Cansu artık suratima bile bakmıyordu. Okula gelmemek için bahane arıyordum ama annem zorla yolluyordu. Cansu benim sıra arkadaşım olduğu için mecburen yanina oturmak zorundaydım. Ama Şeyma beni bu olaydan kurtardı cansunun yanina başka kız yollayip beni yanina oturtturdu. Ağladığımda yanimda hep o vardı. Ben onu ne kadar kovmak istesemde gitmiyordu. Okul artık çok anlamsız geliyordu. Cansu ile aramız çok kötüydü ve düzelecek gibi değildi. Artik Şeyma ile takılıyorduk. Bu kız tam kafa dengimdi. Beni anlıyordu. Cansuyla aramızda olanlartı herkes duymuştu. Hocalar bile... Okuldan sonra kurs oluyordu. Her sene tek sınıf olan kurs bu sene iki sınıftı cansu ile aynı sınıfta olmamak için diğer sınıfa geçtim. Artık daha iyi hissediyordum. Kırgınlıklarımı bir kenara bırakmış yeniden gülüyordum. Vakitlerimi Şeyma ile geçiriyordum. Akşam olmuş yine odama çekilmiştim. Facede takılıyordum. Bir arkadaşlık isteği Enes Burak. Aman Allahım esmer bana istek atmış hemen kabul ettim. Açıktı selam dedim. A.selam dedi. Naber nasılsın falan derken morelinin bozuk olduğunu söyledi. Neden dedim söylemedi üzerine gitmek istemedim sadece ona şu kelimeyi dedim'aslında bi söz biliyorum ama kızlara göre.' olsun dedi söyle 'kafana tokadan başka birşey takma' dedim. Gülücük yolladı. Faceden çıktım. EE yarın okul var sonuçta. Sabah olunca herşeyi şeymaya anlattım. Tam anlatırken esmer yanımızdan geçti. Gülümsedi. Ama sen öyle gülümseme aklım gidiyor başımdan. Sonra iç sesim 'o piç!' dedi. Sanki ben bilmiyorum fahişe ya bazen o kadar sinir ediyor ki beni içimden çıkarıp ağzını burnunu kırasım geliyor. Bugün nöbetçiydim zemin katta olmak istiyordum hem de Aliyle. Bugün o da nobetciydi ve onunla nöbetçi olmak süper bir şeydi. Zemin katta küçük öğrenciler,ali özmenin odası ve resim sınıfı vardı. Nöbetçi yerine oturdum ali de gelip yanıma oturdu. Hoca geldi mal mal suratımıza bakmaya başladı kalkın dedi tüm sınıfları içeri sokun. Aliyle yerimizden kalkıp sınıfları sokmaya başladık. Küçük bi çocuk elinde süpürgeyle peşimden koşuyordu. Kaçmaktan başka çarem yoktu. Tam koridordan döndüm arkama bakıyordum ki bir şeye çarptım. Öğretmen sandığım için yavaş yavaş kafamı kaldırıyordum ki esmer heyy dedi. Ahh dedim yinemi sen. Asıl yinemi sen dedi. Suçluydum ama onun bana kızmasına izin veremezdim. Esmer bana baktı ve 'sen bundan mı kaçıyorsun' dedi çocuğu göstererek. 'Sen onun öyle durduğuna bakma!' dedim. O sırada mideme bir ağrı saplandı. Gözlerim kararmaya başladı. Esmerin dediklerinden hic birşey anlayamıyordum. Başıma bir anda saplanan ağrı gözlerimi açtı 'ahhhh!' diye bağırdım başımı tutarak. Bu acı tarif edilmezdi. Esmer beni tuttu. Kolumu tutunca ne kadar endişeli baktığını gördüm. Elimle sandalyeyi gösterdim yavaşça beni oraya götürdü. Oturduğumda daha iyi olduğumu hissettim. Zil çalıyordu ve esmer hala gitmemişti. Git dedim derse geç kalacaksın. Bu halde bırakamam seni deyince içimden bir şeyler koptu gitti. Ama öyle deme! O sırada ali geldi. Ali burda dedim o bana iyi bakar sen git. O an gözlerinden ateş fışkırdı. Hiçbirşey demeden çekti gitti. Arkasından sadece güldüm. Birseyim degilsinki boşuna sahiplenme dedim içimden. Herkes derste olduğu için koridor sakindi. Zil çalınca herkes oyana buyana koşturuyordu. Dışarısı soğuk olduğu için kimseyi dışarıya salmiyorlardı. Esmer her tenefüs gelip zemin katta bir oyana bir buyana gidip geliyordu. Şeyma yanıma geliyordu derslerde ne olup ne bittiğini anlatıyordu beni hic yalniz birakmiyordu canım ya. Şeyma bana sarılırken cansu bize bakıyordu gozleri dolmuştu. Bunu sen hak ettin cansu dedim içimden. Zil çaldı herkes sınıfına dağıldı tabii bende nöbetçi yerine..