DORUK'UN AĞZINDAN;
Çağlayla birlikte taksiye binip Tunç'un evine doğru yol almaya başladık. Kafamda beni meşgul eden o soruyla içiçe olduğumu farkettim. 'Acaba o gelecek miydi?' Ben neden bahsediyorum ya Tunç'la birlikteler tabiki gelecek. Tüm bunları düşünürken Çağla'nın sesiyle irkildim.
" Geldiğine çok sevindim "
Cevap vermek yerine sadece küçük bir gülümseme atıp onume önüme döndüm.
Yarım saat süren yolculuğun ardından Tunç' un evine vardık. Partinin yapılacağı kata çıktığımızda kalabalıktan birazda olsa rahatsız oldum. Sol tarafımda mjni bar vardı. Karşısında cam yuvarlak masalar. Tüm bunları süzerken kolumda bir elle irkildim. Çağla'nın kluma girdiğini gördüğümde kaşlarım çatıldı. O ise bana kocaman gülümseyerek bakıyordu. Tunç'un o iğrenç kahkahasını duymamla gözlerimi Çağla dan çevirip Tunç'un olduğu yere dikmem bir oldu. Yanında onu gördüğümde soğuk terler akıtmaya başladım. Tunç'un o pis eli benim sevdiğimi n belindeydi. Birden arka cebimde bi rel hissettim. Arkamı döndüğümde kimse yoktu. Fazla gerildiğimi düşünerek geçip bir köşeye sindim.
Ben Tunç ve onu süzerken Tunç'un paniklediğini gördüm. Birden bağırarak konuşmaya başladı.
"Hey millet beni dinleyin" derken bütün gözlerin Tunç'a çevrildiğini farkettim.
"Bebeğimin en değerli altın bilekliği düştü. Herkes yerlerinde kalsın sorumlu arkadaşlarım yerleri arayacak. "
Bunu derken suratındaki o ifadeden hoşlandığım söylenemez. Kadının bana doğru geldiğini hissettim. Yanıma yaklaştıktan kısa süre sonra
"Az önce bu çocuğun arka cebine bir bileklik attiğını gördüğüme yemin edebilirim." diye haykırmaya başladı.
Ben ise suratımdaki şok olmuş ifadeyle etrafa bakmaya başladım. Birazdan yanımda Tunç belirdi. Elini arka cebime atıp bir bileklik çıkardığını gördüm. Bu bileklik benim cebime nerden geldi ?!
"Hem fakir , hem hırsız benim bildiğim fakirler gururlu olur Doruk!" dedi...
Arkadaşlar vote larımız 50 yi geçmeden yeni bölümümüz gelmiycek. İyi okumalar....