İki gün tatilden sonra okula gitmek için erken kalkmıştım üstelik annemin o bağıran sesini duymadan. Ben pazartesileri sevmem ama bu başka pazartesi beni enese kavuşturan pazartesi. Günlük rutin işlerimi yapıp servise gittim. Bugün içim içime sığmıyordu sanki. Hemen okula gitmek istiyordum. Hasan amca gelince daha bi heyecanlandım. Okulun kapısına gelince bizi kapıda bırakmasına bile kızamadım. Aliyle aramız iyi olmuştu. Ali koluma girdi ve okulun bahçesinden girdik. Merdivenleri çıkarken Enes her zamanki gibi banklardan tekine oturmuştu. Beni görünce sevindi ama koluma baktığında yüzündeki gülümseme gitti. Aliyi kolundan çıkarıp okulun kapısından girdim. Sınıfın kapısından girecektim ki biri beni yandaki boş sınıfa çekti. Tam bağıracakken ağzım beni sınıfa sokan kişinin eliyle kapatıldı. Kolumu öyle bir tutuyordu ki eminim morarmıştır! Kim olduğuna baktığımda aman Allahım bu Hüseyin. 6. sınıftan beri peşimde ama ben onu istemiyorum ve o da bunu iyi biliyor. Beni duvara firlatıp elleriyle kollarımı duvara kelepçeledi 'B-bırak' dedim. Ondan korkuyordum. 'Benden kaçamazsın güzelim' dedi. Gözlerimi ağlamaması için tutuyordum ama olmuyordu. Tam bana doğru geliyordu ki onu biri kollarından tutup duvara fırlattı. Bu Enes! Evet benim kahramanım yine kurtardı beni. 'Vayy' dedi Hüseyin kolumdan tutup beni kendisine çekti. Ahh canım yandı ama yeter. 'Bıraksana Piç' dedim bu sefer sesim daha güçlü çıkıyordu. Hüseyinin aksine Enes kolumdan nazikçe tutup beni arkasına aldı. Hüseyinin burnuna kafa attı ve 'ondan uzak durucaksın! O benim lan!' dedi. Hüseyinin burnu feci şekilde kanıyordu ama umrumda değildi. Enes bana dönüp baş parmağıyla yanaklarımdaki yaşları sildi. 'Hadi sınıfına gidelim' dedi. Sınıfın kapısına kadar geldiğimizde koridordaki bütün gözler üzerimizdeydi. O kadar korkmuştum ki hâlâ ellerim titriyordu. 'Geçti' dedi'korkma bundan sonra kimse sana dokunamaz' o sırada hocanın bize doğru geldiğini gördüm Enese yaklaşıp 'Teşekkür ederim' dedim ve sınıfa girdim. Sınıfa girince Cansu ve yanındaki oruspular bana bakıp gülmeye başladılar. Şeyma koluma girince Cansunun gülmesi yüzünden silindi. Şeyma beni öpünce şaşırdım. Cansuya inat yapıyordu herhalde.'Noldu Sevda ellerin titriyor' deyince kendime gelebildim. Hâlâ gitmemiş mi şu salak titremem. 'Boş sınıfa soktuğu hüseyin yapmıştır' dedi Cansunun yanındaki Belkız. Bu kız kendini ne sanıyor be bilip bilmeden ne atlıyor.! 'Ne diyorsun sen be bilip bilmeden konuşma' dedim ve yanına biraz daha yaklaştım. Ben kavga eden birisi değilim. Ama bu kız haddini bilmeli! 'O burnunu da her yere sokma'dedim burnunu göstererek. 'Sokarsam naparsın' deyince kan beynime sıçradı. 'Oturun' diye bağıran hocanın sesiyle herkes yerine dağıldı. Sinirimden çatlıyordum. Allahım bu kız kendini ne sanıyor ya. Sinirden başım ağrımaya başlamıştı. Hocanın anlattıklarından hiçbir şey anlamıyordum çünkü dinlemiyordum,dinleyemiyordum.! Zil çalınca Şeyma ile çantalarımızı toplayıp aşağıya inmek için kapıya yönelmiştik. Yine Cansunun yanındaki oruspulardan biri gelip 'kursta sakın bir yere gitme. Seninle konuşmamız lazım' dedi. 'Tabii' dedim hiç düşünmeden. Onlardan korkucaklarımı falan sanıyorlardı herhalde. Şeymayı öpüp yol ettikten sonra merdivenlere yönelmiştim. Kursa girmek gelmiyordu içimden. Merdivenin başındaki bir bank gözüme takılınca gittim oraya oturdum. Çantamdan bir kalem alacakken birinin "öhöhö" sesiyle irkildim. Bu ses müdür yardımcısının sesi kafamı kaldırıp ona baktığımda "ne yapıyorsun burada senin kursun yok mu?" dedi "hocam ben bugün iyi hissetmiyordum eve gidecektim ama serviste gitti" dedim. "Peki" dedi şaşırdım bu kadar tepkisiz mi yani? Müdür yardımcısı yanımdan gidince bende 3. katta boş bir sınıfa gittim. Can sıkıntısına kitap okumaya başlamıştım ki zil çaldı. Kitabı çantama koyup Cansu ve yandaşlarının yanına gittim. Onlar boş bir sınıf dediler oturduğum boş sınıfa gittik. Belkızın gözlerinden ateş fışkırıyordu konuya giren de o oldu zaten. "Sen kendini ne sanıyorsun be! Sen kimsinde benim kardeşime küfür ediyorsun!!" kelimeler ağzından dökülürken kaynar sular döküldü beynimden. Kardeşine küfür etmek mi? Üstelik daha birinci sınıfa giden bir çocuğa Yuh ya iftiranın da böylesi. "Ne diyorsun belkız? Ben senin kardeşine falan küfür etmedim. Bana sataşmaya konu buysa bence hiç bulaşma" dedim. "Bana çok güvendiğim biri söyledi" evet kardeşi bugün biz Şeyma ile otururken yanımıza gelmişti bizde Belkızla küsüz diye ondan uzaklaştık ama ağzımızı açıp bir kelime dahi söylemedik. Hem demiş olsaydım bile ben daha birinci sınıfa giden bir çocuğa neden küfredeyim ki? Saçma hem de çok saçma! Cansu ve Aysu belkızın arkasında bana bakıyorlardı. Seher sıraların tekınde hale ve meryem başka bir sırada hepsinin gözü üzerimdeydi. Şu an o kadar saçma bir konu var ki ortada tartışmaya değmez. Belkıs bir şeyler söylenip üzerime doğru geliyordu dediklerinden birşey anlayamıyordum çünkü hepsi bir ağızdan konuşuyordu. Bir ara bağırmaya başladılar hiçbirine cevap vermiyordum çünkü bu bir iftira! Kapının sesiyle herkes sustu gözler benim üzerimden çekilmiş kapıya yönelmişti arkamı döndüğümde bu sese gelebilecek tek kişi vardi o da öğretmen ama bu Enes! Ahh tam zamanında geldi. Belkızın sesiyle gözlerim ona baktı 'bir sen eksiktin!' dedi Enese. Enes çok sinirli görünüyordu Belkıs tam ayağımın dibindeydi ne ara gelmiş bu buraya?! Enes ve Belkıs laf kavgası ediyorlardı. Dediklerinden hiç bir kelime anlayamıyordum başım ağrıyordu çok başım agriyordu. Sonunda dayanamayıp "yeter susun" dediğimi hatırlıyorum. Sonrası karanlık sonrası huzur..