saatler geçti ve hava karardı, jaemin hala renjun'a denk gelmediği için garip hissediyordu.
kendi kendine söylenerek salona geçti, belli ki herkes odasındaydı. bu sırada merdivenleri hızla inen jeno ile göz göze geldi jaemin.
hala yaptıklara şeye anlam verememiş olsa bile bu onun tek isteğiydi ve iyi bir şekilde ilerliyor oluşu onu mutlu ediyordu.
"ah.. jaemin neden yalnız oturuyorsun?"
jaemin jeno'ya gülümsedi, jeno ayaklarını sürte sürte jaemin'in yanına ilerledi ve jaemin'in bacaklarına kafasını koydu.
yanan şöminenin ışığında birbirlerinin suratlarını izlemeye başladılar, arada bir şömineden gelen çıtırtı sesleri oldukça huzurlu bir hava veriyordu ortama.
"çok güzelsin"
jaemin jeno'nun ani itirafıyla yerle bir olmuş gibi hissettmişti.
jeno'nun saçlarını okşadı,güzel şampuan kokusunu daha çok içine çekmek için eğildi jaemin, eğilmesiyle beraber jeno jaemin'in çenesini kavrayıp dudaklarına ufak bir öpücük bıraktı.
öpücük yavaş yavaş öpüşmeye döndüğünde ikiside birbirinden ayrılamıyor gibiydi. birbirlerine çekiliyorlardı.
öpüşmeleri jeno'nun merdivende kendilerini şaşkın ve soluk gözlerle izlediğini gören renjun ile son bulmuştu.
jaemin'de kafasını çevirdiğinde renjun'un sevimli parlak yüzünden eser kalmamıştı. göz altları mosmor ve teni bembeyazdı.
renjun merdivenleri koşarak geri çıktı, arkasından ise jaemin jeno'yu iterek koşmuştu ama yetişememişti. renjun kapıyı kilitlemişti ve odasındaki tuvaletten kusma sesleri geliyordu.
jaemin hızla kapıyı yumrukladı ama renjun kapıyı açmıyordu.
"RENJUN. KAPIYI AÇ"
kusma sesleri bitip ağlama seslerine dönüştüğünde jeno elindeki ince demir parçasını kapı deliğinden sokup birkaç kez hareket ettirdi.
kapının açılma sesiyle jaemin jeno'ya içeri girmemesini soyleyip kendisi girdi ve arkalarından kapıyı tekrar kilitledi.
renjun iki elini tuvalete dayamış yerde oturuyordu.
jaemin hızla renjun'un ateşini eliyle kontrol etti fakat bir şeyi varmış gibi gözükmüyordu renjun.
"renjun-ah... neyin var?"
renjun kusmaktan yorulmuş yüzü ve bitkin bedeniyle jaemin'in gözlerine bakmak istemiyordu.
jaemin renjun'u kaldırıp yatağa yatırdı ama şu an hasta olmadığını bunun psikolojik olabileceğini düşündüğü için ilaç vermedi, sadece bir kase çorba içirdi ve uyuması için yalnız bıraktı.
pahalı halılarla döşenmiş merdivenin basamağına oturup elleriyle gözlerini ovaladı jaemin.
"bunun sebebini biliyorum."
hyuck omzundaki havlu ile saçlarını karıştırırken jaemin'in yanına oturdu.
"benden bir şeyler saklıyor.. sabah çok iyiydi üşütmesi imkansız şato'nun ısısı oldukça iyi ve camlarını açmıyor... yoksa şu yolculuk için mi tedirgin?"
hyuck başını olumsuz anlamda salladı jaemin'e
"o korkuyor. onu bırakıp kendini jeno'ya fazla kaptırmandan."
jaemin sinirli bir nefes verdi
"ne. iyide o benim için çok değ-"
"biliyorum biliyorum bunları ona dakikalarca anlattım ama öyle çat diye tamam demesini bekleyemeyiz jaemin.. renjun zaten oldukça hassas biri biliyorsun, kendisini sana fazla kaptırdı ve şu an tedirgin muhtemelen stresten kustu"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Turn Back Time//Dream
Randomşeytan, rastgele insanlar arasından bebekken seçtiği 7 kahyasını belli kurallar koyarak yetiştirir. en önemli kural "aşık olmak yasak".. 6 kahya 2000'li yıllardan 90'lara dönüp kuralı çiğneyen abilerini bulur ama bu işleri daha çok karıştırır.