27 | aşk

1.3K 126 89
                                    

Yeonjun'un kapısının önüne kadar gelmiş içeri girip girmeme kararımı sorguluyordum. Eğer girersem büyük ihtimalle hayatımızda ve ilişkimizde çok fazla şey değişecekti. Bu riski göze alabilir miydim?

Peki ya onun benden gitmesini göze alabilir miydim?

Hayır, bunu kesinlikle göze alamazdım. Kendimi son kez cesaretlendirdim ve kapıyı tıklattım. Ses gelmiyordu, biraz bekledim fakat yine cevap gelmeyince titrek bir nefes aldım ve kapıyı araladım.

Yeonjun yatakta kapıya sırtını dönmüş uzanıyordu. Kulakları düşük, kuyruğuysa sanki canlı değilmiş gibi yataktan sarkıyordu. Onun da duyguları bedenine ağır geliyordu, bunu fark etmiştim. Bu acıyı çekmemize gerek yoktu, neden çektirecektim ki?

"Yeonjun..."

Ses gelmedi ama kulaklarından biri beni dinlediğini belli edecek şekilde havalandı.

"Hadi giyin üzerini, dışarıya çıkıp biraz hava alalım. Bazı şeyleri de konuşmamız gerekiyor üstelik."

Kulağı konuşmam bitene kadar dikili durmuş, cümlem biter bitmez tekrar düşmüştü. Tam yutkunup 'istemiyorsan çıkmayız' diyecektim ki kuyruğunun kıpırdadığını gördüm. Hafifçe iki yana sallıyordu, bunu heyecanlandığında yapardı.

Gülümsedim, onu özel bir yere götürecektim.

---

Yeonjun

Kai odadan çıkar çıkmaz yatakta doğrulmuş ve Prens Charles'a sıkı sıkı sarılmıştım. Tanrım, beni önemsiyordu!

Tanıdığım Kai eğer bana karşı boş olsaydı ertesi güne kadar konuşmaz, sonraysa öpücüğün bahsini bile açmazdı. Ama yanıma gelip bir yerlere çıkmayı teklif ediyorsa bu da demek oluyor ki...

Heyecanla yatakta tepinirken aklıma diğerleri gelmişti, hızla gruba mesaj attım ve telefonumu kapattım.

'Hyuka'yı öptüm ve o benimle konuşmak istiyor.'

Gülümseyerek telefonumu göğsüme bastırdım ve komidindeki saate baktım. Hayır, Kai odadan çıkalı yaklaşık sekiz dakika olmuştu ve ben daha yataktan bile kalkmamıştım!

Hızla ayağa kalktım ve derin nefesler aldım, sakin olmalıydım. Olurdum olmasına ama gülümsemeden duramıyordum ki.

Bir saat önce yatağımda umutsuzca gözyaşı dökerken daha aradan bir gün bile geçmeden bu kadar mutlu olmam komikti.

Fakat kimin umurunda! Heyecanla dolabımı araladım ve kıyafetlerime göz gezdirdim.

---

Nihayet üzerimi değiştirdiğimde gülümsememeye çalışarak salona girdim. Kai koltukta oturmuş telefonuna bakıyordu. Ancak bir ayağını sürekli yere vuruyordu, şu an stresliydi anlaşılan.

Beni görmesiyle hızla ayağa kalktı ve acemice gülümsemeye çalıştı, bu hali çok sevimliydi.

"Hazırsan eğer çıkalım."

Yüzümü mimiksiz tutmaya çalışarak onayladım onu. Birlikte kapıya doğru yürürken çift gibi giyindiğimizi fark ettim.

Benim üzerime geniş yakalı, ince lacivert çizgili kısa kollu bir tişört ve altımda kot pantalon vardı. Onun üzerinde ise aynı model, fakat çizgileri açık yeşildi, tişört ve koyu renk kotu vardı.

catboy, yeonkai ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin