Bölüm:29

2.9K 213 131
                                    

Bu herifin burada ne işi vardı? Kafamın içinde ki sorular birbirini kovalarken Tae beni arkasına doğru çekti.

EB: Oh benim küçük kızım kendine yeni bir fedai mi bulmuş? Eskisine ne oldu?

Alayla gülüp Tae'yı önümden çektim.

S: Kızını satan bir babaya göre fazla pişkinsin. Ve evet yeni fedai buldum kendime. Eğer yeni fedaimle birlikte seni benzetmemizi istemiyorsan kaybol.

EB: Falan filan geç bunları. Bende sana meraklı değilim. Bir işimiz var seninle.

S: Ne işi, ne saçmalıyorsun?

EB: Mesaj almadın mı?

S: Ne mesa-

Telefonumun bildirim sesi sözümü kesmişti. Hemen elime alıp mesaj kutusuna girdim. Bilinmeyenden gelmişti. Tek kaşımı kaldırarak ona baktım.

EB: Ne bakıyorsun? Oku da işimize bakalım.

Geri gözlerimi ekrana çevirip mesaja tıkladım.

Gönderen: Bilinmeyen...

İlk görevin karşındaki adamla. Ondan bir paket alacaksın ve bunu Tae'ya pek bir şey çaktırmadan yapacaksın. Kolay gelsin küçük fare.

Thy: Ne olmuş?

S: Bir şey yok. Sadece eski babam kızıyla küçük bir gezintiye çıkmak istemiş.

Arabayı açtım ve binmesini izledim, ardından Tae 'ya dönüp güven vermek amaçlı tebessüm ettim.

Thy: İstiyorsan bende geleyim ha?

S: Gerek yok ben hallederim.

Thy: Bir şey olursa hemen bana haber ediyorsun tamam mı?

S: Tamamdır.

Arabaya geçip çalıştırdım. Rota belli değildi, öylesine sürüyordum.

EB: Güzel araba yeni ailen sana iyi bakıyorlar galiba.

S: Yeni ailem, pardon öz ailem bana iyi bakıyorlar evet!

EB: Onlar senin öz ailen değil senin tek ailen annendi!

S: Neyse ne! Kes tatavayı! Seninle bunları konuşmak için gelmedim!

EB: Eve sür. Paket orda.

Karşılık vermeden direk rotayı değiştirdim. Evin yoluna girdiğimizde içimi bir hüzün kaplamıştı. Kafamı iki yana sallayarak hüzün bulutlarını dağıttım. Arabayı sağa çektim ve ona döndüm.

S: Git ve getir.

EB: Bekle burada.

S: Hah! Başka şansım var sanki.

Arabadan inip eve geçti. O gelene kadar bende büyüdüğüm sokakları süzüyordum. Gittiğimden bu yana hiç gelmemiştim. Hiçbir yerde değişmemiş. Yan kapı açılınca oraya döndüm.

EB: Al. Emanet bu.

Kutuyu elinden alıp salladım.

S: Eeeee nereye gidecek bu?

EB: Al bu kağıdı, oraya götür. Zaten seni bekliyorlar.

Uzattığı kağıdı iki parmağımın arasına sıkıştırdım ve kendime çektim. Odağımı kağıda verirken o uzaklaşmış ve eve girmişti. Kağıtta bir adres vardı ama böyle bir yer var mıydı?  Orası benim için bir muamma. Navigasyonu açtım ve yazılı adresi girdim. Yavaş yavaş navigasyonun tarif ettiği yere gidiyordum. Gittikçe binalar yerini tarlalara bırakınca az çok korkmuyor değil insan. Yolun sonunda küçük bir dubleks evle karşılaştım. Dışardan sıcacık bir aile yuvası gibi gözüken bu ev insanı huzursuz ediyor. Adımlarım bahçe kapısından geçti, ev kapısında durdu.

HARD SCHOOL //KTH//(BOY×GİRL)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin