Eve vardığımda annem yemek yapıyordu. Çantamı odaya atıp içeri sobanın başına geçtim. Karnım aç değildi. Ya da canım istemiyordu bilemiyordum. Televizyonu açtım bütün kanalları gezdim ama hiç bir şey yoktu. Şemsiyemi aldım ve evden dışarı çıktım. Biraz hava alsam iyi gelirdi. Nereye gideceğimi ne yapacağımı bilmiyordum. Bir sigara ne kadar iyi gelirdi belkide. Babamın dudaklarına dokunan tek şeydi sigara. Ne zaman sigara görsem babam gelirdi aklıma. Bakkala gittim ve bir paket sigara aldım. Kısa mavi lark. O kadar iyi gelirdiki anlatamam. Şemsiyemi açtım ve eski okulun oraya gittim. Kırık dökük olsa bile hâlâ işimi görebilen banklardan tekine oturdum. Sigaramı açtım ve bir tane aldım çakmağımla tutuşturup içime çektim. İç organlarıma kadar hissetiğim sigara dumanı bu soğukta beni ısıtmıştı.
Hiç durmadan sigara içiyordum. Biri bitiyordu hemen diğerini yakıyordum. Canım yanmıyordu. Öksürüklere boğuluyordum ama hiçbirşey olmuyordu. Sadece biraz nefessiz kalıyordum. Göğüs kafesimdeki hırıltıları duyabiliyordum. Yağmur kendini sulu kara bırkmıştı. Kış mevsimini severdim ama babamı benden aldıklarından beridir hiçbirşeyi sevemiyordum. Ölenle ölünmez diyorlar ya işte o tam bir yalan. Ben babamla öldüm..
Paket yarıya inmişti hava kararmıştı. Sulu kar şiddetlenmiş sokak lambaları yanmaya başlamıştı. Şemsiyemi açtım paketimi cebime koydum ve yürümeye başladım. Eve vardığımda üzerim sigara kokuyordu. Kimseyle konuşmadan direk duşa girdim. Sigara paketini havlumun cebine koydum ve suyu en sıcak ayara ayarladım. Vücuduma doğru inen sıcak su şakak kemiklerimi çektiriyordu.
Duştan çıkınca saçlarımı kuruttum ve kitabımı elime aldım. Biraz sonra annem bağırarak içeri girdi. Kahretsin! Havlunun cebinde sigaramı unutmuşum. Annem bağırarak 'bu ne!' dedi. Ne diyebilirdimki. Paketi suratıma fırlatıp dışarı çıktı. Arkasından gitme gereği duymadım.
Gece olmuştu. Hâlâ uykum yoktu. Sigaramı aldım pencerenin kenarına geçtim ve bir dertli müzik açtım. Hıçkırıklara boğularak ağlıyordum. Babam gitmiyordu gözümün önünden onu çok özlüyordum. Biraz sonra dayanamayıp sokağa attım kendimi. Onun yanına gidiyordum. Paketimin yarısını şimdi bitiriyordum. Biri bitiyordu hemen diğerini yakıyordum. Adımlarım hızlıydı. Kendimden emindim. Şu an tam olarak istediğimi uyguluyordum.
Ona varınca akan göz yaşlarımı silip hemen başının üstüne oturdum.
'Baba! Ben geldim. Seni çok özledim dayanamadım. Hiç korkmadım sana gelirken. Sigaramın dumanını senin gibi üfledim. Üşüyor musun baba? Sen kışları hiç sevmezdin. Baba. Acıktın mı? Yemek getirim mi sana? Bana kızmıyorsun değil mi sigara içtiğim yüzden. Yok ya sakın kızma derdimden değil seni özlediğimden içiyorum ben. Hani dedim ya sana sen gidince bize kimse sahip çıkmayacak diye. Aynen öyle oldu biliyor musun? Seni buraya gömdükten sonra kimse uğramadı evimize amcamdan başka. Ellerini uzatsana baba? Sen özlemedin mi beni? Bak sana geldim.'
Yağmur yağmaya başlamıştı. Biraz daha babamın yanında oturup gitmeye karar verdim ve döndüm babama dedim ki:
'Yine gelicem baba.'
Sonra gözlerim yaşlı eve doğru yürümeye başladım. Yağmur şiddetlenmişti. İliklerime kadar hissettiğim soğuk içimi eritiyordu. Köpek sesleri geliyordu karanlığın uzağından. Kim bilir belkide biri çıkacak karşıma. Saat 01:47. Gecenin tam yarısı. Korkmuyordum. Babam yanımdaydı biliyordum. O beni hiç bırakmaz.
Eve vardığımda sırılsıklandım. Kapıyı açtığımda annem karşımdaydı. Sinirliydi. İki eli belinde bana bakıyordu. Ne diyim şimdi? Sinirle "nerdeydin?" dedi. "Babamın yanındaydım" dedim. Ellerini belinden indirmişti. Nefretli bakışlarını gözyaşlarına bıraktı. Önümden çekildi ve odasına gitti. Islanan üzerimi değiştirip yatağıma uzandım ve kendimi uykuya teslim ettim.