Pequeño Prisionero // Hyunmin ✓Tamamlandı✓

'Ayağa tamamen kalktığımda gururla gülümsedi.'

Hyunjin'den

Sung'a konum atıp televizyona bakan Seungmin hyunga baktım. Yüzü özenle yaratılmıştı sanki. Simsiyah gözleri, simsiyah saçları, kalın dudakları, şekilli burnu ve kulakları...

Kafamı sallayıp bende televizyona baktım. Seungmin hyungun telefonu çaldı.

"Efendim Minho."

"..."

"Şuan mı?"

"..."

"Tamam gel."

"..."

Gözlerimi devirdi.

"Aynen Minho seni eve atıyorum. Boş yapma da çabuk gel."

Telefonu kapattı. Üstünde çok durmayıp Minho'nun kim olduğunu sormadım. Kapı çaldığında Seungmin hyung ayağa kalktı. Kapıyı açtığında Jisung gelmişti. İkisi de yanıma geldi.

Seungmin hyung beni sandalyeye oturttu. Jisung arkama geçti. Ona odamı tarif ettim. Odama girince etrafı inceledi.

"Hadi başlayalım."

...........................

Dersimiz bittiğinde karanlık çökmüştü.

"Ben gideyim artık Jinnie."

Kafamı salladım. Ona sıkıca sarıldım. Sonra da kulağına fısıldadım.

"İçeri götür beni köle."

Hafifçe güldü.

"Emriniz olur efendim."

Beni içeri götürünce Seungmin hyungun yanında bir adam vardı. Adam ikimize de garip garip baktı.

"Seung bunlar kim?"

"Hyunjin ve arkadaşı Jisung."

Adam elini kaldırdı.

"Selam gençler."

Kafamızı hafifçe eğerek geri selam verdik.

"Seungmin hyung ben artık gideyim."

Seungmin hyung kafasını salladı.

Jisung kapıya yöneldi. Seungmin hyung yerinden kalkıp onu arabasına kadar takip etti.

"Dikkatli ol Jisung. Eve gidince Hyunjin'e mesaj at."

Onaylayıp arabasına bindi. Yavaşça gözden kaybolurken Seungmin hyung içeri girdi.

"Hyunjin."

Diyip beni içeri ittirdi.

"Bu Minho. Felix'in kuzeni."

"Tam olarak sayılmaz. Biraz uzak akrabayız. Sadece soy isimlerimiz aynı."

"Her neyse işte."

Gülümsedim.

"Memnun oldum."

O da gülümsedi.

"Bende memnun oldum genç adam."

Seungmin hyunga baktı.

"Seung."

"Ne var başımın belası."

"Açım ben."

Seungmin hyung yüzünü sıvazladı. Sinirle derin bir nefes aldı. Cebinden telefonunu çıkarıp pizza sipariş etti. Sonra birisini aradı.

"Felix. Şimdi Changbin'e söylüyorsun ve buraya geliyorsunuz. Şu yanımdaki bela yemek yedikten sonra alıp gidiyorsunuz. Oğlum nasıl başa çıkıyorsun bu salakla. Çileden çıkmak üzereyim."