"Derin mi kesikler?"

473 58 75
                                    

"Omlet istiyorum Jaem. Ve...ve sosis!"

Sandalyenin üzerinde zıplayan Bae'yi oturtup tezgahın diğer tarafına geçtim.

"Omleti sabah yedik tatlım. Şimdi akşam yemeği zamanı. Mmm... Çıtır çıtır tavuklara ne dersin?"

"Evet Jaem, istiyorum istiyorum istiyorum..."

Bayan Minha'nın izinli olması sebebi ile günün yemekleri bana kalmıştı. Sabah güzel bir kahvaltı, öğlen sebzeli bebek çorbası ve akşamda güzel bir tavuk ile günü sonlandıracaktım.

Önceden planlayarak Marine ettiğim tavukları tepsiye dizerken ellerini çenesine koymuş meraklı bakışları üzerimde gezinen miniğim alnına ufak bir buse kondurmayı ihmal etmedim.

"Benim bebeğim bu gün nasılmış bakalım?"

Dün geceden beri ilk defa ortaya çıkan Jeno'yu daha az görebilmek adına tepsiyi arka tarafa götürüp işime orada devam ettim. Tabii kulağım onda...

"Sana öpücük yok baba. Jaem'i çok ağlattın. Hem onun elleri uf oldu."

"Ben mi ağlatmışım Jaem'i? Baba kimseyi üzmez ki."

"Üzdün işte. Gördüm, çok ağladı Jaem."

Hayatım boyunca ilk defa biri tarafından savunulmanım verdiği sevinç ile kendi kendime güldüm. Tabii bu sırada Jeno oğluyla arayı ısıtmış, istediği öpücüğü almıştı. İkisinin kusursuz görüntüsü benim de içime ışık saçarken dün gece bana karşı olan tavrını hatırlayarak yeniden astım suratımı.

Tezgahta bedenimin iki yanına koyulan eller ile irkildim. Geri çekilmemle bedenim onu kine çarpıp duraksamış, enfes kokusu şiddetle burnuma dolmuştu.

"Fazla kaba davrandım, üzgünüm."

Kulağıma fısıldaması tüylerimi ürpertmişti. Zorlukla nefes alıp gözlerimi yumdum. Ellerim avuçlarının arasına karışırken donup kalmıştım.

"Derin mi kesikler? Doktora gitmek ister misin?"

"Önemli bir şey değil."

Anlık gelen cesaret ile itekledim onu. Bandajlı ellerim sıcak avuçlarından ayrılmanın verdiği üşüme ile titrerken çattım kaşlarımı.

"Beni düşünmene gerek yok, sadece kırma yeter."

Tepsiyi fırına sürüp Bae'nin yanında oturdum. Boş bakışları üzerimde gezinen adam da tam karşıma oturmuştu.

'Bae üzülmesin diye ilgileniyorum seninle. Kendini bir şey sanma.'

Telefonumun ekranından görünen mesaj ile yalnızca göz devirmekle kaldım ve tüm odağımı yanımdaki miniğim üstüne verdim.

Pişen yemeği bir aile saadeti içinde yememizin ardından Etrafı toparlayıp Bae'yi yatırmaya çıktım. Günün masalını okummama kalmadan uyuya kalmıştı. Kıvırcık saçlarını yüzünden çektim, pamuk yanağına tatlı öpücüğümü de bıraktım. Yumuşak yanakları minik suratında öyle sevimli gözüküyordu ki yeniden öpmemek için kendimi zor tuttum.

Annesi olduğunu söyleyen kadına çok benziyordu Bae, lakin süt beyazı teni ve mimiklerindeki ince ifadeler birebir babasıydı. Fakat karakteri ne annesinden ne de babasından esinlenilmişti. Apayrı bir çocuktu Bae. Annesiz büyüyen, bütün hayatı iş olan bir babaya göre kendini büyütmüş, son derece saygılı bir çocuktu. Henüz çok kısa bir zaman olmasına rağmen aramızda farklı bir bağ olduğuna inanıyordum. Karşılıklı çok güçlü bir bağ oluşmuştu aramızda zira onun da bana yalnızca bir bakıcı gibi davranmadığı ortadaydı.

Uzun bir süreyi miniğimin yanında uzanarak geçirmiştim. Saatler gece yarısına ulaştığında odama gidecektim ki çalan zil ile adımlarım aşağıya yöneldi. Benden önce açılan kapının eşiğinde görünen Jennie ile ortaya çıkmak yerine merdivenin kenarına saklandım.

"Yine hangi yüzle geldin buraya sen!?"

"Biraz konuşacağız Jeno. Beni dinleyeceksin."

"Burdan hemen gi-"

Merdiven korkuluğunun arasından gördüğüm görüntüyle elimi ağzıma götürüp ses çıkarmamak için kendimi temkinledim. Güzel kadının dudakları Jeno'nunkilerin üzerindeydi.

Kadının omuzlarından tutup sertçe ittirdi Jeno. Elinin tersiyle dudaklarını silerken attığı bakışla zorla yapılmış bir öpücük olduğunu kanıtlarken adımları geriledi.

"Korktum Jeno, seni kaybetmekten korktum. Bae doğunca beni istemezsin diye korktum. Benim istediğim yalnızca sensin. Bae umrumda değil, istediğin kadar kalsın sende. Sadece bana kendini ver."

"Sen iğrenç birisin Jennie. Sana evlenelim dedim. Oğlumuz için sıcak bir yuva kuralım, her şeyi üstlenirim dedim. Ama sen ne yaptın? Bae'yi aldırmaya kalktın. Bana ilaç verip zorla yaptığın çocuğu benden ayırmaya kalktın! Üstelik başkasına aşık olduğumu biliyordun, bunca şeye rağmen sadece oğlum için silip attım her şeyi, istersen başka bir şehre, ülkeye gidelim oğlumuz mutlu olsun dedim. Peki sen ne yaptın Jennie?! Benim ve oğlum için ne yaptın?! "

Sesi titreyen Jeno yavaşça yere çökmüş derin bir nefes almıştı.

" İşte bu yüzden seninle konuşacak bir şeyim yok. Bizi terk ettiğin gün gittiğin o adama git şimdi ve bir daha asla... Asla bize yaklaşma! Defol! "

Benim düştüğüm şaşkınlık gibi kadında donup kalmıştı. Hıçkırarak ağlamaya başlayan Jennie, Jeno'ya yaklaşmaya çalıştı lakin gördüğü tepki ile hızla terk etti evi.

Hiçbir şeye 'Hayır, yapmadım' dememişti Jennie. Böylelikle bana anlattığı her şeyin yalan olduğunu kanıtlamış, içimde derin bir pişmanlığa yol vermişti.

Utançla odama çıktım. Jeno normal biri değildi ve bunun için sağlam sebepleri vardı. Henüz lise öğrencisi iken baba olmuştu. Tek başına büyütmüştü çocuğunu, henüz kendisi çocuk iken...

Biriktirdiğim bölümler anlık olarak bitmiş durumda. Ek olarak köydeyim ve İnternet yok daha da kötüsü an itibari ile mobil İnternetim de bitti sayılır. Biraz görüşemeyebiliriz. Seviyorum sizi 💜

winy °nomin°Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin