"Hyung... Eve gidelim."

833 62 151
                                    

Seungmin'den...

Gözlerimi açtığımda görüş açıma giren ilk şey Hyunjin'in saçları olmuştu. Çıplak göğsüme uzanmıştı. Uzayan saçları dağılmıştı. Bu biraz gıdıklasa da sesimi çıkarmadım.

Biraz saçlarını okşadıktan sonra yavaşça ayrıldım ondan. Hızlıca banyoya girip temizlendim. Otelin bornozlarından birini giyip kıyafetlerimizi topladım.

Danışmayı arayıp hem kahvaltı istedim hemde kuru temizlemeciyi çağırdım. Bari temiz giyelim değil mi? Kuru temizlemeci hemen geldi. Kıyafetleri tatlı tontiş kadına verdim. 1 saate hazır olacağını söylemişti.

Hyunjin hâlâ uyuyordu. Yatakta yanına oturdum. Boynundaki ve omzundaki izlere baktım. Gülümsedim. Artık okula gitmeyeceği için sorun olmayacaktı.

Elimi kaldırıp izlere dokundum. Dokunuşlarım kelebek gibiydi. Elimi yanağına çıkardım. Biraz okşadıktan sonra saçlarına daldırdım.

"Hyunjin..."

Fısıldamıştım. Saçlarını okşarken eğilip yanağını öptüm.

"Uyanma vakti bebeğim."

Gözlerini açtığında tekrar gülümsedim. Bu hali gerçekten çok tatlıydı. Derin bir nefes alıp doğruldu. Oturmaya çalıştığı an acıyla inledi.

İçime bir korku doldu. Çok mu sert davranmıştım?

"İyi misin bebeğim?"

Omzuma tutunup kafasını salladı.

"Çok acıyor mu? Krem alayım mı? Ve ya ağrı kesici?"

"Hayır... Hayır iyiyim."

Ona şüpheyle baktım. Kafasını iki yana sallayıp ayağa kalktı. Arkamı döndüm ona. Banyoya girince kapıyı kapattı. Bir süre bekledim. Sonra kahvaltı geldi. Hyunjin'de çıkınca kahvaltımızı yaptık. Oturmakta zorlanıyordu.

"Bu gün burda kalmak ister misin?"

"Hayır devam etmek istiyorum. Hem kıyafetlerimiz nerde?"

"Kuru temizlemeye verdim."

"Onlar gelsin gidelim."

Kafamı salladım. Üzgün gözlerle ona baktım. Bakışlarımdan üzgün olduğumu anlayıp kafasını omzuma koydu.

"İyiyim ben hyung. Geçecek. Çok acımıyor."

Kolumu omzuna attım. Saçlarına bir öpücük bıraktım. Bir süre öyle kaldık. Sonra kolumdan kurtulup yatağa uzandı. Yanını pat patlayıp beni yanına çağırdı. Yanına uzandım. Yüzlerimiz yan yanaydı.

"Hyunjin... Çok güzelsin..."

Elimi yanağına götürüp okşadım.

"Kızları kıskandıracak kadar hemde."

Elimin altındaki yanağı ısınıp kızardı. Gülümseyip burnunun üstüne bir öpücük kondurdum.

"Hyung..."

Gözlerimi parlak gözlerine sabitleyip konuşmasını bekledim.

"Seni seviyorum."

Belime sarılıp kafasını göğsüme koydu. Hep bunu yapıyordu. Nedenini sorduğumda ise kalp atışlarımın sesini sevdiğini söylemişti. Elimi kaldırıp saçlarını karıştırdım. Karıştırdıkça burnuma gelen şampuan kokusu sayesinde gülümsedim.

Gelen ani bir sevgi patlamasıyla ona sımsıkı sarıldım. Saçlarının üstüne bir sürü öpücük bıraktım. Hyunjin'in yanında olmadığım kadar yumuşacık oluyordum. Felix ve Jeongin'e karşı bile böyle değildim.

Pequeño Prisionero // Hyunmin ✓Tamamlandı✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin