-GÖREV-

pazar günü

Offff resmen bu güneş gözümü taciz ediyor ya, bıktım artık. bu gün hiç enerjik hissetmiyorum. Yüzümü buruşturarak kalktım ve yan tarafımdaki yatakta camış gibi uyuyan adaya baktım. Tabi uyur dün gece dört defa lunaparktaki olayını anlatıp, anlatıp durdu. yani ben dört defa anlattığını düşünüyorum, sonrasında uyumuşum. Adaya ve diğerlerine batuyla yaşadığım olayları anlatmak istemedim çünkü cennet ve çağtay'ın ' biz demiştik ' havalarını çekemezdim . Ayağa kalkıp ada'nın yanına doğru ilerledim. Sol ayağımla onu dürtmeye başladım .bu gün pazar günüydü her zamanki gibi futbol maçı vardı.

"Ada kalksana ya " diyip bir yandan da ayağımla dürtmeye devam ediyordum. Bir anda ayağıma sarıldı. noluyor lan. " yağuşuklum" diyip tam ayağımı öpeceği sırada bağırdım "Gerizekalı ayağımı bırak öpeceksin " dediğim an ada gözlerini açtı. Burnunun dibindeki ayağımı görünce kendini hızlı bir şekilde geriye attı ve yataktan aşağı sırt üstü düştü. Ben adaya hayvan gibi gülerken. " lan nerenden gülüyon sen" diyince daha çok güldüm.

Ada ayağı kalkınca ben de lavaboya ilerledim. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra lavobodan çıktım. Ada çoktan üstünü giyinmişti.
Adayla beraber yemekhaneye gitmeye başladık. " Kanka sence onu bir kez daha görebilecek miyim?ayyyyyyyy" ada merdivenden kayınca üç basamak sonra göt üstü düştü. Ona
"Ebenin nikâhını mı?" dedim ve gülmeye başladım. Ada ters ters bakıp önden gitmeye başladı. Ben de arkasından gülerek geliyordum ama ada daha da hızlanıp gitmişti. Al işte gülüyoruz suç, gülmüyoruz suç hemen trip attı.

Ya ben bu merdivenleri yapan kişinin, kullandığı çimentonun ,fabrikasını yapan kişinin ellerinden öpeyim bu ne ya iki saat in in bitmedi. Biraz daha hızlandım ve sonunda gelebildim.

Yemek tabağımı aldıktan sonra yemekhaneye göz gezdirdim . herkes kendi kafasına göre takılıyordu. bizimkilere baktığımda masalarının dolu olduğunu gördüm. Herkesin masası dolu amk . offf ben şimdi nereye oturacağım? diye düşünürken. G sınıfının olduğu bir masa boştu mecbur oraya ilerledim. Herkes şok olmuş şekilde beni izliyorlardı. amk ne var anlamadım bunda herkes böyle bakıyor. Masaya oturduğum gibi yemeğimi yemeye başladım. G sınıfının başkanı da masadaydı hepsi şaşırmış bir şekilde bakarken olaya açıklık getireyim dedim.

" merak etmeyin halâ düşmanız sadece boş masa yoktu" dediğimde başkan ateş gülmeye başladı.
"inanalım mı? Yoksa sınıfın seni başkanlıktan mı attı?" dediğinde gülmeye başladım. Ne yani bir salak için mi sinirlenecem, üşenirim ben .

"Komik jocuk ,neyse zehir zıkkım olsun size daha fazla aç kalamam" diyip yemeye başladım. Hepsi gülüyordu, haklılar ilk defa bu kadar iyi konuştum onlara. Onlar da yemeye başladılar. Yemeğimin en güzel yerinde telefonum çalmaya başladı. Offff allahım ya ne güzel yemek yiyordum. Telefondan arayan kişiye baktığımda ' BATU ' yazısını görünce sinirlerim tepeme çıkmıştı. Telefonu kapattım ve yemek yemeye devam ettim.

Sonunda doymuştum. " başkan senin burda ne işin var , hatta bunların yanında " diyen semaya baktım. Şaka mı? bu . kuralları ne çabuk unutmuş!! Sevgilisini bizim masaya oturtmuştu ve bana yer kalmamıştı, herkres kendi sınıf masasında yemek yerdi.

"Bunu diyen bizim sınıf masasına hem de benim yerime sevgilisini getirtip oturtan kişi mi soruyor?" Dediğimde G sınıfı sadece bizi izliyordu. Anca izleyin zaten. Sema renkten renge giriyordu. Bu kız her defasında beni sinir ediyordu, onu sınıfımda istemsem anında müdür kapı dışarı eder. biliyorum okul kuralları farklı ,bu okul zaten tamamen farklı . Mesela bir sınıfın başkan ve başkan yardımcısı ne derse o olur, başkan ve yardımcısını sınıf seçer mezun olunana kadar da öyle kalır.

" sema sanki seni tanımıyorum. sırf asya masaya oturmasın diye sevgilini getirdin. Bir daha sakın böyle bir hata yapma. Başkanı huzursuz edersen bil ki sınıfta artık yerin olmaz" diyen adaya bakıp güldüm. Kurallar sizi çok seviyoruz. Ayağı kalkıp " filmin sonuna geldik arkadaşlar izlediğiniz için sağolun " dedim G sınıfına. Adayla dışarı bizimkilerin yanına ilerlemeye başladık .

Ada'nın anlatımından

Sema sinirimi çok bozuyordu. Asyayla bizimkilerin yanına gittik." Hiç gelmeseydiniz " diyen cennete göz devirdik . " takım hazır mı?" Diyip konuyu değiştirdim.
" tabi ki hazır kızım sizi bekliyoruz " diyen rüzgarı başımla onayladım. Asyadan hiç ses çıkmıyordu bunu fark eden çağatay " kuzenim ne oldu,  niye böyle hayattan soğumuş küçük emrah hareketlerindesin " dediğinde biz hem güldük hem de çağtayı onaylayan sesler çıkardık. Asya hala bize boş boş bakıyordu. Noldu lan buna. Tövbe estağfurullah korkmaya başladım iyice.

" keşke dilinizden anlasam ama hayvan dilini bilmiyorum" diyip bizi göt etti. ardından "Neyse hadi herkes toplanmıştır sahaya "diyip bizi beklemeden ilerlemeye başladı. Cennet bize dönüp "neyi var bunun lan" dediğinde " bilmiyorum " dedim ve arkasına takıldık.

Sahaya geldiğimizde asya çoktan taktikleri vermişti . asya kaleci olmuştu. Desene sürekli hücum oynayacağız. Karşı sınıfa şans dileyip maça başladık. Çağtay , rüzgar ve ben topu paslaşarak gidiyorduk .Cennet ve melih kale tarafında savunmadaydı. Karşı gurubun beş oyuncuları biz üçlüyü araya sıkıştırdıkları an asya bağırdı. " Mert!! " diye . Topu çağtay bana pas attı ve direk topu öndeki merte yolladım. Mert kaleye yaklaştığı an topa vurdu ve gool!!!!

Rüzgâr bağırarak dans etmeye başladı. Deli mi ne!!
Asya "Devam hadi hadi" dediğinde devam ettik oyuna. bu sefer daha sert oyuyorlardı. Hepimizi sıkıştırdılar tam kaleye gol atacakları an asya topa atladı ve gol olmasına engel oldu ama ortamda ' çat ' diye ses gelince hepimizi asyaya döndük. Kolu üstüne düştüğü için kırılmıştı ve canının yandığını burdan bile hissetim.

Çağatay koşarak yanına gitti. "Kızım napıyorsun sen ya. Dur kolunu hareket ettirebiliyor musun?" Diye çağatay sorduğunda asya sinirli bir şekilde "Gerizekalı kolum felç değil kırıldı. ne hareket ettirmesi salak!" Dediğinde o zaman fark ettim çağatayın saçmaladığını. Cennet ve çağatay onu ayağa kaldırıp revire götürürken oyunu bitirdik. Rüzgârla ilerlerken arafın birisiyle konuşmasını duyduk " ne zaman buraya geleceksin"
....
"Güzel görüşmek üzere kardeşim" dedi ve telefonu kapattı. Bizi gördüğü an önce şaşırdı sonra arkasını dönüp gitti ,biz de asyanın yanına gittik.

Medya:çağatay
(Araf kiminle konuşuyordu)
(Asya neden bu kadar sakin ve umursamaz)
Umarım beğenirsiniz ❤❤ yazım yanlışları için şimdiden kusura bakmayın.