Hyunjin'den...
4 ay sonra...
Yetimhaneye gidişimizin üstünden 4 ay geçmişti. O günden beri için hep buruktu. Seungmin hyung anlamıştı bir şeylerin ters gittiğini. Ama bir şey söylememiştim. Bu gün ise onun doğum günüydü. Bu fırsatı değerlendirip güzel bir gün geçirmek istiyordum ona.
Hediyemi almıştım. Diğerlerinin yardımıyla hazırlıkları tamamlamıştık. Felix hyung Seungmin hyungu bir yere götürmüştü.
Bahçeyi tamamen süslemiştik. Bir sürü balon ve kocaman bir pasta vardı. Jeongin hyung ve Jisung bir sürü oyun getirmişti.
Araba sesi duyduğumda eve girdim. Ben kapıya ulaşana kadar zil çalmıştı. Bekletmeden kapıyı açtım.
"Senin elinin ayarına tüküreyim Felix! Kolum kopuyordu lan."
Felix hyung kahkaha attı.
"Kusura bakmayacaksın kardeşim. Bizde böyle."
"Boş yapıyorsun, yapma."
İçeri girdiğinde bana sarıldı. Dudaklarıma bıraktığı minik bir öpücükle geri çekildi. Mutfağa giderken kolundan tuttum.
"Hyung... Arka bahçeye gidelim mi?"
Kaşlarını çattı.
"Tamam ama neden?"
"Ya gel işte. "
Omuz silkip beni takip etti. Dışarı çıktığımızda herkes bir ağızdan bağırmıştı.
"DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN!!"
Şaşkınlıkla kalakaldı. Gözleri kocaman açılmış ve olduğu yere çakılmıştı. Sonra gözleri ışıldamış ve bana bakmıştı.
"Ben bile unutmuştum bunu..."
Gülümseyip ışıldayan gözlerine baktım.
"Ben unutmadım ama."
Minik bir gülümsemeyle tekrar sarıldı bana. Benden ayrıldığında Felix hyung bağırarak onun sırtına atlamıştı.
"DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN KÜÇÜK ŞEREFSİZ!!"
"Ne bağırıyorsun kulağımın dibinde?!"
Felix hyung dişlerini onun kulağına geçirdi.
"ACIDI LAN!!"
Diyip Felix hyungu yere bıraktı. Hızını alamayıp yere düşen Felix hyunga güzel bir kahkaha patlattık. Poposunu ovalarken Changbin hyung onun ayağa kalkmasına yardım etti.
Zor bela gülüşünü durdurup saçlarına bir öpücük bıraktı. Ben de Seungmin hyungun kolundan tutup hediyeleri açması için hazırladığımız masaya götürdüm.
Seungmin hyung gülümseyerek hediyeleri yavaş yavaş açmaya başladı. Hediyemi saklamıştım. Cebimden çıkardığım kurdeleyi hediye paketlerini gibi tek kat kafama doladım.
Bütün hediyeleri açtığında bana döndü. Dönmesiyle gülmesi bir oldu. Kurdeleyi bozmadan parmaklarını üzerinde gezdirdi.
"Bu ne Hyunjin?"
"Senin en büyük hediyen benim!"
Tekrar kahkaha attı. Ellerini yanaklarkma koydu. Dudaklarıma uzun bir öpücük bıraktı.
"Doğru dedin."
Kurdeleyi dikkatlice çözüp katlayıp cebine koydu.
"Madem hediyemi istediğim gibi saklayamıyorum bende kurdelesini saklarım değil mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pequeño Prisionero // Hyunmin ✓Tamamlandı✓
Fanfiction"Adam öldü ve oğlunun bi bok bildiği yok. Ne yapacağım onunla?"