"Ne istiyorsun Dağhan?" Telefonu açıp bıkkın bir ses tonuyla konuştuğumda birkaç saniye karşı taraftan ses gelmedi. Gözlerimi devirdim. "Bir şey söylemiyorsan kapatıyorum." Arkadan da Bartu mesaj atıp duruyor çünkü!
Telefonu kulağımdan çekip ekrana düşen mesajlara baktığımda birçok farklı numaradan geldiklerini gördüm. Telefonu tekrar kulağıma dayadım. "Sana bir video atıyorum." dedi Dağhan güçlü bir sesle. Biraz duraksayıp keyifle gülümsedi. "Hatta iki."
Sertçe yutkunduğumda elim titremeye başladı. Neyle ilgili olabilirdi ki? "İyi seyirler."
Telefonu kapattığımda Deren'in de bir video attığını gördüm ama aynı anda Dağhan da atınca Dağhan'la olan konuşmaya girdim. Bartu birkaç dakikadır mesaj atmıyordu zaten.
Dağhan'ın attığı videoyu açtığımda depo gibi bir yerde olduklarını gördüm. Gizli kamera gibi bir şeyle çekilmiş olmalıydı, Dağhan ve Kaya'nın yüzü kameraya dönüktü, bu yüzden onları direkt tanımıştım ama arkası dönük olan adamı tanımak için ekstra bir çaba harcamama gerek yoktu.
Bartu'ydu.
"Fazla uzadı sizin durum." Bartu'nun neyden bahsettiğini anlamasam da durumun benimle ilgili olduğunu düşünüyordum nedense. "Ayrıl artık kızdan."
Dağhan ve Kaya güldü. "Kız sikimde değil zaten. Yanıma yakışıyor ama." Dağhan'ın sözlerine Kaya bir kahkaha attığında gözlerim doldu. "Dehşet bir vücudu var." Dağhan'ın cümlesiyle ürperdiğimi hissettim. Bunlar da ne demekti?
Bartu onaylamaz bir ses çıkardı. "Fazla zayıf." Ben ne düşüneceğime karar veremezken Dağhan güldü bu kez. "Ele gelmeli diyorsun yani." Bartu omuzlarını silkip Dağhan'ı cevapsız bıraktı. Kaya sadece kenarda durmuş gülüyordu. Sarhoş gibilerdi.
"Her neyse, Alev benim sikimde değil. Bence sen de kızla oynamayı bırak. Kalbi yokmuş gibi davransa da var ve sen onu terk ettiğinde kırılacak. Bunu görmek için sabırsızlanıyorum." Çoktan dolmuş olan gözlerimden yaşlar akmaya başladığında dudaklarımı birbirine bastırıp ağlamamı durdurmaya çalıştım.
Kaya ve Dağhan yeniden kahkaha atmaya başladıklarında Kaya Bartu'nun omzuna sert bir yumruk geçirdi. "Sen tam bir piçsin lan!"
Alkan da gülmeye başladığında video sonlandı.
Alkan'ın araması ekrana düştüğünde hemen reddedip whatsappa girdim.
Alev Alçin: siktir git
Ve onu engelledim.
Bu kez ekrana Deren'in araması düştüğünde biraz beklesem de açtım. "Alo."
Deren'in titreyen sesi kulağıma geldiğinde gözlerimi sertçe yumdum. "Videoyu mu izledin?"
"Sadece ben değil... Alper de izlemiş. Hatta sanırım tüm okul." Elimi alnıma yaslayıp dudaklarımı yeniden birbirine bastırdım. Ağladığımı belli etmemem gerekiyordu. "Ortalık karıştı. Tüm futbol takımı toplanıp Kaya, Bartu ve Dağhan'ı arıyorlar. Çok büyük olay çıkacak."
Duyduklarım ve gördüklerimin yükü bir anda omzuma binince yatağa çöktüm. "Bunu nasıl yaparlar? Bartu..." Sesi titrediğinde gözlerimi sertçe yumup olanları hazmetmeye çalıştım. Beceremiyordum. "Kaya buna nasıl seyirci kalır?"
"Kapatmam gerekiyor." Hiçbir şey dinleyecek vaziyette değildim. Önce bu okuldan, sonra da bu şehirden siktir olup gitmek istiyordum yalnızca.
Evet, bunu yapacaktım.
Ama yarın sabah o siktiğimin okuluna gitmek zorundaydım. Kimsenin beni yıktığını düşünüp sevinmesine izin veremezdim.
Ben öylece boşluğa bakmaya devam ederken aniden odamın kapısı açıldı ve Bartu odaya aldı. Muhtemelen evdeki yardımcılar kapıyı açmıştı.
"Alev."
Ağlamayı bırakıp alayla gülerek ayağa kalktım. Gözlerime bakmaya dayanamıyormuş gibi bakışlarını benden kaçırdı. Telefonuma gelen yeni mesaj sesiyle telefonu yatağımın üstünden alıp ekrana baktım.
Dağhan'dandı.
Bartu elini telefonuma atınca sertçe geri çektim. "O videoyu izleme." Sertçe ona bakıp videoyu açtım.
"Alev..." Çaresiz ses tonunu umursamadım.
Bu video okulun arkasında birlikte sigara içtiğimiz zamandandı. İlk önce birbirimize oldukça yakın bir şekilde sigara içerek konuşuyorduk.
Sonrasında korktuğum şey oldu. Birbirimize yaklaştığımız an da videoya alınmıştı.
Bana bu yüzden mi yaklaşmıştı?
Biten videodan bakışlarımı kaldırdığımda Bartu'nun da benim gibi dolu gözlerle bana baktığını gördüm. "Sen..." duraksayıp söyleyecek bir şeyler aradım. "Bu da mı oyundu?"
"Hayır." diye fısıldadı. Bakışlarımı ondan çektim, nasıl bir hayal kırıklığına uğradığımı bilmesine gerek yoktu. "Güzelim nolur beni dinle."
Kafamı iki yana sallayıp telefonu duvara fırlattım. Birkaç adım atıp Bartu'nun tam dibine girdiğimde sertçe yutkundu.
Öyle kendimi kaybetmiştim ki ancak yana dönen kafası ve alev alan elimle ona vurduğumu fark ettim.
"Çok büyük orospu çocuğuymuşsun."
Bartu kafasını iki yana sallayıp konuşacak oldu ama ona bu fırsatı vermedim. "Git buradan."
Yeniden itiraz edecek gibi olduğunda onu ittim. "Git dedim sana!"
Sert bir soluk bıraktı. Nasıl vurduysam yanağında 5 parmağımın izi çıkmıştı.
"Yalnızca sindirebilmen için seni yalnız bırakıyorum." Alayla gülüp kapıyı gösterdim.
"Siktir git!"
