"Bu çocuk nerede kaldı Soobin? Saat çok geç oldu!"
Beomgyu salonda bir oraya bir buraya dolanıp dururken Soobin koltukta oturmuş Taehyun'un gitmeden önce dediği şeyleri düşünüyordu.
"Beomgyu.."
Beomgyu tırnaklarını kemirirken sorarcasına kaşını kaldırdı.
"Taehyun ne demek istedi?"
Kedinin dedikleri aklına gelince Beomgyu da yürümeyi kesti ve olduğu yerde donup kaldı.
"O sanırım... Yani galiba kızgınlığı yaklaşıyor ve... bilmiyorum belki de bize ilgi duyuyordur..."
Durup durup konuşması nihayet son bulduğunda yutkundu ve koşar adımlarla sevgilisinin yanına oturdu.
"Sen.. sen ne yapmayı düşünüyorsun Soobin?"
Uzun olan ilk defa bu kadar sessiz ve kararsız görünüyordu, bu ilişkide mantıklı olan taraf her zaman o olmuştu ancak bu sefer ne yapacağını kendi de bilmiyordu.
"Bilmiyorum sevgilim, aslında son zamanlarda hiçbir şey bilmiyorum." yavaşça başını koltuğun başına yasladı ve Beomgyu'yu göğsüne çekti. "Kai da beni aradı ve kapattı fakat o zamandan beri ona ulaşamıyorum."
İki genç yarım saat kadar konuşmadan, sadece birbirlerine sarılarak oturmuştu. Tam Beomgyu tekrar stresle tırnaklarını kemirmeye başlayacakti ki dış kapının açılma sesini duydular.
"Taehyun!"
İkisi de adeta bağırarak kapıya koştular fakat kızıl onları görmezden gelip odasına yöneldi. Yavaş yavaş sinirlenmeye başlayan Soobin hızla Taehyun'un önünü kesti ve kollarını göğsünde birleştirdi.
"Bize söylemek istediğin bir şeyler var mı Taehyun."
Kızıl olan boş gözlerle ona baktı ve göz devirip tekrar dış kapıya adımladı. Bu sefer onu durduran Beomgyu'ydu.
"Taehyun..." oğlanı durdurmak için kolunu tutmuştu fakat bu yanlış bir karardı, çünkü zaten sinirli olan kedi asabi hareketlerle kolunu kendine çekti.
"Sakın Beomgyu, sakın dokunayım deme."
Bu sözler Soobin için son damlaydı, ellerini saçlarına geçirdi ve sinirle bağırdı.
"Senin derdin ne Taehyun, ne istiyorsun bizden!"
İlk defa sahibinin kendisine karşı bu kadar yüksek bir sesle bağırmasının şokuyla gözleri doldu kızıl kedinin. Bunu fark eden Beomgyu tereddüt etse de Taehyun'a yaklaştı ve ona sarıldı. Çok geçmeden güçlü kolları belinde hissetmişti, dudağının kenarı kıvrıldı.
Soobin ise dolu gözleri gördüğü an zaten pişman olmuştu. Bir süre kasılan yüzüyle sevdiklerini izlese de dayanamamış ve ikisine de sarılmıştı.
"Neden hem kendini hem de bizi üzüyorsun, ha güzelim?"
Uzun zaman sonra ilk defa sahibinin kendisine bu kadar içten iltifat etmesiyle küçük kedi dayanamadı ve gözyaşlarını serbest bıraktı.
"Çünkü.. çünkü beni sevmiyorsunuz. B-bana yaklaşmıyorsunuz bile."
Beomgyu kıkırdadı, küçüğü her şeyi yanlış anlamıştı.
"Sana yaklaşmamamızın sebebi seni sevmememiz değil bebeğim."
Taehyun kocaman gözlerini onlara diktiğinde Soobin gülümseyerek cümleyi tamamladı.
"Sebebi senin istediğin şeyler için küçük olman."
Hala şaşkın şaşkın ona bakan miniğine eğildi ve alnına ufak bir öpücük kondurdu.
Küçük olan mutluydu, her şeyi kendi kafasında kurmuş ve kendi kendini üzmüştü. Gülümseyerek sahiplerine sarıldı.
Birkaç dakika boyunca herkes huzurla birbirine sarılıyordu. Ta ki Taehyun o cümleyi kurana kadar.
"Bu arada Yeonjun, Kai Hyung'u öpmüş."
---
Kai, göğsünde uzanan sevgilisiyle birlikte odasında dizi izliyordu. Arada ellerini Yeonjun'un mavi saçlarına daldırıyor, bazense tüylü yumuşak kulakların dipleriyle oynuyordu. Bunun Yeonjun'u ne kadar etkilediğini bilmeden.
Dizinin sonlarına geldiklerinde Yeonjun karnında ciddi bir karıncalanma hissetmeye başlamıştı. Yüzünü sevgilisinin göğsüne sürttü ve mırıldandı.
"Kai~ Karnım ağrıyor."
Küçüğünün sözleri üzerine Kai ona küçük bir öpücük bahşetti ve yatağa tamamen uzandı. Bir yandan da elini tişörtün üzerinden Yeonjun'un karnına sarmış ve ağır ağır oraya masaj yapmaya başlamıştı.
Yeonjun bu masajlarla karnındaki ağrının geçeceğini düşünse de yanılmıştı, aksine ağrı karnından başlayarak aşağılara da inmişti.
"N-ningie, hala ağrıyor."
Kai şaşkındı, genelde ufak ağrılarda karna uygulanan masajın ağrıyı azaltacağını duymuştu. Elini bu sefer tişörtün de içine soktu ve sevgilisinin çıplak karnını ovmaya devam etti.
İşler Yeonjun için ciddileşmişti, nedense kendini çok hassas hissediyordu. Kai'ın elinin göğüs kafesinin alt kısımlarında bir yere değmesiyle adeta bağırdı.
"Kai!"
İkisi de şokla birbirine bakıyordu. Kai Yeonie'den böyle bir çıkış beklemiyordu, Yeonjun ise sesinin bu kadar yüksek çıkabileceğini hesaplamamıştı.
Bir anda mavilinin gözleri karşısındakinin dudaklarına odaklandı, bu gencin dudakları her zaman bu kadar güzel miydi?
Yavaş yavaş ona yaklaşmaya başladı, Kai ise ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.
"Kai..." kollarını sevgilisinin boynuna sararken sesi çok derinden geliyordu.
"Seni öpebilir miyim?"
Dudağındaki ıslak baskıyla cevabını almış oldu.
---
ŞİMDİ OKUDUĞUN
catboy, yeonkai ✓
FanfictionKai kedi çocuk sahiplenmek için barınağa gider ve mavi saçlı minik bir kedi bulur. düzyazı ©rozeixs | 31.07.2020 - 05.10.2020