Kafamı koyduğum masadan kaldırdım. Tanrı aşkına, bir insan neden şirkette ders çalışır ki!
Yerimde doğrulup, gerindim. Her yerim tutulmuştu. Ders çalışırken uykum geliyordu ki, bu kesinlikle benim sorunum değildi. Ayağa kalkıp, odadaki banyoya ilerledim. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra odaya geri döndüm. Işığı yanıp sönen telefonumu elime aldığımda dedemin aramış olduğunu gördüm. Hadi ama! Şirkette olduğumu biliyordu!
Arama tuşuna bastım ve telefonu kulağıma götürdüm.
- Kızım. Hala şirkette misin sen?
- Evet dede. Ders çalışırken uyuya kalmışım.
Ufak bir kahkaha attı.
- Her zaman ki gibi.
Dediği şeyle duraksadım. Benim suçum yok bi kere. Her şey fizik dersinin suçu!
- Neyse. Jungkook seni almaya geliyor. Hazırlan ve kapıda onu bekle. Ben şirket yemeğine gideceğim. Sonra görüşürüz kızım.
Sinirle nefes verdim.
Neden kendini bu kadar yoruyordu ki?!- Tamam dede. Buna da tamam. Ama yorma kendini artık. Lütfen.
- Tamam kızım. Hadi acelem var benim.
Diyip, telefonu yüzüme kapamıştı. Harika!
Çantamı toparlayıp, odadan çıktım. Asansöre binip, zemin kata bastım. Jungkook'ta alışmıştı beni şirketten toplamaya. Ama ben şu gıcık fiziğe bi türlü alışamamıştım.Duran asansörle, hızla dışarı yöneldim. Kapıdan çıktığım gibi arabasının kaputuna yaslanmış Jungkook'u gördüm. Çok tatlıştı be!
Daha fazla vakit kaybetmeden yanına ilerledim. Beni görünce güldü.- İyi alıştın koltuklarda uyumaya.
Umursamazca omuz silkip, arabaya yöneldim. Yerime oturup, kemerimi taktığımda o da yerine yerleşmişti.
- Fizik çalışırken uyumayı rutin olarak bellemiş bulunmaktayım. O yüzden benimle dalga geçmeyin.
Dediğimde ufak bir kahkaha attı. Çok güzel gülüyordu hayvan oğlu hayvan.
- Gülme Jungkook! Ben ciddiyim.
O ise yandan bir bakış atıp, arabayı çalıştırdı. Otoparktan çıkıp, anayola girdik.
- Sınavların ne zaman?
İşte bütün öğrencilerin sinir olduğu o soru. Size ne kardeşim! Ne zamansa o zaman! Sanki siz gireceksiniz sınava!
- Benim yerime girmeyi mi tercih ettin? Haa o zaman bir hafta sonra ilk matematik ve edebiyat sınavımız var. Beklerim.
Dediğimde tekrar gülmüştü. Kırmızı ışıkta durduğumuzda bana baktı.
- Çalıştırmamı ister misin?
- ASLA!
Şaşkınca bana baktı.
- En son senle çalıştığımızda işlemler yerine test kitapları havada uçuşuyordu. Bunu bir daha yaşamak istemiyorum.
İkimizde aynı anda kahkaha attık. Evet. Bir soruda ikimiz farklı şeyler söyleyip kavga etmiştik. Sonrada sinirlenip test kitaplarıyla dövüş yapmıştık. Komik.
Yeşil yanınca yola devam ettik.
- Peki. Takıldığın yerde.
Diyip durdu.
- Takıldığın yerde bana gelme. Sonra kavga falan çıkar.
Tekrar kahkahalarımız birbirine karışmıştı. Seviyorum seni Jeon...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Hope JJK
Fiksi PenggemarBütün umudumu kaybetmiştim. Çünkü benim umudum, sendin... **************** - Her hikaye mutlu sonla mı biter? - Hayır. Ama bizim hikayemiz mutlu sonla bitecek. - Emin misin? Gözlerini, gözlerimle birleştirdi. - Seni sevdiğim kadar eminim.