Sezon 1 | Bölüm 5

32 31 2
                                    

(Lia, bıçağı Helen'in karnına saplamaya çalışırken Helen, derste öğrendiği koruma büyüsünü tekrar etmeye başladı.)

"EİCİAM ME A MAO!!"
(Helen, bir süre daha bağırdı ve sonunda etrafını kırmızı alevler sardı ve bıçak Lia'nın elinden kayboldu.)
(Lia, şaşkın bir yüz ifadesiyle Helen'a baktı.)
"N-Nasıl? Sen bunu nereden öğrendin?"
"Benim de bildiğim şeyler varmış demek ki, hem ben sana ne dedim? O bıçağı saplama şansın varken saplamalıydın küçük şeytan, şimdi sana ne yapmamı istersin?"
(Helen, Lia'ya doğru yaklaştı ve saçını iyice eline dolayıp çekmeye başladı.)
"Argh!"
"Ş-şt.. güzelim, sesini kes ama.."
(Helen, Lia'nın bacağına sert bir tekme attı ve Lia dizlerinin üzerine düştü.)
"ARGH!"
(Helen, Lia'nın saçlarını tekrar eline doladı ve konuştu.)
"Noldu Liacım? Nasılmış yaralı birine vurmak? Bak ben sana zarar vermeden önce vuruyorum, kıymetimi bil."
(Helen, Lia'nın saçını bırakmadan kenardan bir ip aldı ve Lia'nın ellerini bağladı.)
(Sonrasında ise tekrardan bir ip buldu ve ayaklarını bağladı.)
"Doğru, senin kanatların vardı değil mi? Acaba onlara ne yapsam?"
(Lia sessizdi.)
"En iyisi onları bir bilene bırakayım."
(Helen, Lia'nın kanatlarına doğru yaklaştı ve tek eliyle kanadını bükmeye başladı.)
(Lia, kanatlarının acısıyla bir kedi gibi kıvranmaya başladı.)
"Biraz daha gayret, ha gayret!"
(Helen, Lia'nın karşısına bir sandalye çekti ve konuştu.)
"Bana bak aptal kız, sana iyimser yaklaşmaya çalıştım fakat sen benim duygularımı suistimal ettin, şimdi ben seni burada öldürsem sen ne yapabileceksin? O aptal çığlıkların seni kurtarabilir mi peki?"
"Bence de hayır, şimdi sen bu sandalyede güzelce otur ve gelmemi bekle."
(Helen'in penceresine taş atılır ve Helen, taşın atıldığı yöne bakar.)
"Aust, burada ne işin var?"
(Helen, Aust'a yukarı gelmesini söyleyen bir işaret çaktı ve Lia'ya döndü.)
"Sen şimdi görürsün Lia.."
"Helen, iyi misin!?"
"Senin burada ne işin var?"
"Şu korunma büyüsünü kullanmışsın, ne için diyorum?"
"Hem Lia neden burada bağlı?"
(Aust, iki saniye içinde olayı anladı ve Lia'ya döndü.)
"Liacım, sana bu kızdan ne istediğini sorabilir miyim acaba?"
(Aust, Lia'nın ağzındaki bantı açtı ve Lia bağırmaya başladı.)
"İMDAATT!"
"Boşuna bağırma Lia, buraya benim geldiğimi gördüler, kimse uğramaz buraya."
"Hem sen söyle bakalım, neden buradasın Lia? ve Helen'dan ne istedin? Bu büyüyü kullanmasına sebep olan şey ne?"
(Helen araya girdi ve konuştu.)
"Bir şey yapamadı, alt tarafı odamda pusu kurmuş, aklınca beni bıçaklayacak."
(Aust, şaşkınlığını gizledi ve Lia'ya döndü.)
"Lia? Bu doğru mu?"
"Evet, ne oldu? Sen istediğini öldürürken bir şey yok, ben yapınca mı suç?"
(Aust, sinirden Lia'nın yüzüne sert bir tokat çaktı ve Lia kahkaha atmaya başladı.)
"Bu bile öfkenin kontrolden çıkması için bir sebep, değil mi Aust?"
(Helen araya girdi.)
"Aust, ona uyma."
(Aust, Helen'a döndü ve konuştu.)
"Helen, sahiden böyle saçma bir şekilde bu kız odanda pusu mu kurdu?"
"Sana yalan borcum mu var?"
(Aust, tekrardan öfke saçan gözleriyle Lia'ya döndü.)
"Peki söyle bakalım küçük kaltak, sen neden böyle saçma bir oyunun içine girdin? Monica bu yaptığın salaklığı öğrenirse ne yapacaksın, hiç düşündün mü?"
(Lia güldü ve konuştu.)
"Monica kaltağını çok önemsiyorsun sanırım? Ayrıca sevdiğim adamı elimden almaya çalışan bu kaltağı neden öldürmeyeyim? Sen Heiman ile bu yüzden yıllarca küs kalmadın mı? Hele ki Lara'yı korumaya uğraştığını bile bile."
(Aust, yumruklarını sıktı ve Helen'a döndü.)
"Heiman senin yanına mı geldi?"
"Evet, neden?"
"Bu konuya sonra döneceğiz."
(Aust, Lia'ya döndü ve sinirle konuştu.)
"Bana bak, senin aptalca kurgularını ve takıntılarını kimse çekemez. Bunu çoktan algılamış olman gerekirdi, ama algılayamasan da sorun yok. Hemian ile Helen'dan uzak duracaksın, bir kez daha onlara yaklaştığını görürsem çok ciddiyim seni elimden kimse alamaz Lia, şansını fazla zorlama."
(Lia, Aust'ın yüzüne tükürdü ve konuştu.)
"Bu kaltak seni de ağına düşürmüş demek, benim için sıkıntı yok. İki tane enayiyi avlamak benim için çocuk oyuncağı."
"Bak Lia, ben çok ciddiyim. Bir daha Helen ile Heiman'a yaklaşırsan sürgünün benim elimden olur, bak beni buna zorlama."
"Beni istediğin yere sür, ben bu kaltağı öldürmeden işimi bitirmeyeceğim."
(Helen araya girdi.)
"Bak Lia, bunca zamana kadar sana kibar olmaya çalıştım ama sınırlarını aşma, senin beni öldürme olasılığının olmayacağını biliyoruz, peki diyelim beni öldürdün.. o zaman sana ne olacak? Heiman'a ne olacak? Sizin peşinizi bırakırlar mı sanıyorsunuz? Benim ölümümden ilk sizi sorumlu tutarlar aptal kadın, ve Aust buradaki tek şahit, ve olaylara oldukça etkisi olan bir şahit. Şimdi söyle bakalım; benim ölümüm sana mı yarayacak, yoksa bana mı? Ben ölürken bile bu savaşı kazanıyor olacağım çünkü bu dünyadan bir aptalın gitmesine sebep olacağım, yani benim için pek bir sıkıntı yok. Beni öldürmeden önce bunları bir düşün derim.."
(Lia, bir süre düşündü ve konuştu.)
"Sıkıntı yok."
(Helen, bu cümleyi duyduğuna sevindi ve konuştu.)
"Şu an seni öldürmek gibi bir lüksüm var ama öldürmeyeceğim, seni salacağım."
"Beni salarsan bir gece vakti gelirim o tatlı kafanı uçururum."
"O biraz zor."
(Helen, Lia'nın ellerindeki ve bacaklarındaki ipi çözüp onu bıraktı.)
"Uç bakalım uçabildiğin kadar."
(Aust, Helen'in amacını anlamaya çalışırken Lia, Helen'e yaklaştı ve vurmaya çalıştı.)
(Helen, geri çekilmeyi başardı ve konuştu.)
"Şimdi olmaz güzelim, şimdi değil."
(Lia, bir hışımla dışarı çıktı ve Aust ile Helen'ı yalnız bıraktı.)
(Aust, şaşkın bir şekilde Helen'a döndü ve konuştu.)
"Bu yaptığın şeyin umarım bir aptallık olduğunu biliyorsundur."
"Lia bu yaptığım şeyi anlamayacak kadar aptal olmalı, baksana, iki günlük insan bile onu alt edebiliyorsa çok işi var.."
"Sahiden, senin burada ne işin var?"
(Aust, çekingen bir tavırla konuştu.)
"Birinin korunma büyüsünü kullandığını hissettim, koruma büyüsünü kullanan kişilerin enerjilerini ben hisseder ve ona göre önlemimi alırım. Bu yüzden buradaydım."
"Anladım.."
(Aust ile Helen, bir süre daha sessiz kaldıktan sonra sessizliği Aust bozdu.)
"Kusura bakma, ağaç gibi dikildim burada. İyi geceler."
"Aust, bir dakika."
(Aust, arkasını döndü ve konuştu.)
"Evet?"
"Seninle biraz yürüyüş yapabilir miyiz?"
(Aust, kahkaha attı ve konuştu.)
"Ne o? Beni tavlamak mı istiyorsun?"
"Tek seferliğine o egonu bir kenara at ve seninle konuşmama izin ver."
(Aust, Helen'in yanına yürüdü ve kulağına fısıldadı.)
"Şu an konuşmanın ne yeri, ne de zamanı Helen. Buraya birkaç koruma yönlendireceğim, ve şu arka kapına.. teşekküre gerek yok."
(Helen, konuşmaya çalıştı fakat Aust aniden ortadan kayboldu.)
"Ciddi misin Aust?"
(Helen biraz düşündü ve konuştu.)
"Cidden, ben neden Lia'yı bıraktım? ve Lia odama nasıl girdi? Cidden çok saçma şeyler dönüyor burada.. bu Lia'dan bir şeyler çıkacak, bu Lia sanıldığı kadar aptal biri değil.."
(Helen, bir o yana bir bu yana yürürken ayağı ile şişeye bastı.)
"Bu şişe de neyin nesi?"
(Helen, eğilip şişeyi aldı ve üstündeki yazıyı okudu.)
"Çok güzel."
"Bu da ne? bu şişenin içindeki de ne böyle?"
(Helen, şakaklarını ovaladı ve konuştu.)
"Şu an bunları düşünecek vaktim yok. Cidden çok uykum var, umarım Lia beni öldürmeye çalışmaz.."
(Helen, üstünü değiştirdi ve direkt uykuya daldı..)

SİNDARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin