Hyunjin'den...
"Hayır!"
Diye yatakta doğrulduğumda etrafıma baktım. Gecenin bilmem kaçıydı. Seungmin hyung ise sesime uyanmıştı.
"Ne oldu Hyunjin?"
Ellerimle yüzümü kapattım.
"Kâbus gördüm sanırım."
"Anlatmak ister misin?"
Elini sırtıma koyup sırtımı sıvazladı.
"Hayır. Hayır gerek yok."
Unutmuştum bile ne gördüğümü. Seungmin hyung kafasını sallayıp geri uzandı. Bende yanına uzanıp ona baktım. Seungmin hyung uykusuna kaldığı yerden devam ederken yüzünü inceledim.
Yüzü prüzsüzdü. Sol yanağındaki beni çok tatlıydı. Gözleri minicik aynı zamanda kocamandı.
Derin bir nefes aldım. Onun yanında kendimi çok güvende hissediyordum. Normalde asla kimsenin benimle uğraşmasına izin vermezdim.
Okuldaki zorbalarla iyi başa çıkıyordum. Ama Seungmin hyungun yanında kendimi savunmasız ve ilgiye muhtaç hissediyordum. Onun benimle ilglenmesi çok hoşuma gidiyordu.
Kaşlarımı çattım. Bu duyguyu daha önce yaşamamıştım. Yabancı geliyordu. Ama hoşuma da gidiyordu. Sürekli benimle ilgilensin istiyordum. Onu kimseyle paylaşmak istemiyordum.
Gözlerim yüzünün her bir santimini gezdi. Benim de yavaşça gözlerim kapandı.
......................
"Hyunjin... Hadi uyan okula gideceksin."
Yavaşça gözlerimi açtığımda bana bakan Seungmin hyungu gördüm. Yüz ifadem komik olmalıydı. Gülüp saçlarımı karıştırdı.
"Günaydın uykucu hadi kahvaltıya."
Kafamı sallayıp lavaboya girdim. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra mutfağa geçtim. Sofrada yok yoktu.
"Felix hyung nerdesin?"
Seungmin hyung bana bakıp kaşlarını çattı.
"Felix nerden çıktı?"
"Bu sofrayı ancak Felix hyung hazırlar."
Güldü. Gülüşüne takılı kaldı gözlerim.
"Şakamatiğimiz geldiğine göre hadi otur da kahvaltını yap. Daha üstünü giyeceksin."
Hızlıca kahvaltımı yapıp üzerimi değiştirdim. Çantamı da hazırlayınca dışarı çıktım. Seungmin hyung beni arabada bekliyordu. Sohbet ede ede beni okula bıraktı.
Okul bahçesinde Jisung'la buluşup içeri girdik. Günümüz normal geçmişti. Ama ben dün ki olayı anlatıp anlatmamakta karasızdım. Anlatmadım. Seungmin hyung bana bile açıklama yapmamıştı. Jisung'u da panik etmek istemiyordum.
Minho hyungla aralarında neler geçtiğini sordum. Baya utanmıştı. Ağzından lafı cımbızla almıştım ama sonunda anlattı.
"Sevgiliyiz."
Kantinin ortasında bağırmamak için kendimi zor tutmuştum.
"Birden öptü. İlk başta çok şaşırdım. Ama sonra içimdeki bir dürtü yüzünden karşılık verdim. Geri çekildiğinde öyle bir gülümsedi ki eriyip gitmek istedim Hyunjin... Çok güzeldi... Gitmeden önce "Görüşürüz sevgilim" dedi. Salak salak sırıtarak eve girince annem baya şüphelendi ama seni soktum araya özür dilerim."
Kafamı iki yana salladım gülümseyerek. Jisung'un tepkileri muazzamdı. Minho hyung baya şanslıydı.
...................................
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pequeño Prisionero // Hyunmin ✓Tamamlandı✓
Fanfic"Adam öldü ve oğlunun bi bok bildiği yok. Ne yapacağım onunla?"