DORUK'UN AĞZINDAN
"Efendim Çağla"
"Rahatsız ettim galiba."
"Vayy Hazan'ı bulunca bizi de unuttun bakıyorum sen meğer ne satıcıymışsında haberimiz yok."
"Bak Çağla benim kimseyi tercih ettiğim yok. Söyleyecek bir şeyin yoksa görüşürüz. "
"Of be iyi tamam şey diyecektim. Annem ve babam İzmir'deler sadece bir iki günlüğüne bizde kalmanı teklif edecektim. Tuğçe'ye söyledim fakat oda yurtdışına teyzesine gitmiş. Bende evde tek kslmaya korkuyorum diyebilirim. "
"Kendine başka bir oyuncak bul Çağla görüşürüz. " dedikten sonra Çağla'nın cevap vermesine izin vermeden telefonu suratına kapattım. Sorunu neydi bu kızın? Beni aramak için mutlu anları falan mı seçiyor?
"Ne istiyor"
Hazan'nın sorusu üzerine yönümü ona döndüm.
"Hiç önemli bir şey yok. "
"Doruk doğru söyle yine Tunç'un bir oyunu mu?"
"Ya yok öyle birşey değil. Ailesi İzmir'e gidiyormuş. Buda evde yanlız kalamıyomuş işte ben gitcekmişim yanına Tuğçe'yi aramış oda yurtdışındaymışta mış yani yine saçmalıyor birşeyler. Neyse takma dur ben sana temiz çarşaf falan getireyim. "
"Hiç gerek yok size de rahatsızlık verdim şimdi daha iyiyim sana ne kadar teşekkür etsem azdır."
"Ne demek sen simdi burda bekle ben heme geliyorum."
"Doruk hiç zahmet etme ben artık kalkıyım. Hem annem şimdiye kadar çoktan çıldırmıştır."
"Tamam o zaman ben seni bırakıyım. Hadi önden buyur."
" Teşekkür ederim. " dedikten sonra o önde ben arkada evden çıktık.
Hazan'ların kapısının önüne vardığımızda kapının önünde polislerin olduğunu görünce bir an ikimizde duraksadık.
Bu polislerin gecenin bir yarısı üstelik Hazan'lar8n evinin önünde ne işi vardı?
