Sevdiği genci kucağına alarak odasına çıktı. Kalbi çılgınca atıyordu. Sanki ilkmiş gibi öpecekti onu,en derinlerine ilkmiş gibi dokunacaktı.
Jaemin bacaklarını Jeno'nun beline dolayarak yardımcı oldu. Hareketleri hızlanırken sırtı sertçe duvara çarpmıştı, sakince inledi. Acıyla değil, zevkle.
Küçük olanın boynunu yeniden keşfederken doya doya öptü genç adam. Sonra durdu bir süre. Sevdiğinin suratında gezdirdi parmağını. Kirpiklerini okşadı, göz kapaklarından öptü. Kendinden izler bırakmak istercesine oyalandı gencin her zerresinde, ama dokunmaya kıyamadı.
Tişörtünü çıkarttı Jaemin'in ve dudaklarını yalayarak manzarasına baktı. Jeno şükretti, Jaemin'e sahip olduğu için. Ona layık olduğu için...
Sonra narin bedeni yatağa bıraktı. Tam üstüne eğilmişti ki yumruklanırcasına çalınan kapı telaşla onu aşağıya indirmişti. Başta duymadığı kapı sesini oğlunun ağlaması yardımıyla duymuştu. Jaemin soluğu miniğin yanında alırken Üzerinde yalnızca çamaşırım olduğuna dahi aldırış etmeden kapıyı açtı Jeno.
"Sürtüğün nerede?!"
Burnundan soluyan genç, Jeno'yu iterek içeri girmeye çalıştı ancak şaşkına dönmüş Jeno onu engelledi.
"Kendini daha fazla rezil etmeden evine dön Yoongi."
Olmaması gereken bir sakinliğe sahipti Jeno. Sebebi ise karşısındaki gençti. Başkası olsa çoktan tanınmaz hale getirirdi lakin Yoongi ile farklı bir bağı vardı. Kimsenin bilmediği.
Yıllardır görüşmeyen ikili birbirlerini yeniden ilk gördüklerinde sarılıp doya doya hasret gidereceklerini hayal ederdi ama şuanki durum bambaşkaydı.
"Özel bir anınızı böldüm anlaşılan..."
Kırık bir tonla çıkmıştı kelimeler öfkeli gencin kurumuş dudaklarından. Uzun uzun süzdü Jeno'nun açıkta kalan bedenini. İçinde geçmişin esintileriyle hüzün gezinirken bir kaç adım geriledi. Özlemişti dostunu görmeyi, zira o gece karanlık barda çok net görememişti büyüdüğünü.
"Bak Jeno, derdim seninle değil. Derdim o yavşak Jae-"
"Laflarına dikkat et Yoongi. Sinirlendirmek istemezsin."
Sıktığı yumruğunu kapı girişine vurup sakinleşmeye çalışan Yoongi dayanamayarak cebinden çıkarttığı telefonu uzattı eski dostuna.
Ekranda gördüğü öpüşen iki erkekti. İlgisini çekmeyerek iteledi Yoongi'nin elini ancak aniden gözüne çarpan giysiler ile telefonu eline aldı. Yüzü önündeki diğer adamdan dolayı gözükmeyen kısa genç Jaemin'den bir başkası değildi ve fotoğraf üç gün öncesine aitti. Jaemin o gün normalinden daha özenli giyinmiş ve geç saatte dışarı çıkmıştı. Gece eve geldiğinde ise öyle dağılmıştı ki Jeno'nun adını sormasına bile cevap verememişti. Fakat hiç şüphelenmedi genç adam. Jaemin'e gözü kapalı güveniyordu. Lakin şuan gördüğü resim ile elleri titremeye başlamış nefesi daralmıştı.
"Bu... Bu ne?.."
"Sevgilin seni benim sevgilimle aldatıyor."
Telefonu karşısındaki adamın göğsüne fırlatıp kapıyı sertçe suratına vurdu. Lee Jeno öfkesine hakim olamayan bir adamdı, gözleri kararırdı, ne yapacağı asla kestirilemezdi.
Yatak odasına çevirdi hızlı adımlarını. Sevdiğini orada bırakmıştı aşayığa inerken çünkü. Lakin orada değildi Jaemin, oğlunun odasından geliyordu doyulmaz kokusu.