26 Haziran
Şarkıda geçen bir kelime alıp beni geçmişe götürdüğünde anladım. Geçmişteki şeyler şuan aynı değildi ama hala aynıymış gibi geliyordu. Olaydan beri annemin, babamın, kardeşimin günlük yapacağı hareketleri bir kelimeden sonra hangi kelimenin geleceğine kadar her şeyi istemsiz bir şekilde ezberlemiştim. Bana zarar verebilecek her detaydan kendimi korumak istiyordum belki de, bilmiyorum. Rutinler değiştiği zaman hala kabullenemiyorum. Bu durumu fark eder etmez sadece yalnız kalıp düşünmek istedim. Sadece yalnız kalmak. Sonrasında ise düşündüm,düşündüm,düşündüm ve aklıma bir fikir geldi psikologla görüşmek annemleri psikologla görüşmek istediğime ikna etmek için odamdan çıktım. Onlara tabiki "Anne,baba psikologla görüşmek istiyorum çünkü geçmişi kabul edemiyorum ben" diyemezdim onun yerine beyaz bir yalan atsam çok da bir şey kaybetmezdim. Zorundaydım çünkü rahatsız olmaya başlamıştım bu durumdan." Anneeeeeeeee" diye mutfağa daldığımda annem neredeyse elindeki kavanozu yere düşürüyordu pek de iyi bir giriş yapmadığımı fark ettiğimden yüzüme bakan anneme "yardıma geldimmmmm" diye bir kez daha neşe (!) dolu bir sesle bağırdım. Annemin ilk tepkisi ise "NE VAR SANKİ SESSİZ SAKİNCE YANIMA GELSEN" olmuştu ama bu beklediğimden çoook daha az bir tepkiydi. Ben bulaşık makinesini boşaltırken aynı zamanda sinirlendiği konuyu anlatıyordu ama benim kafam yine orada değildi sadece "evet" "hı hı" "kötü olmuş ya" gibi sesler çıkarıyordum istemsizce. Acaba derslerim için mi demeliydim? Bir deneme yapalım mesela " Anne derslerim için psikologla görüşmem lazım gidebilir miyim?" hayır, olmadı ondan önce bi psikolog bulmalıydım annemin onca lafının arasına " Anne ben yarım saat ders çalışmam lazım, sürem var odama girip dikkatimi dağıtma lütfen" diyerek annemin cevabını dinlemeden çıktım mutfaktan, koşar adımlarla odama geçip bilgisayarı açtım,bize en yakın olan psikolojik danışmalık merkezlerinden birine tıkladım yorumlardaki herkes memnun olunca öncelikle telefondan konuşmak istedim. Telefonumu bulamıyordum, her yeri aradım en sonunda annemin telefonundan aramak aklıma gelmişti. Telefon o gıcık cümleyi söylüyordu "Aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor sinyal sesinden sonra mesajınızı bırakabilirsiniz..." o an aklıma geldi telefonumu kimseyle konuşmak istemediğim için uçak moduna alıp çekmecenin en diplerine attığım. "Afferin Derin afferinn " diye diye çıktım mutfaktan,yine annemi umursamadan. Elime aldığım telefonu uçak modundan çıkarıp hızla numarayı çevirdim 2-3 çalışta açılmıştı. Telefonu açan kişiye Hasan Bey ile görüşmek istediğimi söyledim aldığım cevap hiç beklemediğim bir cevaptı "Hasan Bey şuan hizmet veremiyor sizi daha sonra bu numaradan aramasını söylerim. İyi günler" diyip yüzüme kapatmıştı. Gerçekten müşterisine böyle davranan birinden ne bekleyebilirim ki!? Hizmet verilmemesine rağmen hala ilanı silmemelerine takılmıyorum bile.
Hemen başka bir numara buldum yorumlarına bakmak hiç istememiştim çünkü tamamen yalan çukuruydu bilmiyorum belki gereksiz tepki verdim ama ısınamamıştım.
Sinirle numarayı çevirdim telefon direkt açıldı"İyi günler" tatlı bir sesti.
"İyi günler Erdem Bey ile görüşebilir miyim? "
"Elbette hemen veriyorum" dedi tatlı kadın
Sanırım bulmuştum gideceğim yeri bu düşünceler aklımdan geçerken Erdem Bey gelmişti. Durumumu anlatıp fiyatı konuştuktan sonra annemin veya babamın aramasına karşın "Bu ders için bir uygulama,sınav yaptıktan sonra ona göre devam edip etmemesi gerektiğini belirliyoruz" demesini rica ettim her duruma karşı hazırlıklı olmam gerekiyordu değil mi? Her şey tamamlanmıştı sadece annemi ve babamı ikna etmem gerekiyordu bunun için de en doğru zaman akşam yemeği zamanı idi sanırım. Akşam yemeğine daha 3 saat vardı biraz çıkıp yürümem gerekiyordu yoksa odamda kaldıkça düşünmekten kafayı yemek üzereydim.
Hava çok sıcak olduğu için üstüme bir şort ve bir tişört geçirip dışarı çıktım. Yanıma kulaklığımı almak istemedim, biraz etrafa bakmak istedim. Başkalarının derdini görmek, kendiminkini unutmak istemiştim. Biliyorum çok bencilce bir hareketti bunlar ama kendi derdimi unutmam gerekti yani şimdilik...
2 Saatin sonunda telefonum çaldı "Annemin bu saate kadar aramaması bir mucizeydi zaten" diye içimden geçirirken telefonu çıkartıyordum. Ekranda gördüğüm yazıyla donakalmıştım.
"ÖZEL NUMARA ARIYOR..." elbette saçma sapan dalga geçmek için aranan bir numaraydı açmayacaktım ta ki arka arkaya 3. arayışına kadar. Sonunda telefonu açtım büyük bir sessizlikten sonra arkamdan gelen araba geçme sesini telefonda duymamla irkildim. Arkama baktığımda telefondan çok tanıdık bir sesle "Sakin ol, Yanına geliyorum" sesini duydum tanımam yaklaşık 5 saniyemi almıştı. "Gelme" diyerek telefonu kapattım tanıyordum. Bu o, Eren. Şu hale gelmemin eseri. Koşmaya başladım. O da arkamdan geliyordu, kuytu bir yere geçtim. Beni göremeyeceği bir yere... Uzun bir süre bahçenin altındaki duvarda saklandım gitmesini bekledim gitmedi, beni de gözden kaçırmıştı bahçenin arka kapısından çıktım ve eve gittim. Babam gelmişti akşam yemeğine de yarım saat vardı. Üstümü değiştirdim ve anneme sofra için yardım ettim,annem yine bir şeyler anlatıyordu ama ben nasıl söyleyebileceğimi düşünüyordum.
...........................................
Yemek masasındayken nasıl söyleyeceğim hakkında en ufak fikrim yoktu oysa ne çok beklemiştim akşam yemeğini "BULDUUUUUUMMM" diye bağırdım. İçimden söylemem gereken bir şeyi dışımdan söylemem aptallıktı.
Babam: Ne oldu neyi buldun?
Ben: Aslında söyleyeceğim şeyi unutmuştum, neydi neydi diye düşünürken onu buldum, ondan. Şey aslında içimden söyleyecektim de
(Yalaaaaan kocaman bir yalaaan ve evet saniyesinde bulduğum yalan da buydu)
Babam: Söyle bakalım seni bu kadar heyecanlandıran şey neymiş?
Ben: Aslında çok da önemli bir şey değil. (yalaaann) Arkadaşım Ada vardı ya, dersleri için bir psikologla görüşmüş, ihtiyacı olanlara terapiye başlıyorlarmış. İlk görüşme ücretsizmiş sende gitmek istersen gel birlikte gidelim dedi de bende size sormak istedim. ( Oysa ki Ada'nın hiçbir şeyden haberi yoktu)
Babam: Tamam hangi gün gideceksiniz?
Ben: Ada'ya, gün ayarlama şimdilik ben bir annemlere sorayım dedim. O yüzden ne zaman gideceğimiz şimdilik belli değil. Yarın müsaitse gideriz.
Annem: Sen devam etmek ister misin derslerin için?
Ben: Bir bakayım, eğer hoşuma giderse fiyatları konuşuruz.
Diye beklemediğim bir soruya hiç düşünmeden cevap vermiştim.
Herkes sofradan kalktığında bulaşıkları ben toplarım diye milli görev bayrağını elime almıştım. Asıl sebebi ise şu: Adaya rahat rahat durumu anlatabilme zamanı.
Ada telefonu açar açmaz konuya daldım. Eren hariç her şeyi anlattım. Eğer Ereni anlatmış olsaydım kızacaktı, neden bana söylemedin, o seni nerden bulmuş diye ve hatta Erene gidip yazabilirdi bile. Bunu yapardı biliyordum, o yüzden çok da uzatmadım. Konuşmayı psikologla görüşüp geri döneceğimi söyledim. Arkasından Erdem Beyi aradım."İyi akşamlar, rahatsız ediyorum kusura bakmayın."
"İyi akşamlar, buyurun."
"Ben Derin MAVİ, öğlen konuşmuştuk. En yakın ne zaman gelebilirim?"
" 29 Haziran 15.00 uygun mudur?"
"Evet uygun, görüşmek üzere, iyi akşamlar."
"İyi akşamlar"
Ada'yı hemen aradım. Çok geçmeden açtı.
"Kanka selam. 29 Haziran 15.00 da randevum var gelebilirsin değil mi?"
"Güneşe sözüm vardı ama hallederim canım lafı mı olur."
"Sen bir tanesin hadi görüşürüz kuzum"
"Görüşürüz"
Tüm işlerimi hallettikten sonra babama tarihi ve saati haber verip balkona çıktım. Neredeyse her akşam yaptığım gibi betona oturup başımı dışarı çıkardım. Ters bir bir şekilde gökyüzünü izlemeye ve düşünmeye başladım. Gene baş başa kalmıştım. Benim dünyam başından beri tersti, bunu düzeltmek için bir adım attığımda herhangi bir olay buna izin vermiyordu.Eren için tek bir dileğim vardı o an: BİR DAHA ERENLE HİÇBİR ZAMAN KARŞILAŞMAMAK...
-----------------------------------------------------------
EVEEEETT BÖLÜM BİTTİ NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ???
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rüzgarını Dinle...
ActionWattpadde kurgu ve konu açısından ilk kitaptır ve tamamı şahsıma aittir.❕