Merhaba! İnşallah beğenirsiniz iyi okumalar:**
Duyduklarıma inanamıyordum. Babamın metresi mi vardı. Yok artık! Ağzım şaşkınlıkla aralanırken kafamda dolaşan düşünceyi düşünmeye çalıştım. Tamam belki sevmiyordu ama aldatmaya da hakkı yoktur heralhalde. Babamın bulunduğum yere geldiğini gördüm.
Beni gördüğünde sanırım duyduğumu anlamıştı.
"Üzgünüm tatlım bir süre burda olmayacağım'' deyip güven verici ancak bir o kada sinsi gözüktüğüne emin olduğum bir gülüş sergiledikten sonra alnımdan öptü ve gitti.
Ben ''Cehennem'' demiştim değil mi? Cehennemime hoşgeldiniz! O sırada annem kapıya doğru geldi.
"Üzgünüm tatlım toplantı için Ankara'ya gitmek zorundayım"dedikten hemen sonra paltonusunu giyip o da gitti.
Yine şaşkın bir şekilde anneme doğru bakıyordum.
"Neler oluyor ya!!!!!" Diye bağırıyordum.
Her zamanki gibi kimse duymadı. Neden böylelerdi. Beni bırakmalarına alışkınďım. Bu çok başkaydı. Babamın metresi olduğuna inanmak istemiyordum. Odama çıktım. Yatağama yatıp düşünmeye başladım. Nedendi ki tüm bunlar? Saçmaydı işte! Birazda olumlu tarafını düşünmek istiyordum aslında içinde bulunduğum durumun. Mesela kimse bana karışmıyordu buna nedersiniz? İstediğim kadar alışveriş yapabilirdim. Tabiki çok cici bir kız olsaydım. Tek kelime aptallık! Düşündüklerimin saçma olduğuna karar verdikten sonra yavaş yavaş kendimi uykunun kollarına bıraktım.
***
Sabah uyandığımda saatin 7:00 olduğunu görünce şaşırdım. Daha çok erken olduğu için yürümeye karar verdim. Dolabımdan altıma siyah taytımı,üstüme siyah kısa atletimi giydim. Saçlarımı tatlı bir topuz yaptım.Çıkarken belime beyaz hırka bağladım ve siyah supralarımı giyip çıktım. Yürüyüş yolunda müzik dinleyerek koşmaya başladım.
Birden birine çarptığımı farkettim.
"Dikkat etsene be gerizekalı" Diye bağırdığımda yüzümü ona çevirip baktım. Hala dönük bir ifadeyle bana bakıyordu.
"Özür dilemeyecek misin??" Dedim.
Yüzüne piç gülüşü yerleştirdikten sonra ,
"Dünya senin etrafında dönmüyor prenses!"dedi. Arkasını döndü tam gidiyordu ki yine konuşmadan duramadım
"Benden olsa olsa külkedisi olur!" Diye mırıldandım. Birden durdu ve bana doğru geldi. Elini bana uzattı.
"Onur" dedi. Elini tuttum.
"Selin " dedim. Yüzünde sıcak bir gülümseme vardı. Bu garipti iki dakika önce çok sinirli görünen bu çocuk neden böyle davranıyordu. Elimi çekip ,
"Sonra görüşürüz "dedim. Gerçekten çok yakışıklıydı diye başlayan cümleler kurmayı beklemeyin çünkü şu andaki dertlerimden başka birşey düşünemiyorum. İyi biri gibi gözüküyordu. Hayır anlamıyorum bu erkeklerde siyah takıntısı ne ya! Siyah giymesinler demiyorum,hep giymesinler diyorum. Eve gitmeliydim. Saat 8:30 olmuştu. Okulum 9'da başlıyordu. Olamazzzzz!! Yarım saat mi??
Hemen eve girdim. Hızlı bir düş alıp çıktım. Okul formamı giydim. Üstüme siyah hırkamı giyip hafif bir makyaj yaptım. Çıktım. Ahmet Amca kapıdaydı.
"Günaydın Ahmet Amca " dedim.
"Günaydın Selin "dedi.
Okulun kapısına gelince Ahmet Amca'ya,
"Teşekkürler"dedim. Bana bakıp güldü.
Arabanın kapısını kapattıktan sonra okula girdim. Bu okuldan ne kadar nefret ettiğimi anlatamam notlarına berbat zaten ama zenginim diye okuldan da atmıyorlardı. Buna sinir oluyorum. Zenginliğin adaletsiz gücü işte bunu sevmiyorum. Sınıfa girdiğimde arkadaşım Ece'nin sıcak gülümsemesiyle kendime geldim. Bu okulda sadece bir arkadaşım vardı. Ece zaten bursluydu. Ece'nin yanına geçip oturdum. Zil çaldığında herkez sınıfa gelmişti. Öğretmen sınıfa girdi ve bize döndü,
"Çocuklar aramıza yeni biri katıldı."dedi ve seslendi."Onur " dedi.
Şaka mı ya bu ??
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MUTLULUĞUN İÇİNDEKİ MUTSUZLUK
ChickLitDışarıdan çok mutlu görünüyor olabilirim. Tıpkı dışarıdan çok çok büyük ve güçlü bir ağaç gibi ama içim çürüktü işte! Sanırım psikolojim de fazla iyi değildi. Tıpkı hastalığım yüzünden çıkan hafıza kaybım gibi.Ben bir oyuncaktım ve hayatta benimle...
