Okul çıkışına kadar hiçbir tenefüse çıkmadım. Enesi görmek ve yeniden ağlamak istremiyordum. Elimdeki su şişesini bilmem kaç dakikadır büküyordum. Şeyma yanımdaydı o da benim gibi susuyordu. Boş sınıfta sadece su şişemin sesi vardı. Beynimde enesin yankılanan sesini duyuyordum. Seni seviyorum,seni seviyorum,seni seviyorum... Sonunda dayanamayıp yeter diye bağırdım. Hadi şeyma birşeyler yapalım. Artık üzülmek yok. Hadi gel benimle. Şeymayı kaldırıp kantine gittik. Cebimdeki paraları uzatıp ne kadar balon gelirse almak istiyorum dedim. Kaç tane bile olduğuna bakmadan şeymayla tekrar boş sınıfa döndük. Çantamdan iki tanetahta kalemini çıkardım ve tekini şeymaya uzattım. İçindekileri yaz dedim. Balonların üzerine içimizden geçen herşeyi yazdık. Balonları şişirdikten sonra cama çıkıp hepsini gökyüzüne saldık. Okulun önündeki tüm öğrenciler bizi izliyordu. Balonlardan tekinin üzerine şeyma ve sevda yazdım. Şeyma onu görmüs olmalı ki bana seni seviyoruum diye bağırdı. Pencereden inip şeymaya sarıldım. Tüm gün oturduğumuz sınıftan şeymayla kahkaha atarak acılarımızı o sınıfta bırakarak çıktık. Merdivenleri seke seke çocuklar gibi mutlu mutlu inerken enesle karşılaştık. Morelimi bozmadım. Hatta daha çok güldüm. Sonunda özüme dönmüştüm. Günler sonra yeniden mutluydum. Beden hocasından bir top aldım ve şeyma ile voleybol oynamaya başladık. Top oynadığımızı görenler etrafımıza toplanıyordu. Giderek kalabalıklaşan yerde aklıma yakartop oynamak geldi. Herkesi ikna ettikten sonra yakar top oyna aya başladık. Ben ve şeyma aynı gruptaydık. Biz beraber olduktan sonra kim tutar bizi!? Mutluydum. Belki sonra yeniden üzülecektim ama anı doya doya yaşamak istiyordum. Kalabalığı ve eğlenceyi gören herkes etrafımıza toplanıyordu. Matematik öğretmenim,fen öğretmenim,ali,mehmet,ayşe,caner.. Tanıdıklarım, daha okula yeni gelen öğrenciler.. Nerdeyse tüm okul etrafımızdaydı. Bu an belkide karşılaştığım en güzel andı. Kısa bir sürede olsada enesi unutmuştum, hayata bağlanmıştım. Belkide hep bu olmalıydım! Belki degil bundan Sonra hep böyle olmalıydım. Özümdeki çocuğu birdaha ağlamaya mahkum etmemeliydim. Onu üzenlere izin vermemeliydim. Ben buydum bundan başkası olamazdım. Kafamı hafif yukarı kaldırdığımda enesi gördüm. Biraz buruk biraz gülümseyerek bakıyorsu. Onla göz göze gelince gözlerimi devirdim. Onu unutmalıydım. Eğer ben onun tercihi değilsem o da benim tercihim olmamalıydı. Beni üzenlere stop! ;)
O kadar oyunu oynadıktan sonra normal olarak yorulmuştum. Lovobada şeyma ile elimizi yüzümüzü yıkıyorduk. Hâlâ gülüyorduk.
Son ders kursa kalmıştım. Şeymayı öpüp servisine bindirdikten sonra yukarı çıktım. Kursta test çözüyordum(cevap anahtarından baka baka :) tenefüste bugün oturduğum boş sınıfa gittim. Kapıyı açtığımda enes vardı. Onu görmezlikten gelip içerde unuttuğum hırkayı aldım. Tam çıkıyordum ki 'sevda' dedi. Ne var dedim. Yanıma gelsene dedi. Kokun çok güzel. Hırkanı çok sevdim. O beni ısıttı. Bak sen olmasan bile birşeylerin hep bende. Seni seviyorum. "Peki o zaman neden esrayı seçtin ben yokken!"
Esrayla aramızda bir şey yok! Kafandan bir şeyler uydurup durma.
Ben mi uyduruyorum şu okuldaki herkes bana gelip sizin çıktığınızı söylüyorlar! Bıktım lan sürekli ağlamaktan. Dedim. Çok sinirliydim. Sinirden parmaklarım avucuma giriyordu. Gözlerim doluyordu yine. Kapayı kapatıp tuvalete gittim. Ağlarken zil çalıyorsu yine. Ve yine enes gelmişti. Artık alışmıştı,alışmıştık.. Bana sarıldı tüm içtenliğiyle. Derse geç kalıyordum. Enes gözlerime bakıyordu bense hiçbirşey yapamıyordum. Kafamı kaldırıp bakamıyordum zeytin karası gözlerine..
Ne zaman mutlu bir gün geçse ardından hemen üzülüyordum. Daha 2 saat önce kahkahalarla gülüyordum şimdiyse hıçkırıklarla ağlıyordum. Tuhaftı hayatımdaki herkes gibi tuhaf...