Yüzümdeki ciddi ifadeyi silmeden Yeonjun'a döndüm. "Efendim Yeonjun?"
Dudaklarını büzdü ve sinirlenince her zaman yaptığı gibi ellerini kazağının altından yumruk yaptı. Onu kızdırdığımın farkındaydım ancak bugünlük böyle olması gerekiyordu.
"Bir şeyi unutmuyor musun sence de?"
Kaşlarımı çattım ve düşünceli bir yüzle onu izlemeye başladım. Ne demek istediğinin gayet farkındaydım fakat bunu belli etmeye niyetim yoktu.
"Im, hayır?"
Sinirle gözlerini yumdu ve derin bir nefes aldı ve yumruk taptığı ellerini daha da sıktı. Şu haliyle o kadar sevimliydi ki...
"Tamam o zaman!"
Tavırlı bir şekilde son kez bana baktı ve odadan çıktı. Bugün insan olacağı gündü ve bunun özel olmasını istediğini söylemişti. Onun için bir sürü şey hazırlamıştım ve bunu öğrenmesini istemiyordum. Şaka gibiydi, bugünden itibaren aramızda sadece bir yaş fark olacaktı. Yeonie'nin yeterince uzaklaştığına karar verince telefonumu çıkarttım ve Beomgyu'yu aradım.
'Efendim?'
'Bitirebildiniz mi işinizi?'
'Ben de iyiyim, teşekkür ederim.'
'Gyu vaktimiz yok, hazır mı her şey?'
'Püff, bir tek siz eksiksiniz.'
'Tamam, teşekkürler.'
'Saçmalama Kai, Yeonjun bizim de elimizde büyüdü. Tabi ki bugün burada olacağız.'
'Biz de geleceğiz birazdan.'
'Tamam, bekliyoruz.'
'Görüşürüz.'
Konuşmayı bitirdiğimizde kendimi rahatlamış hissediyordum. Gülümseyerek odamıza gittim ve kapıyı tıklattım.
"Girme!"
Bana trip atarken kullandığı tavırlı ses tonuna karşın kısık sesle kıkırdadım. Böyle davrandığı zaman küçük bir çocuğa benziyordu.
"Giriyorum o zaman."
Cümlemi bitirdim ve odaya girdim. Yatağımıza yüz üstü uzanmış, başını yastığa gömmüş kendini boğmaya çalışıyordu.
"Bebeğim,"
Yavaşça yanına adımladım ve yatağın kenarına oturdum. Hala yüzünü kaldırmamakta ısrarcıydı. Üzerine doğru eğildim ve ensesine yumuşak bir öpücük kondurdum.
"Dışarı çıkıp biraz gezmek ister misin? Daha sonra da yemek yeriz."
Yine tepki vermese de bana bağırıp tırmalamaması şu an fikri kafasında tarttığının göstergesiydi. Ki bu kadar uzun düşündüyse sonunda kesinlikle kabul edecekti.
"Tamam."
Ne demiştim? Yüzünü gömdüğü yastıktan kaldırıp kafasını bana çevirdiğinde hızlıca dudaklarına ufak bir öpücük kondurdum.
"Seni bekliyorum güzelim."
Mavi saçlarını dağıttım ve ona gülümseyerek odadan çıktım.
---
Evden çıktığımızda aramız daha iyiydi, yani en azından Yeonjun beni yanağımdan öpmüştü. Üzerinde İngilizce özlü sözler yazan bir tişört ve altında diz kapağında biten ince kot şortlardan vardı. Benim üzerimde ise kısa kollu ince bir gömlek ve siyah pantolon vardı. Uyumlu durmasak da garip bir benzerlik vardı aramızda, ne olduğunu çözememiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
catboy, yeonkai ✓
FanfictionKai kedi çocuk sahiplenmek için barınağa gider ve mavi saçlı minik bir kedi bulur. düzyazı ©rozeixs | 31.07.2020 - 05.10.2020