"Sevdiğiniz çiçek milyon yıldızdan yalnızda bulunsa yıldızlara bakmak mutluluğunuz için yeterli olacaktır."
~ Küçük Prens ~
Tam içeri girecekken annem gözüktü babamın telefonunu eline aldı ve öfkeyle konuşmaya başladı annem ilk kez babaanneme sesini yükseltiyordu, sinirden kıpkırmızı olmuştu
"Benim kızım daha küçük okuyacak mesleğinin başına geçecek ben onu sizin isteklerinize göre yaşasın diye doğurmadım Suna Hanım. Üstelik benim kızımın bir ilişkisi olduğunu biliyorsunuz onun sevdiği kişi ile evlenmesi en doğal hakkı sizin yaptığınız suç bu zamana kadar büyüksünüz diye kimse size sesini bile yükseltmedi ama herkesin bir sınırı var sakın benim çocuklarımın hayatı ile ilgili bir karar almaya kalkmayın anladığınızı umuyorum! "
Annem sinirle telefonu babama uzattı sanırım babaanem babam ile konuşmak istemişti, babam telefonu eline alınca birkaç dakika sonra yüz ifadesi değişti ve o can yakan kelimeleri söyledi
"Tamam anne Vera ile konuşacağım ama sadece konuşacağım ve eğer olumsuz tek bir kelime söylerse bu konu tamamen kapanacak bir daha hiç açılmamak üzere tamamı!"babam telefonu kapattıktan sonra hırsla telefonu fırlattı ve ellerini saçlarına geçirdi annem babamı sakinleştirmeye çalışıyordu ama bu pek işe yaramamıştı hışımla içeri girdim
"Konuşulan her şeyi duydum baba doğru mu babaannem evlenmemi mi istiyor hiç tanımadığım ve sevmediğim bir adamla baba cevap ver!"
"Doğru kızım ama"
konuşmasına müsaade etmedim
" Sen de bu soruyu bana soracaktın öyle mi baba!"
sesimi yükselterek
"Öyle mi dedim ?"
babam "Evet" demişti sadece,
gözyaşlarımı sildim ve omuzlarımı dikleştirdim
"öyleyse cevabım hayır evlenmeyeceğim bu konu bir daha açılmayacak benim kimi sevdiğim belli ne yapmak istediğim belli ben her şeyimi geride bırakıp geldim sırf eğitimim en iyi şekilde olsun diye ama babaannem istiyor diye sevmediğim ve tanımadığım biriyle evleneceğim öyle mi ?"
sinirle sesli bir şekilde güldüm babam o sırada söze girdi
"Gerçekten tanımadığın biri değil Vera tanıdığın biri hem de çocukluktan"
babam öyle deyince heyecanlanmıştım içimden acaba dediği kişi Ali olabilir miydi? diye geçirdim ama hayır Ali olamazdı çünkü babam ve annem Ali'yi biliyorlardı babaannemin de tanıdığından nerdeyse emindim bu yüzden kafamı salladım ve babamın diyeceği kişiyi bekledim merakla babam benim için ömrümün sonuna kadar ölümle aynı anlama sahip olacak o ismi söylemişti "Asaf " Bu isim bana tanıdık geliyordu sonra çocukluğumdan silik silik anılar hatırladım Asaf biz Ali ile oynarken bizi uzaktan izlerdi bazı zamanlar yanımıza gelip oynamak için sorardı ama biz onu aramıza almazdık ve koşarak yanından uzaklaşırdık, aslında biz kimseyi almazdık sadece ikimiz olalım isterdik çünkü öyle olunca dünya dururdu bizim için kocaman bir oyun parkına dönüşürdü başka çocuklar aramıza girince oyun parkını talan etmelerinden korkardık.Babam cevap beklercesine gözlerime bakıyordu kendime gelip
"Hatırladım Ali ile aramızı bozmak isteyen çocuktu."
Bunu memnuniyetsiz bir şekilde söylemiştim. "Her neyse tanımam bir şeyi değiştirmiyor cevabım kesinlikle hayır."
kafamı iki yana salladım babam sadece
"Peki kızım"
demekle yetindi, zaten başka bir şey diyecek hâli yoktu çünkü bu soru onu utandırmıştı. Ben de sorun bitmiş gibi yukarı çıkmak ve Ali'ye olan biten her şeyi anlatmak istedim aslında her şey yeni başlıyordu sadece bunu şimdilik bilmiyordum. Anneme yemek hazır olana kadar yukarıdayım diyerek odama çıktım odama çıktığımda ilk iş Ali'yi aramaktı sesi perişan geliyordu ama bana yansıtmamak istiyordu biraz bekleyip derin bir nefes aldıktan sonra
"Söyle canfesim"
dedi o bana hep böyle seslenirdi anlamı "cana can katan" demekmiş sorduğum zaman öyle demişti ben de ona
"Sevgilim seni çok seviyorum."
demiştim Ali biraz durduktan sonra ağlamamak için direnen bir sesle;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİLHUN(ASKIDA)
RomanceKadında cehennem ateşinden bir nefret adamın her sözcüğünde harlanan. Adamda cennetteki kutsal sudan bir aşk kadının her sözcüğünde dolup taşan. Adamın bir yanlışı kadının ona duyduğu tek duygu olan saygıyı kül etmişti şimdi canhırnaş bir acının...