EUN Mİ'DEN
Defterleri çantama tıkıştırıp, fermuarı çektim. Ardından sınıftan çıkıp bahçeye indim.
- Eun Mi!
Arkamdan gelen sesle göz devirdim. O tarafa döndüğümde peşindeki bir halta yaramayan grubuyla yanıma geldi.
- Etrafındaki insanların kıymetini bilmeyen bir adet inek öğrenci. Ah ne kadar kötü.
Yavaş yavaş sinirlenirken derin bir nefes verdim.
- Ne istiyorsun Young?
İtici gülümsemesini yüzüne takındı. Tabi bu sırada bütün okul etrafımıza toplanmıştı. Tanrı aşkına! Kütüphaneye geç kalacaktım!
- Senin şu etrafındaki çocuklardan uzaklaşmanı.
Alayla güldüm. Jungkook ve diğerlerinden bahsediyordu.
- Zaten ben onlardan uzaklaşsam sana hemen kollarını açacaklardı. Doğru.
Bütün herkes o'lamaya başladığında yüzü mosmor oldu.
- Young. Hayal dünyan fazla geniş. Ama mümkünse içine benim çevremi sokma. Yararlı değil. Zararlı çıkarsın.
Omuzuma atılan kolla oraya döndüm.
- Yani. Hayal dünyandan çık, orası iyi bir yer değil.
Young anında mosmor olurken Taehyung'un yanında sırıtan Jungkook dikkatimi çekti. Bunlar iki ezeli düşman? Ve yan yanalar?
Taehyung elimden tutup, ilerlemeye başladığında Jungkook'ta öbür yanımdan yürümeye başladı.
- Siz ikiniz? İki ezeli düşman? Yan yana? Ne oluyor, ölüyor muyum ben? Ayrıca ben seninle konuşmuyorum. Çek lan elini.
İkiside güldü.
- Anlatacağız. Ayrıca elini bırakmıyorum.
Daha sıkı tuttuğunda sırıttım.
- Yoongi'ye rapor etmem gereken bir Kim Taehyung var.
Anında elimi bırakıp, cebine soktuğunda Jungkook'la beraber güldük.
- Ayrıca benim kütüphaneye gitmem lazım.
- Ben seni bırakırım.
Jungkook'un dediğiyle başımı olumlu şekilde salladım. Taehyung'a feci tripliydim. Banane.
- Dur bir dakika. Sen bana ve Seo'ya trip mi atıyorsun?
Omuz silkip, arabanın kapısını açtığımda kaşlarını çattı.
- O yüzden gün boyu ikimizin telefonlarını açmadın.
- Görüşmemek üzere.
Arabaya bindiğimde Jungkook, Taehyung'a bir şeyler söyleyip, arabaya bindi. Kütüphaneye doğru sürmeye başladığında ona baktım.
- İkiniz ne iş?
Sırıttı.
- Ne oldu? Niye merak ettin?
- İki manyağın nasıl yan yana durduğunu merak etmez misin sen?
Kaşlarını kaldırıp anlık olarak bana baktı.
- Senin dilin uzamış.
- Yo. Hiçte bile.
Gülümsedi.
- İki medeni insan gibi konuşmak istedik. Konuştuk. Olay bu.
- Siz? İki medeni insan gibi? Konuştunuz? Güleyimde boşa gitmesin.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Hope JJK
FanfictionBütün umudumu kaybetmiştim. Çünkü benim umudum, sendin... **************** - Her hikaye mutlu sonla mı biter? - Hayır. Ama bizim hikayemiz mutlu sonla bitecek. - Emin misin? Gözlerini, gözlerimle birleştirdi. - Seni sevdiğim kadar eminim.