2. Bölüm: Affetmek

125 35 75
                                    

29 Haziran
...............
Sabahtan beri ne olacağını düşünmekten karnım ağrıyor bunu niye bu kadar taktığımı da anlamıyorum sadece bir konuşma. Ada daha buluşacağımız parka gelmedi ve saat 14.30 iyiki yol 15 dakika, bende erkenden evden çıkıp buluşacağımız parka geldim. Ada burada olduğumu bilmiyor daha aramadım. Ben gerçekten bu kadarcık şey için mi psikolog aradım inanmıyorum kendime! İki gündür sadece sıradan, normal hayatımı yaşadım hiç bunları düşünmek aklıma gelmedi. Tamamen başından anlatmaya başlamam daha iyi olacaktı sanırım.
___________________________________
Ada'yı bekleme odasında o kadar sıkmıştım ki Erdem Abi (kapıda tanıştığımızda daha samimi bir ortam olması gerektiği için ve orada ki herkesin abi dediğini söyledi bu yüzden) beni odasına çağırmasıyla Ada'nın bu anı bekliyormuş gibi "ohh" çekmesi biraz da olsa yüzümü güldürmüş hatta rahatlatmıştı. Zaten beni bırakıp kuzeni ile kafeye gidecek, ben çıkıncada biraz dolaşıp eve gidecektik. Ada ile görüşüp Erdem Abi'nin arkasından Odaya girmiştim. Odaya girer girmez detaylara takılmadım takılamazdım çünkü oda da detay yoktu. Masa, sandalye, duvarlar ve kapı dikkatimi çekmişti çünkü hepsi satranç tahtası gibi siyah beyaz karelerden oluşuyordu. Masanın ortasında da oynanmaya hazır bir satranç takımı vardı. Hiç böyle beklemiyordum açıkçası biraz da rahatsız olmuştum odada hiçbir cam yoktu sadece beyaz bir masa lambası loş ışık veriyordu. Erdem Abi odaya girer girmez "Satranç biliyor musun?" diye sordu bende "Az" diye cevap vermiştim olayın şokuyla. Neydi bu ben sadece konuşacağımızı zannediyordum.
Karşılıklı oturduk sandalyelere ortamızda ise bir satranç masası vardı. Beyaz taşların olduğu taraftaydım ve ne yapacağımı bilemeyerek Erdem abiye baktım, derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı.
"Danışmanlarımın hikayelerini bu odada dinlemeyi çok seviyorum. Hiç kimse farkında olmasa da satranç hayatın ta kendisidir. Kötü ve iyi karşılaşır ve yalnızca biri kazanır, hangisinin kazanacağı ise oyunun kaderine bağlıdır, oyunun kaderi ise oynayan kişilerin elindedir tıpkı hayat gibi. Bu yüzden danışmanlarıma böyle bir oda hazırlamak istedim. Oyunu oynarken anlatmak ister misin?"
Elime beyaz taşı alıp ilk hamlemi yaptım ve anlatmaya başladım.
"Öncelikle fikriniz çok güzelmiş ve gerçekten çok haklısınız aslında normal bir insan satranç oynarken bir sonraki hamleyi düşünür. Ben ise taşı alıp hamle yaptıktan sonra, "şöyle yapsaydım daha iyi olabilirdi."diye düşünüyorum. Benim sorunumda tam bu noktada başlıyor. '" güzel bir başlangıç olmuştu sanki.
" Örneklendirebilir misin? "
"Sürekli kendimi korumak için etrafımdaki herkesin hareketlerimi ezberlediğimi düşünüyorum tam olarak nasıl bir örnek vermem gerektiğini bilmiyorum."
" Biliyorsun ki beynimiz kötü anıları silme, bilinç altına itme konusunda usta. Eğer kabul edersen tedavi görmen lazım bu tam da psikolojik bir konu"
Aklımda bu sözler dönüp duruyordu yapacağı tedaviyi sanırım biliyordum yaklaşık 1 ay önce instagramda karşıma çıkmış ilgimi çektiği için de az da olsa bir araştırma yapmıştım. gerçekten güzel bir yöntemdi fakat bir kötü tarafı da vardı tabiki Tedavi yapıldıktan 1 gün ila 2hafta arsında bu tramvalar nerede varsa (beyin kalp mide tüm beden göz kulak vs ) ağrılar ortaya çıkıyordu. Tüm bu düşünceler aklımdan geçerken Erdem Abi sözüne devam etti.
"Kabul edersen yapman gereken birkaç şey var"
Bunun ne olduğunu bilmiyordum. Cevap bekler gibi baktım yüzüne verebileceğim en iyi cevap olduğunu düşündüm yani şimdilik. Sanırım anlamıştı.
" Sinirli olduğun kişileri affedebilir misin?"
Affedebilir miydim geçmişteki hataları?
"Evet zor olabilir ama evet bitsin gitsin çok sıkıldım."
"Tamamdır o zaman bir daha ki seansta yapabiliriz ha bir dakika şimdi hatırladım bu tedaviden sonra 1 gün - 2 hafta arası baş ağrısı, karın ağrısı gibi şeyler olacaktır ki olması da iyi bir şey korkulacak bir şey yok."
"Tamam o sorun değil de annemler buraya sadece derslerim için geldiğimi bilse bunları hiç bilmese olur mu? Ne olduğunu bilmedikleri için engel olmak isteyeceklerdir buna gerek yok. Her şey olup bittikten sonra anlatırım"
"Tabii nasıl istersen senden bir şey daha istiyorum bir daha ki görüşmeye kadar ne seni geçmişe götürüyor? Ne hissediyorsun geçmişe gittiğin zaman ? hepsini bir kağıda yazmanı istiyorum ne üzerinde çalışacağımızı bilelim."
"Tamam görüşmek üzere"
"Haftaya görüşmek üzere. Görüşürüz "
Ofisten çıktığımda sadece düşünmek yalnız kalmak istiyordum.
Çantamdan telefonu çıkartıp Ada'ya çıktığımı haber veren bir mesaj yazdım.Starbucks'tan kahve alıp eve kadar yürümeyi teklif etti ki sanırım çok iyi bir fikirdi. Starbucks'a da yakındım zaten ben geliyorum 5 dakikaya yazıp çantamdan bu sefer kulaklığımı aramaya başlamıştım. Birden kolumdan tutulup geri çekilmemle anladım bir caddede olduğumu ve neredeyse arabanın önüne atlayacağımı. Benden 1-2 yaş büyük bir çocuğun kolumdan tutup çekmişti ve kulağıma doğru "Dikkatli ol" diye fısıldamıştı ben ise sadece gülümsedim. Evettt teşekkür etmeyi unutmuştum gülümsemek de bir teşekkürdü sonuçta. Ada ile biraz dolaştık. Eve yürürken o beklediğim soruyu sordu dayanamıyordu, haklıydı da. Her şeyi anlattım uzuuun uzuuuun verdiği tek teselli; Bu da geçecek, bitecek korkmana gerek yok ben yanındayım. Haklıydı Ada'nın yaşadıkları karşısında benimkinin bir çözümü vardı ve çözülecekti
-----------------------------------------------------------
Akşam yemeğii saatiii
Babam : Bugünkü görüşme nasıldı devam edecek misin?
Annem(fısıldayarak) : Geldiğinden beriii soruyorum cevap vermiyorsun heh şimdi baban sordu ya ver cevabını (baya da haklı bir isyan geldiğimden beri konuşmuyordum bu konu hakkında)
Ben: Evet devam edeceğim bir test yaptı okuma hızı, dikkat, konsantrasyon gibi devam edersen iyi olur rahatlarsın burası bir ders değil tamamen bir rahatlama seansı dedi benimde yaptığım etkinlikler hoşuma gidince kabul ettim. Tam bu konuyu böyle kapatıyordum kiii
Kardeşim: Ben de gelebilir miyiiim?
Ben: Hayır alıştırmalar sana ağır gelebilir sana başka yer bulurum daha küçükler için olanını olur mu?
Kardeşim: BEN KÜÇÜK DEĞİLİM ABLAA
Ben: Çok özür dilerim küçük değilsin sadece orasının yaş yaş grupları var senin yaşında kimse gelmiyor benim gittiğim yere senin yaş grubunu sorarım bir daha ki gidişimde eğer yaşın tutarsa gelirsin.
Kardeşim Deren hariç kahkaha atıyorduk sadece 4 yaşındaydı böyle bir desteğe ihtiyacı yoktu.
Yalan yok gerçekten rahatlamıştım beni bir çözüm bulamamak yormuştu sanırım. Belki de buraya yazmak gerçekten de rahatlatıyordur sevgili günlük ne dersin?
____________________________________
Beğendiyseniz oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın!🤍🤍

Rüzgarını Dinle... Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin