[1.] Jeon'un Saray Yavrusu'nda Akşam Yemeği.
❝kime benzediği belli oluyor.❞
: Childish Gambino / Redbone
-
"Anastasia Jeon, Alaska Jeon."
Elindeki kalemi parmakları arasından iki tur döndürüp mürekkebi çalkaladı görevli. Biçimli kaşlarını aynı oranda yukarı doğru kaldırdı, dudaklarının arasına metal başlıklı kalemi tutturdu. Oturduğu kaz tüyü kaplamalı koltukta geriye yaslanarak bakışlarını iki genç kızın üzerine dikti.
"Hangi bölümü seçeceksiniz, kaç yaşındasınız, bunları alacağım. Elbette babanızın ne iş yaptığı?"
"On altı. Ben on altı yaşındayım. Kız kardeşim Alaska ise on beş. Ortodoks. "
Anastasia, son zamanlarda fazlaca irileşmeye başlayan göğüslerine ulaşan dalgalı sarı saçlarını geriye doğru attı. Dudaklarındaki vişne rengi, yalnızca karşısındaki oğlanın değil pek çok erkeğin dikkatinizi üzerine çekecek kadar güzel görünüyordu. İnciler kadar narin dişleriyle alt dudağını içeri çekmiş, uzun kirpiklerini kırpıştırarak beyaz tenine gölgeler düşürmüştü.
"Babanız?" dedi Sebastian başındaki kepi düzelterek. Yaşı yirmilerin başında, aklı çokça uzaklarda ve sorumluluğu zorların en zorunda. İşe başlamasının nedeni evden babası tarafından konulduğunda onu kollayan, sevgi ve saygısının payidar olduğu adamdı. Yine de, burada geceyi gündüzüne karıştırması birçok akranının yapabileceği türden değildi.
"Jeongguk Alfonse Jeon."
Sebastian'ın gözlerine parıltılar düşüverdi. Karşısında tüm endamıyla dikilip, üstüne üstlük artık burada okumaya başlamak için kayıt yaptırmaya gelen bu genç kızın, Siyonist devlet adamı Jeon'un ailesinden olduğunu öğrenmesi bulunduğu durumda gerilmesine neden olmuştu. Aklına direkt efendisi yerleşmişti.
"Alfonse Jeon öyle mi, babanız sizi neden buraya kadar yalnız gönderdi bayan?" Cüretkârlığı karşısında gözlerini devirmek istedi Anastasia. Bu soytarı neydi de kendisine bu tür bir soru sorma cesaretini nereden buluyordu? Kız kardeşinin koluna girerek renkli dudaklarını gerdi.
"Güzel kardeşim Alaska ile beraber ufak bir iş için evden ayrıldığımızda, yanımızda korumaların olmasına gerek var mı sizce? Babam, bizim aleyhimize gerçekleşecek her hadise için önceden önlem alır. Endişeniz olmasın bayım."
"Âlâ, kaydınızı en hızlı şekilde gerçekleştireceğiz Lady Jeon."
"Hoşçakalın Sebastian."
Alaska ablasının yüzündeki ifadeye gülmemek için gösterişli binanın görkemli kapısına kadar sabretmiş, çıktıkları anda şuh bir kahkahayı bırakmıştı ortaya. "Anastasia," dedi dudaklarını birbirine bastırırken. "Babam bu denli kaba olduğunu görmesin. Zira, bir daha evden çıkabileceğini sanmıyorum."
Büyük olan derin bir nefes alarak başını iki yana salladı. "Kaba değildim sarı papatyam. Biraz patavatsız biriydi sadece. Bunun için beni kısıtlamaz. Neyse ki bu vazifemi de layığıyla yerine getirdim." Beraber kalabalık caddede insanların arasına karışırken, nadiren meydana inmelerine karşın çevreyi gözleri yorulana kadar süzdüler.
"Leonore Jimin için bütün İngiltere'yi baştan sona dolanırım. Hiç olmadığım kadar kaba ve kimsenin görmediği kadar naif olurum. Beni anlayabildiğin vakit, tüm davranışlarımı sorgulamayı bırakacaksın. Aşk böyle bir şey."
