Sessizliğin sesini duyabilir misiniz?Sanırım ben artık duyabiliyorum, algım sonuna kadar açık ve bilincim de oldukça yerinde olan ben sessizliğin sesini oldukça net bir şekilde duyabiliyordum.
Karşımda bana sırıtarak bakan adama karşı içimde alevlenen öfke öyle kuvvetliydi ki ikimizde sessizken ben o alevin sesini duyuyor her bir hücremde hissedebiliyordum."Sen.." demiştim sesim titremişti. "Seninle konuşmam gereken bir konu var ve Jiminle ilgili. " Çok zor bir şekilde kelimeleri cümleye dökmeye çalışıyordum, sorunumu çözmem için bu herife ihtiyacım vardı fakat lanet olası herif bana tiksindirici bir yüz ifadesiyle bakarken daha ne kadar kendimi tutacağımı bilmiyordum.
Onu yumruklamak istiyordum.
İstiyordum..
"Kimsin ki seninle sevgilim hakkında konuşucam." demişti pislik bir yüz ifadesiyle ve ben ona doğru adım atıp derin bir nefes almıştım. "Ciddi olamazsın ." demiştim. " Bu civarda kim olduğumu bilmeyen yoktur."
"Ben hariç, baksana hem oradan bakılınca enayi gibi mi duruyorum. " dediğinde içimden kahkaha atıp suratımı ciddileştirmiştim. Onu neyin ikna edeceğini çok iyi bildiğimden kendimden emin bir şekilde cebimde ki yeşillikleri çıkarıp ona doğru uzattım.
" Bu ne? " dedi, " Görmüyor musun? Dolar. " dedim. "Ne için? " Dedi güldüm ve "Anlaşmamız için tabiki." dedim. "Anlaşma? Jimini almak için mi? Dedi.
"Evet." dedim hızlıca ve o irice açılmış gözlerle bana bakınca jeton sonradan düştü. "Hah.. Tabiki bilgi almak için." diye düzelttim hemen. Ve o bana yine de imalı bakışlar atarken bedenimi dikleştirdim "Ehhh ne diyorsun ? "
"Afeddersin de oradan bakılınca para için her şeyi kabullenecek birine mi benziyorum ? " dediğinde ben çoktan kapıya doğru yürümeye başlamıştım.
"Aslında bakarsan.." demiştim oradan ayrılmadan hemen önce.
"Buradan bakılınca söz konusu para ise sen tamamsın. "
Barın çıkışına ilerlerken aniden kolumun tutulmasıyla durmuş ve kafamı çevirmiştim. Namjoon şaşkın ve bir o kadar da meraklı yüz ifadesiyle bana bakıyordu.
" Tanrım Hoseok, sonunda gelebilmeyi akıl edebildin, İçerde kaç saattir ne yapıyordun öyle." kolumu tutuşunu sıkılaştırarak söylediğinde önce ona sonra acıyan koluma bakmıştım.
"Aptal mısın sen ha ? Ben içeride aksiyon yaşarken sen burada neyin kafasını yaşıyorsun Namjoonahh ."
Kolumu sinirle çekmiş ve arabama ilerken Namjoon arkamdan " Jimini gördüm." diye bağırınca arkamı dönmüş ve devam etmesi için işaret vermiştim. " Fazlasıyla üzgün görünüyordu, yüzü kıpkırmızı olmuştu. Ben daha ne oldu diye soramadan koşturarak çıktı zaten ."
Namjoon' un cümleleri kulaklarımı yakarken daha fazla dayanamamış ve Namjoon ' un üstüne yürümeye başlamıştım. "Lanet olsun Namjoon." demiştim öfkeyle. Sıktığım yumruğu şimdi ona kullanmak beni ne kadar sinir etsede artık dayanamıyordum.
"Ne zaman sana ihtiyacım olsa sen yoksun." dedim ve yumruğumu sertçe göğsüne geçirdim. " Hiçbir zaman da olmayacaksın!! "
"Hoseok sakinleş." diyerek beni tutmaya çalışan Namjoona engel olmaya çalışıp ikinci bir yumruk daha geçirmiştim aynı yere. "Sakin ol ve kendine gel." demişti Namjoon boğukça ve ben canını açıttığım için kendime yumruk atmak istemiştim.
Aslında şiddet az da olsa beni kendime getirmişti ama bu yumrukları Namjoona değilde o herife atmayı tercih ederdim.
***
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Finifugal|hopemin
Fanfiction"Jimin, söylediğin her şeyi yapacağım, lütfen." "Hoseok, bana 'lütfen' dersen her şeyi yaparım."