Garip Kız/ Harry Potter (Bitti)

Sanırım Ölme Zamanım Geldi

Başım zonkluyor. Ulan içmişimdir diyicem izin de yok içmemişimdir. Ne bok yedim. Kim gazozuma ilaç koydu?

Gözlerimi açtım. Ortam karanlık. Ama ağır bir rutubet kokusu vardı. Yüzümü ekşittim. Tam ayağa kalkıcakttım ki bir sandalyede bağlı olduğumu fark ettim. Oha kafam nasıl güzelse şimdi fark ettim. Somurtmaya başladım. Sonra son olanları hatırladım. Gözlerim büyüdü. LAN ÖLÜÇEM.

Debelenmeye başladım. Voldi salağı gelirse ağır sıçtık. Ölürüm lan. Ölmek için çok gencim. Daha Draco ile evleniçem. Salın beni. İmdağt.

Adım sesleri gelirken sese kulak verdim. Nefes alış verişim arttı. Karşımda bir kapı yüksek sesle açıldı. O tarafa baktım. Odanın içi ışık doldu birden. Gelene baktım. Aaa yakışıklı bir adam. Ölümüm bundan olursa kabulüm bu arada.

"Ah demek uyandın."

Yavaşça bana yaklaştı ve önümde diz çöktü çöktü. Erken bir evlilik teklifi. Olmaz Draco var.

"Lordumuzun yenen sağ kalan çocuklardan biri sensin demek. Ah kardeşini de gördüm."

Gözlerim büyüdü. Tamam yakışıklısın da şimdi senin ağzına sıçarım adam beni deli etme.

"Harry'e ne yaptın!?"

Sırıtmaya başladı ve ayağa kalktı. Elini yanağıma koydu. Mafya kitaplarına dönüyor aq. Ben asla düşmanıma aşık olmam bilesin, benim Dracom var.

Başımı geri çektim. Buna sinirlendi ve sertçe çenemi tuttu. Ciddi ciddi bana baktı. Ya ama bu böyle olmamalıydı. Çenem kırıldı.

"Bak bücür şu an ki durumda bu hareketlerini yapmamanı öneririm. Bilesin ki sana işkence etme iznim var Lordum gelene kadar ondan uslu ol."

Bir şey yapmadan sadece yüzüne baktım. OĞLUM BUNUN ÇIKIŞI VAR LAN.

Gülümsedi ve çenemi bıraktı. Etrafımda dolanmaya başladı. Onu izliyordum.

"Kardeşine şu an bir şey yapmadık elbet ama bu yapmayacağım anlamına gelmiyor."

Karşımda durdu. Yine sinir bozucu bir sırıtma koydu yüzüne. Yüzüne tükürücem oğlum senin.

"Ne demek istiyorsun?"

"Şunu demek istiyorum Melody Potter."

Yüzünü bana yaklaştırdı. SAPIK AYOL. Ulan böyle bir şeyde de ciddi olamıyorum. İyice bozuldum ben.

"Eğer canını verirsen kardeşin yaşar. Ama vermezsen hemen ölür."

Sırıttım. Ck ck.

"Etrafında iki güçlü büyücü varken zor."

Kahkaha atı sonra da saçımı karıştırdı.

"Sen öyle san. Seni bulmak için yola çıkmışlardır bile. İşkence ettiğim kızı evde buldularsa tabi."

Yüzüm düştü birden. Ne? Hayır hayır. Düşündüğüm olmasın.

"Ha-hangi kız?"

Dudak büzdü ve düşündü biraz sonra aklına gelmiş gibi gözlerine baktı.

"Senle takılan bir kızdı. Adı neydi... Garip bir adı vardı. Seny, Sunny ah Sena sanırım. Evet Sena."

" SENİ Pİ-"

Ağzımı kapadı eliyle hemen. Sinirle bakıyordu yüzüme yine.

"Bak çocuk sus ve ölümünü bekle. Ailene kavuşucaksın erkenden merak etme."

Dedi ve hızlıca odadan ayrıldı. Arkasından baktım bir süre. Sonra sinirle bir çığlık atıp ağlamaya başladım. Senin ağzına sıçıcam yakışıklı piç kurusu.

******
Birkaç gün sonra....

"SÖZÜNÜ GERİ AL!"

Bedenime bir lanet daha atıldı. Artık çığlık atmaktan sesim kısılmıştı. Israrla her gün ona dediğim sözleri geri almadım. Bedenim artık alışmıştı sanki. Ölücem derken adam Voldemort korkusu ile beni azda olsa iyleştiriyordu bazen. Birkaç gün geçmişti bu arada. Eh kaçmayı tabi deniyordum ama bunun sonucu gene lanet yemiştim.

Tylor lanetini geri çekti ve sinirle odadan çıktı. Evet adı Tylor. Sinir ederek öğrenmiştim. Her neyse. Her yerim sızlıyor aq. Ölücem.

Sinirle gülmeye başladım. Sonra halima baktım. Her yerim çizikti. Bazı yerler hafif kanıyordu. Kendime acaba kaçıncı kez güçlü olmalısın diyordum artık. Sanki artık olamıycak gibiyim. Belki de uyku zamanım gelmiştir. Sirius'un dediği gibimidir acaba?Sanırım... Hey yazar cidden... Şimdi mi ölücem?   

.....

Yazar? Ah sanırım sen de bana doğruyu demiyceksin. Ya da sana acı çektiriyor diye demiyorsun.

Başımı havaya kaldırdım yanaklarımdan akan yaşla. Gülümsedim acı çeken bir şekilde.

"Şey... Özür dilerim anne ve baba. Güçlü olamadım. Kötü bir çocuğum. Umarım yanınıza geldiğimde bana kızmazsınız."

********