'Hemen bu gün konuşacaksın Jimin! Daha fazla bu işkenceye dayanamam.'
Parçalarcasına tuşladığım harflerle mesajı yollarken öfkemi dizginleyememiş telefonu şiddetle duvara fırlatmıştım. Sinirlerim bütünüyle bozulmuştu. İki gündür sebepsiz yere kilitlemiştim bu odaya.
Yerde ekranı çatlamış bir biçimde duran telefonun ekranı bildirim ile yanarken eğilip gelene baktım. Nihayet bu iş bu gün bitecekti.
' Evinizin önündeyim. Yaşattıklarım için özür dilerim. Jeno ile konuşup bu işi halledeceğim.'
Camdan bahçe kapısına bakındım. Jimin gerçekten gelmişti ve asıl kapıya ilerliyordu. Birazdan küçük çaplı kopacak kıyamet yağmurun hızlanmasıyla daha da yaklaşıyordu.
Çalan zil sesi ile titreyen ellerime baktım. Her şeyin çözülmesini istiyordum. Eskiye dönmek değildi umduğum. Şuan ilk hedefim bu dört duvardan kurtulabilmekti.
~~~~~~~
Uykulu gözlerini ovuşturarak kapıya ilerledi Jeno. Gelenin kim olduğuna bakmadan direkt açmıştı kapıyı ve karşısında gördüğü kişi ile kapatmak için hamle yapmıştı. Lakin Jimin atılmış, davetsizce içeri girivermişti.
"Çık evimden."
Anormal türde sakinlik hakimdi Jeno'nun üzerinde. Kibarlıkla kapıyı gösteriyor, çıkmasını söylüyordu gence.
"Gideceğim elbet ancak önce beni dinlemelisin."
"Dinlemeyeceğim, çık evimde-"
"Jeno ben hamileyim."
Histerik bir kahkaha koptu Jeno'dan. Öyle alay edercesine bakıyordu ki Jimin yerin dibine itildiğini hissetmişti.
"Bu güzel haberi Jaemin'e vermeye mi geldin?"
"Saçmalamayı kes. Kocaman adam olmuşsun çocuk yetiştiriyorsun şu yaptığın imaların düşüklüğüne bak. Ben Yoongi'nin bebeğini taşıyorum ve yakında evleneceğiz. Jaemin'den habersiz kurulmuş planlar yüzünden ona bu kadar kaba olmana gerek yoktu. Ben Yoongi'den kurtulmak için planlar yaptım o da iyi niyetinden ağıma düştü. Ve sen de Yoongi'den daha gerizekalı çıktın. Ben sevgilimle güzel bir hayat kuracağım lakin sen o yukarıda kilitlediğin Jaemin'in tek bir saç teline bile layık değilsin. Bana kalırsa özür de dileyip düşürme kendini. Açtığın yaraları kimse saramaz. "
Duydukları şok etkisine sokmuştu genci. İnanmak istiyordu, bir yandan da asla istemiyordu. Haksız yere sevdiğine bu kadar kötülük yapmış olmayı yediremezdi benliğine.
" Neden inanayım sana? "
" Bana inanmıyorsan sevdiğin adama inan, ha gerçi ona inanmadığın için buradayım. Ara Yoongi'ye sor. İtiraf edecek, seni öfkelendirip Jaemin'i benden uzak tut diye nasıl oyunlar kurduğunu anlatsın sana."
"Ha-hayır... İnanmıyorum."
Başını ellerinin arasına alan genç ileri geri delice yürüyor, kendini rahatlatmaya çalışıyordu.
Çantasından dosyasını çıkarttı Jimin. İçinden dna testi ve fotoğrafın çekildiği günün öncesi ve sonrasına ait fotoğrafları serdi gözüne.
" Al bunları, kime inanmak istiyorsan ona inan."
Fırlatırcasına verdiği kağıtların ardından tuttuğu göz yaşlarını bırakarak çıktı evden Jimin. Jaemin'e karşı çok olumluydu duyguları, ona bu tür şeyler yaşattığı için kendini affetmeyecek kişilerden biri de oydu.