Jeongin'den...
Flashback...
Kapımın arkasına daha çok sindim. Yine kavga ediyorlardı. Gecenin bu saatinde hemde. Göz yaşlarım yanaklarımı ıslatmaya devam etti. Kollarımla biraz daha sarmaya çalıştım vücudumu.
Annemin babamı aldattığı öğrenmiştim az önce. Hemde defalarca kez. Babamda az önce öğrenmişti ve çıldırmıştı. Beni odaya gönderip annemle kavga etmeye girişmişti.
Asla anlaşamamışlardı. Annem de beni fazla sevmezdi. Babam çok düşerdi üstüme. Ama kavga etmelerine katlanamıyordum.
"JEONGİN SENDEN DEĞİL! MUTLU MUSUN? MUTLU OLDUN MU? O SENİN OĞLUN DEĞİL!"
Nefesim kesildi. Kıpırdayamadım. Annemin sesinin gerçek olmamasını umdum. Ayak sesleri duydum. Kapıma sertçe vuruldu.
"Seni küçük sıçan aç kapıyı!"
Yerdeki telefonumu elime alıp doğruldum. Yavaşça kapıyı açtım. Kapıyı açar açmaz annem kulağımdan tuttu. Acıyla yüzümü buruşturuken beni salona sürükledi.
Salona geldiğimizde babama doğru itti. Tökezlerken babama çarptım. Babam anında kollarını omuzlarıma sardı. Kafamı kaldırdığımda anneme çatık kaşlar ve anlamaz gözlerle bakıyordu.
"Ne yap et gönder bu çocuğu! İstemiyorum onu!"
Babam beni daha çok kendine çekti.
"Saçmalama istersen! Ne dersen de o benim oğlum ve ben oğlumu sokağa bırakmam!"
Babam gözlerini bana çevirdi. Gözlerimin dolu olduğunu görünce alnıma bir öpücük bıraktı. Annem olacak kadının gözlerinden alevler çıkıyordu sanki.
Hışımla odama gitti. O gidince babam gözlerime baktı. Neredeyse bütün duygular vardı. Bana sarılıp saçlarımı okşadı. Biraz sonra annem odadan çıkıp geldi. Elinde sırt çantam vardı.
"Bir kaç parça kıyafet, şarj aletin, kulaklığın, cüzdanın, power bankin... Her şey burda şimdi evimden yürü git!"
Kafamı babamın omzuna koydum. Titremeye başlamıştım. Bana fazla katlanamadığını biliyordum ama bu kadarını beklememiştim. Babam çantayı kaptığı gibi odanın her hangi bir tarafına fırlattı.
"SANA SAÇMALAMA DEDİM! O BENİM OĞLUM VE ONU SOKAĞA BIRAKMIYORUM!"
"OĞLUN BİR GAY! BUNA KATLANABİLECEK MİSİN PEKİ?!"
Babam bir an şoka girsede bana sarılmayı bırakmamıştı.
"Kimi sevdiği önemli değil. O benim oğlum."
Yerinde tepinip saçlarını çekiştirdi. Çantamı alıp dışarı koydu.
"O. Çocuk. Bu. Evden. Gidiyor."
Yanımıza yaklaştı. Hemen yanında durduğumuz masanın üstünden çatalı alıp babamın omzuna geçirdi. Babam acıyla bağırırken beni bıraktı. Annem ise elini saçlarıma daldırıp beni sürüklemeye başladı. Dışarı doğru savurup saçlarımı bıraktı. Portmantodan kalın bir hırka alıp suratıma fırlattı.
"Eğer geri gelirsen babana daha kötü şeyler yaparım. Sakın bu evin yakınından geçme."
Kapıyı suratıma kapattı. Hırkayı giydim. Yerdeki çantamı alıp sırtıma geçirdim. Ayakabbılarımı giydim. Gözlerimden düşen damlalar yere saçılmıştı. İçeriden hâlâ babamın sesi geliyordu. Gözlerimi sıkıca kapatıp dışarı adımladım. Evin bahçesinden çıkınca koşarak mahalleden çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pequeño Prisionero // Hyunmin ✓Tamamlandı✓
Fanfiction"Adam öldü ve oğlunun bi bok bildiği yok. Ne yapacağım onunla?"