Sezon 1 | Bölüm 8

13 10 1
                                    

(Bir süre boş gözlerle Hei'ye baktım ve ne demek istediğini anlamaya çalıştım..)

"Bana öyle bakma yabancı, demek istediğim bu durum savaşın sinyalleri, ve bizim acilen bu duruma el atmamız gerek.."
"Saldıracakları kişi benim, sen neden yardım ediyorsun?"
"Sanırım aklını kaybettin yabancı! Bu durum sadece seni değil hepimizi ilgilendiriyor, ve inan bana bu durum Lia'ın aptallıklarından da tehlikeli!"
"Bunu kim yapmış olabilir? Önce onu düşünmeliyiz."
"Düşünecek bir şey yok yabancı, bunu ya şeytanlar yaptı, ya da içimizden birileri yaptı.."

(Hei'ye baktım ve ilk defa bu kadar endişeli olduğunu gördüm, cidden durum bu kadar vahim miydi? Sadece 1.5 ay içerisinde öğrendiğim şeylerle nasıl düşmana karşılık verebilirdim ki? Bu konuda belki onun bana yardımı dokunurdu..)

(Hei, beni kendisine çekti ve konuştu.)

"Bak yabancı, savaşın ne zaman olacağı belli değil. Her an diken üstündesin, bu yüzden seni savaşa ben hazırlayacağım."

(Bir anda ortaya atılan bu fikir ikimize mantıklı gelse de arada tamamlanmayan parçalar vardı..)

(Hei'ye baktım ve endişeli bir şekilde söze girdim.)

"Senin öğrettiklerinle nasıl kendimi savunabilirim? Neler bildiğini bile bilmiyorum.."
"Benim gücümü fazla hafife alma yabancı, bu konuda övünmeyi sevmem fakat burada güçlüyüm diye geçinen bir çok elfi ve periyi yok edebilecek güce sahibim, sadece bunları kullanmıyorum."
"Peki ya ne yapmamız gerek?"
"Beni takip et."

(Yol boyunca Hei'yi takip ettim, kütüphaneye gidiyorduk, aklımda binlerce soru vardı fakat susmayı tercih ettim.)

(Kısa süre içerisinde kütüphaneye varmıştık, Hei elimi tuttu ve aceleyle kütüphaneye girip raflara koştu.)

"Hei, sakin olsana!"
"Kaybedecek tek bir dakikamız yok yabancı! Bu kadar rahat olma!"

(Hei, elimi bırakıp oturmam için parmağıyla karşıdaki masayı işaret etti.)

"Sen otur, ben hemen geliyorum."

(Hei'yi dinleyip masaya oturdum ve onu beklemeye başladım..)

(Hei, kısa bir süre içinde iki elini dolduracak şekilde kitaplarla masaya geldi, iki tane kitabı da yere düşürdü. Onları alıp masaya koyduktan sonra sordum.)

"Bu kadar kitapla ne yapacağız Hei?"
"Bu kitaplar senin güçlerini geliştirebilmen için bir rehber yabancı, bulduğun her vakitte bunlara çalışmalısın."
"İyi de ben bunlardan anlamam ki, bana öğretmen gerek."
"Tabii ki de öğreteceğim fakat sadece bunları okuyarak bir yere varamazsın."
"Peki napacağız?"
(Hei, birkaç saniye düşündü ve konuştu.)
"Kitapları topla, mavi ve kırmızı ciltli kitabı ayır, diğerlerini bana ver."
"Ne oluyor Hei?"

(Hei, mavi ve kırmızı ciltli kitapları ayırıp diğer kitapları aldı ve aceleyle rafa yerleştirip bana seslendi.)

"Kalk, gidiyoruz."
"Hei nereye gidiyoruz? Artık oradan oraya sürüklenmeyi keser misin?"
"Hiçbir şey anlamıyorsun yabancı!"
"Anlatmıyorsun ki anlayayım!?"

(Hei derin bir nefes aldı, ellerini başına koyup ofladı ve konuştu.)

"Seninle kardeşimin yanına gideceğiz, bu konuda bilgisi olan tek kişi o'dur.."
"Kardeşin mi var senin?"
"SONRA ANLATIRIM.."

(Hei ile kardeşinin yanına gittik, kardeşi ormanlık bir alanda, tatlı ve küçük bir kulübede yaşıyordu.)

(Hei, kapıyı açtı ve içeri girmem için kapıyı işaret etti.)

SİNDARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin