4. Bölüm

227 37 4
                                    

"yaptığımız şey yanlıştı özür dilerim"

jeno jaemin'in itirafıyla gülümsedi.

"şeytan yok demiştin değil mi? o bunu bilmediği sürece sıkıntı yok"

jaemin yere bakan gözlerini jeno'ya çevirdi. jeno korkuyor ya da üzgün gibi gözükmüyordu, sadece jaemin'i izliyordu.

jeno biraz daha yakınlaşıp jaemin'i kollarının arasına aldı.

"lütfen jeno... artık bize böyle davranma zaten çekinilmez olan hayatımızı daha çok zorlaştırıyorsun."

jeno karşısında küçük bir çocuk gibi ağlamaya başlayan jaemin'e şaşkınlıkla baktı. jeno ne yaparsa yapsın jaemin'i geride bırakmak istemiyordu ve bu çok ani bir karar vermesini sağlamıştı.

"jaemin ağlama lütfen."

jaemin gözünden süzülen parlak damlaları sildi eliyle

"ben gideceğim."

"ne? nereye?"

"jaemin bak. renjun ve senin o gün yanımızda olduğunu bildiğiniz ama kim olduğunuzu hatırlayamadığınız kişi... mark hyung"

jaemin neler olduğunu anlayabilmek için sırtını dikleştirip burnunu çekti ve tam anlamıyla jeno'ya ve söylediği şeylere odaklandı

"mark hyung yıllarca bizimle yaşadı. çocukken hyucktan hoşlanmaya başladığını belli etti ve şeytan yılları hiçe sayıp onu farklı bir zamana yolladı en azından benim anladığım bu ve bir şekilde sizlerin hafızalarınızda değişiklikler yapmış gibi gözüküyor. biz ona insan formuyla alışmış olsak bile her şeyi yapabildiğini biliyorsun jaemin."

jaemin durdu ve düşündü, cidden o gün yanlarında olan o kişiyi renjun ve kendisi bir bulanıklık olarak hatırlıyorlar fakat birisi olduğuna emindiler.

"peki hangi yıla gitti ve nasıl gittiğini nereden bileceksiniz? ya gidip geri dönemezseniz?"

jeno önüne düşen sarı saçlarını eliyle geriye attı. jaemin'in ellerini kendi ellerinin arasına aldı

"bilmiyorum.. korktuğum şeyde bu zaten. sizlere alışmak istemedim çünkü ayrılmak beni zorlayacaktı."

jaemin saniyeler için kafasında dönen planları gözden geçirdi

"hep beraber gidelim."

"ne?"

"hep beraber gidelim böylelikle ayrılmamış oluruz ve geri dönemezsek bile beraber oluruz."

jeno jaemin'in teklifini oldukça sevmişti ama bir anda yıllarca geriye gidip yeni bir hayata başlamaya zorlamak istemiyordu kimseyi.

"jaemin... onların gelmek isteyeceğine emin misin?"

jaemin gülümsedi.

"renjun biraz daha piyano görürse ruh sağlığı bozulacak, jisung ve chenle burada mutlu değiller yıllardır şato'nun bahçesinin dışına çıkmıyorlar. bunun bir oyun olmadığını biliyorum ama ne kadar tehlikeli olursa olsun minik bir macera herkese iyi gelecektir."

jeno jaemin'in ışıl ışıl parlayan gözlerine baktı. sonunun mark gibi olacağını bilse bile jaemin'den hoşlanmayı bırakabileceğini sanmıyordu. jaemin'in dudaklarına minik bir öpücük daha bıraktı.

yaptığı ani hareketler jaemin'e iyi gelmiyordu.

"hyuck'la konuşacağım. önümüzdeki 4 gün herşey için yeterli. yarın çocuklarla konuşalım herkes kabul ederse yarından sonra gideriz."

Turn Back Time//DreamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin