Huzur bulduğunda kıskanırmış hayat. Bitti sanarsın, geçti gitti dersin,uzaklaşırsın bulamazlar burda rahatım dersin, birden karşına çıkar , karışır kafan tek yaptığın şey sadece sevmekse eğer, burdaki suçlu sen misin?
-Herkese günaydın
-Günaydın uyandırmaya gelicektik az kalsınn
- Saat 12 olmuş keşke kaldırsaydınız. Anne biliyorsun dün yoldan gelince uyudum ya uyku düzenim bozuldu.
-Dinlendiysen sorun yok kuzum. Hadi otur iki üç lokma bir şey ye.
Yarım saat hep birlikte kahvaltı yaptıktan sonra, yola çıkmak için vedalaşıp, babamın çağırdığı taksiye bindik. Taksi ile sadece sokaktan çıktık. Taksici baya kızsa da, Antalya merkez'e tam gidiş parasını ödediğimizde hiçbir şey diyememişti. Rüzgar ne kadar kendini tutmaya çalışsa da çene kasları ele veriyordu sinirlendiğini.Taksiyi gönderdikten sonra hiçbir şey olmamış gibi havadan sudan konulara girip arabanın yanına gelmiştik bile.
- Beni sokağın başında bırakabilir misiniz beyfendi?
- Tabii bırakırım fakat hem azar çekerim hem Eskişehir'e gidiş parası alırım.
-Aman aman sustum.
Aramızdaki gergin ortamı dağıtmak için kurduğum cümleler beklediğimden daha başarılı olmuştu. Rüzgarın az önce öldüresiye sinirlendiği anı böylelikle eğlenceli bir halde kapanmıştı.
-Bir şarkı açsana radyodan.
- Sen açsana ne tür şarkılar dinliyorsun bilmiyorum .
- Sen seç fark etmez bana .
- Tamam.
Radyoyu açıp kanalları gezmeye başladım fakat çoğu haber olduğu için çantamdan şarj kablosunu bulup arabaya bağladım telefondan rasgele bir şarkı açtım ve camdan dışarı bakıp hayal kurmaya başladım. Her uzun yolculukta yaptığım gibi. Ya 2 şarkı geçti ya geçmedi Rüzgarın sesiyle ayrıldım hayallerimden.
-Adı ne şarkının?
-Zakkum Dile Kolay Kalbe Değil.
-Dile Kolay Kalbe Değil. Diye mırıldandı. Gene hayallerime döndüm fakat bir daha gözümü açmak istemiyordum halim yoktu belkide bilmiyorum bildiğim bazı şeyler vardı elbette, etraftaki sesleri duyabiliyordum ama cevap veremiyordum.Yarı ölüydüm kısacası, bir müddet böyle devam ettikten sonra gene Rüzgarın sesiyle gözümü açtım.
- Ne düşünüyorsun?
Rüzgara baktım ve sadece aklımdakini söylemeye başladım.
Hayal... Dedim sessizce
-Hayal kurmak sadece boşa zaman kaybıdır bence olmayacağını bildiğin bir şey için umutlanmak.
-Acıktım.
-Ne?
- Acıktım bir yer bulalım.
-Peki tamam.
Şaşkın bakışlarını üzerimde hissettiğimde yüzüm en tatlı halini almıştı bile. Yaklaşık 15 dakika tesis aradıktan sonra şelalenin yanında bir yer bulmuş ve tost ve ayranlarımızı söylemiştik
- Kapat gözlerini.
-Niye?
- Hayal kurmanın boş iş olmadığını kanıtlıycam çünkü.
-Derin hiç gerek yok gerçekten.
-Bana imkansız bir şey söyle.
-Asla olmayacağını bildiğin bir şeyi hayal edip olmasını sağlayabilir misin? Kısaca imkansızı söylüyorum sana.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rüzgarını Dinle...
ActionWattpadde kurgu ve konu açısından ilk kitaptır ve tamamı şahsıma aittir.❕