26. Bölüm

38 3 3
                                    


Merhaba! uzun bir süredir yazmıyorum çünkü ilham bir türlü gelmiyor. Bu benim ilk hikayem bu yüzden daha iyi olmasını istiyorum ve umut ediyorum. İyi okumalar Arkadaşlar:) En uygun gift buydu siz bu sarılmayı bir ev ortamında hayal edin :D


Sabah kalktığımda burnuma her zamanki gibi dolan çikolata kokusu bu defa bir farklıydı. Daha sert ve keskin. Gözlerimin açtığımda hala  Onur'un kollarının arasında kaybolmuştum. Gözlerimi daha da yukarı çıkardığımda gözleri kıpkırmızı olmuş ve sabit bir noktaya bakan Onur ile karşılaşmam bir olmuştu. Beni fark etmemişti bu yüzden baktığı duvara doğru bakmaya devam ediyordu. Uyandığımı belli etmek için kıpırdandığımda kafası hemen bana döndü.

'' Günaydın Meleğim!'' Dudakları yavaşça alnıma kapanırken gülümsedim.

'' Günaydın Prensim!'' gülümsedi. Gözlerimizi birbirlerine kilitlemişken kıpkırmızı olan gözlerini daha dikkatli izleme fırsatı buldum. Elim yanağına giderken,

''Sen dün gece uyumadın mı?'' önce biraz tedirgin olsa da sonradan gülümseyip cevabını verdi.

'' Şey beni, uyku tutmadı da o yüzden...'' Ona sanki buna dediklerine inanmıyormuş gibi baktım.

'' Beni bekledin değil mi ?'' gözlerim yavaşça kan olan beyaz tişörtüne doğru kaydığında emin olmuştum. Mahcupça kafasını öne eğdi.

''Hey! Bana hasta muamelesi yapmayı kesmelisin ben gayet iyiyim.'' gülümsedi. Ya da daha çok sırıttı diyebiliriz.

'' O zaman kalk ta bir kahvaltı hazırla sevgiline.'' Bende sırıtmaya başladım. Ardından birkaç tane yalancı öksürükten sonra,

'' Aslında biraz hasta gibiyim. '' Elini aldım ve alnıma yerleştirdim.

''Bak! Ateşim var. Yok yok ben kesin gebereceğim bu  ateşle!'' yalandan bir endişeyle . Pis pis sırıtmaya başladığın korkmadım değil!

'' Ateş mi? Hım sanırım nasıl sündüreceğimizi iyi biliyorum. ''  Al işte sapık! Elimle koluna sağlam bir tane geçirdim.

'' Ya of tamam ateşim falan yok.'' dedim pes ettiğimi kabullenerek.  Gülümsedi.

'' Ama ne olur kahvaltıyı ben hazırlamayayım. Valla zehirlenerek gebeririz.'' gülmeye devam etti.

'' Seninle ne yapacağım ben?'' gülümsedim.

'' Hayır yemek yapmayı bilmiyorsun, ev temizlemeyi bilmiyorsun yani bir güzellik var o da Allah vergisi.'' dediği şeye gülmeye başlayınca sinirim bozulmuştu ve sonuç olarak Onur kafaya yastığı yemişti. O da bana yastıkla vurmaya başlayınca bu iş iyice kavgaya dönüşmüştü.  Bizi durduran şey ise telefonumun zil sesi idi.  Hızla telefonu açtım.

'' Alo!''

Ece çok tuhaf bir ses tonuyla cevap verdi.

'' Selin!'' sanki bu ses tonunun içinde tuhaf bir duygu yoğunluğu var gibiydi.  Çözemiyordum galiba.  İçimi saran korkuyla konuşmaya devam ettim.

'' Ece sen  iyi misin?''

Ses tonu biraz ağlamaklıydı. Yani en azından bana öyle hissettirmişti. Ben korkuyla beklerken konuşmaya devam etti.

'' Emir!'' olduğum yerden ayağa kalkarak korkuyla sordum.

'' Emir'e bir şey mi oldu?'' Ağlamaya başlayan Ece'nin sesini duyduğumda daha da kötü olmuştum. Gözlerim dolmaya başlamıştı. Sonuçta bir arkadaşımız kötü durumdaydı ve ben nasıl olduğunu bilmiyordum. Telefonu elimden alan Onur'a bakakalmıştım. Onur konuşmaya başladı ancak sesleri pek fazla duyamıyordum.


'' Ne kaza mı yaptınız?'' korkuyla bu cümleyi kuran Onur'a baktım. Gözlerimden yaşlar akmaya devam ederken Onur da konuşmaya devam ediyordu.

'' Tamam hemen geliyoruz.'' Telefonu kapadıktan sonra bana döndü ve elleri yanaklarıma kaydı.

'' Meleğim şimdi sakin ol , sadece bir kaza yapmışlar o kadar.'' ağlarken çocuk gibi konuştum.

'' Ece ile Emir iyiler mi peki?''  bana sorunun cevabını bilmiyormuş gibi baktığında daha çok ağlamaya başlamıştım. O telaşla hemen üstümüzü giyip evden ayrılmıştık.  Arabaya bindikten sonra konuşmaya devam ettim.

'' Neredelermiş?''

'' Şehirdeki hastanede.'' Yaşlı gözlerimi silerken konuşmaya devam ettim.

'' Çabuk gidelim.''


***


Hastaneye vardığımızda hemen danışmaya koşturdum.

'' Merhaba ben Emir Hanoğlu ve Ece Soylu'nun hangi odada kaldığını öğrenebilir miyim?''

Kadın hemen cevap verdi.

'' Ece hanımı odaya aldık 2. katta koridorda sondan ikinci oda.'' Korkuyla kadına bakmaya devam ettik.

'' Ya Emir?'' dedi Onur kadına bakarken. Kadın üzgünce konuşmaya başladı.

''O maalesef ağır bir ameliyatta ondan sonra da yoğun bakıma çıkartılacak.'' Onur ve ben korkuyla birbirimize bakarken benim gözlerim dolmuştu.


Umarım beğenmişsinizdir. Unutmayın voteleriniz benim değerlilerim sizler de öyle:)


Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 24, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

MUTLULUĞUN İÇİNDEKİ MUTSUZLUKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin