörtler den birini elime aldım ve sedyeye oturdum.
İçerdeki kıza bunu versem mi acaba? diye düşünürken bir boğaz temizleme sesi duydum ve başımı o tarafa çevirdim.
Sakar kız bir şey diyecek gibi bana bakarken ben çoktan benden özür dilemek için burada olduğunu anlamıştım.
O söze atılmadan elimdeki tişörtü ona doğru kaldırıp ben konuşmaya başladım
"Bunu giyebilirsin, hava soğuk ve hashanye geldiğine göre bir hastalığın olmalı" dedim ve tişörtü ona verip birşey  demesini beklemeden oradan uzaklaştım.
Anladığım kadarıyla sakar kız şeker hastasıydı, bu yüzden teyzemin yanına gelmişti ve boğulurken gluk gluk sesler çıkarıyordu.
Eve gitmek için hastaneden çıkarken telefonumun sesiyle olduğum yerde durdum ve aramayı yanıtladım.
Arayan Sinandı.
"Kanka nasılsın? ne zaman çıkacaksın hastaneden? seni almaya gelelim mi?"
Diye bir sürü soru yöneltti bana.
"İyiyim Sinan, şimdi çıkıyorum hastaneden gelmenize gerek yok. Pazartesi okulda olurum o zaman görüşürüz." dedim
"Batu ben birde sana şu zorunlu yaz kursu işini söyleyecektim.Baban benim babamı aramış. İşte sen ben Emre yaz kurslarına hiç katılmıyormuşuz okullar açılınca haftasonu kurslarıda olucakmış onlara da katılmalıymışız diye bizi şikayet etmiş. Babam bir ton konuştu benimle, Emre'nin durumuda aynı , o yüzden yarın okulda geliyorsun orada görüşürüz"
Babam bana da bu konudan baksetmişti ama benim pek umrumda olmadığı için gitmeyecektim. Ama Sinan'ın ve Emre'nin babası gerçekten onların başının etini yer. Harçlık vermemekle, arabayı vermenekle tehtit edildiklerinden mecbur kurslara katılmak zorunda olurlar.
Daha önce böyle tehtitlere mağruz kalmışlardı.
Benim babamsa annemin ölümünden sonra beni sıkmamak için fazla üstüme gelmezdi.
Emre ve Sinan'ı yalnız bırakmamak için okula gidecektim.
Sinan'a "tamam yarın geliyorum. Görüşürüz o zaman " dedim ve o da görüşürüz dedikten sonra telefonu kapattım.
Bu gün baya yorulmuştum direkt eve gittim ve uyudum.
Yarın okula gitmek için erken kalkıcaktım birde.

Keyifle okumuşsunuzdur umarım.🌼🌼
Yorum ve oy atmayı unutmayın.
Biraz olaylar sakin ilerliyor ama bir iki bölüm sonra kendimizi karmaşanın içinde bulabiliriz. Hikaye biraz karışacak.
Diğer bölümde görüşmek üzere 👋👋

AntagonistHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin