11| Mütemadiyen Hıçkırıklar, Külfet

1.7K 229 205
                                    

[11.] Kimsesize Kimsedir Kulağına Varan Şarkıların Sahibi.

❝korkum Taehyung,❞

: Angèle / Nombreux

____


"Gitmek zorundayım."

Taehyung Fernardo, namütenahi aşkının göğsüne yaslı başını kaldırmadan yumdu gözlerini. Yandığım gözlerinin, demişti Jeongguk. Dudakları kadar gözleri de pek bir kıymetliydi artık. Meyusânece soluklandı kollarında. Karşı gelirse, üzerdi onu. Tek kelâm etmedi o yüzden.

Jeongguk, en başından beri sürekli yer değiştirselerde yeniden aynı konuma dönmelerine sessizce güldü. Biri gülüyor, biri ağlıyordu aynı vakitte. "Bu güzel hâllerin kendimi sorgulamama neden oluyor. Efsunkâr bakışlar, titreyen kirpikler, Tanrı'nın ellerinden düşmüşcesine naif bedeninin gösterdiği tepkiler, beni bana yabancılaştırıyor."

Elleri rahat durmaz, bir sırtında bir saçlarında dolanır. Taehyung'un ona gösterdiği acizliğini, bütün mücevherlere sahip olmakla denk bilir Jeongguk. Yıkılmaz ve güçlü görünür herkeslere Fernardo, bilmez kimse Jeongguk'un göğsünde yatarkenki hâlini. Kararlı bakışları korkutur belki insanı ama yine bihaberdirler Alfonse'un dudaklarına değmek için izin isterkenki bakışlarından.

Belki de sarhoştu Jeongguk.

Bir gece ansızın sarhoş oluvermişti, ayılmak ölümün elindeydi.

Trenin koridorlarında on sekizliler gibi öpüşemediler. Bundan evvelinde Taehyung'un dudakları hasretle Jeongguk'unkileri beklese de, bütünce vazgeçti. Lâfügüzafztır bunlar, âşığın derdini âşıktan başkası; sarhoşun zihnini sarhoştan başkası anlayamaz.

"Korkumun oluru yok gibi, cesaretim de derinlere hapsolmuş. Diklenir bana ne vakittir, onu senle buluşturmaya çekindim. Huysuz adamın tekiyim. Güzel gözlerin ne gördü bende, sor bana var mı fikrim?" dedi Jeongguk. Düğmeleri açık gömleğinden tenine yayılan nefeslerle kalp atışları aynı ritmi yakalamıştı. Taehyung'un şakağına kondu buseleri, devam etti sonra. "Ya sen? Böyle güzellik saray duvarları arasında bile yokken, benim kucağımdasın. Şanslı bir herifim, çokça da akılsız."

"Yine de seni seviyorum."

"Böyle söylediğinde," dedi Jeongguk. "Böyle söylediğinde afallıyorum. Babamdan başka hiçbir erkek bana seni seviyorum demedi." Sonradan dank etti, asmalı konağın bir ucundan bir ucuna dolansa da böyle güzel dinlenme mekânı bulamazdı. Taehyung sessizce konuştu. "Bana babam bile demedi."

Dilhun âşığın sarf ettiği cümleler, bir şehrin yıkıma neden olacak kadar ağırken mizanında, onu gülümsetmek istedi baba olan. Seni seviyorum diyebilirdi. Lâkin endişesi amansızca doğmuş ruhuna, teninde gezen dudaklarını yavaş yavaş çekmesine sebep olmuştu. "Jeongguk bana beni sevdiğini, ölümün yanına bir çiçek demeti bıraktığında söylemeni istemiyorum."

Göğsünden doğruldu. Gözleri yarı açık, yarı kapalı. Hâlsizlik vardı üstünde pek barizdi. "Ölümden sonrası yok bana. Küllerimin soluklarına karışacağı mevsime kadar ben vazgeçmeyeceğim senden. Kimsenin gelip göreceği bir mezarım olmayacak. Senden, çocuklarından ve belki de paltolu adamdan bile önce öleceğim. Biliyorum, neden diye sorma."

"Taehyung, seni yakmalarına izin vermeyeceğim."

"Buna sen karar veremiyorsun."

Jeongguk yorgunca kendisine bakan adamın hüzünlü tavırlarına dayanamıyordu. Kim olsa dayanamazdı ona. "Boynundan," dedi. "Boynundan öpeyim mi gitmeden?"

redlineHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin