johnny kafasını kaşıdı
"bu biraz garip olacak ama neden benim evimde kalmıyorsunuz? erkek arkadaşım evde ama sizi misafir etmekten hoşlanacaktır genç çocukları sever."
herkes fikri uygun bulup anlaşmışlardı.
"kaç yaşındasınız bu arada?"
renjun heyecanla konuştu
"2000,2001,2002 yıllarında-"
jeno renjun'un ince kolunu hafifçe dürtükledi.
"ne? çocuklar bakın ten eve uyuşturucu kullanan kişileri almama sinirlenebilir"
hyuck sesli şekilde gülüp johnny'nin omzuna vurdu
"inan anlatsak bile inanmazsın ama madem ısrar ediyorsun anlatalım zaten muhtemelen birkaç gün sonra seni bir daha göremeyeceğiz."
günün yarısında hyuck johnny'ye yaşadıkları herşeyi anlattı. johnny en başta inanmasa bile birkaç kanıttan sonra inanmıştı ve bu ona biraz korkunç gelmişti.
"pekala otoparkta işim bitti gerisi diğer çalışanın çocuklar o yüzden gidelim"
renjun kendinden büyük bedenin yanına gidip sevimlice konuştu
"şey acaba bize yeni kıyafetler alabilir miyiz? böyle fazla dikkat çekiyoruz john"
johnny renjun'un sevimliliği karşısında deliye dönüyordu kesinlikle ten ile evlat edinmek istediği çocuk renjun gibi biriydi.
"a-ah o-olur tabi."
renjun ellerini çırptı ve kardeşlerini arkalarında bırakıp johnny ile yürümeye devam etti.
"eğer çok özel olmazsa... ellerin neden bandaj ile sarılı?"
renjun ellerine baktı
"ben biraz piyano çalabiliyorum ve şeytan bu özelliğimi fazla seviyor o yüzden ellerim zarar görüyor ama umarım bu kısa tatilde düzelir"
"yarın ten ile hastaneye gitmeye ne dersin?"
renjun duyduğu şey ile iki gözünü kocaman açıp johnny'e bakmıştı, şimdiye kadar kimse onu hastane denilen yere götürmemişti sadece jaemin merhem sürüp güzelce bandajlardı ellerini.
"orası nasıl bir yer john?"
"bilirsin ilaçlar,doktorlar,hastalar falan"
"peki ten kim?"
johnny renjun'un saçlarını karıştırıp gülümsedi
"ah o dünyadaki en nazik en kibar insan, bir karıncayı ezerse veterinere götürmek ister,okuduğu kitapta bir karakter ölürse günlerce ağlar ama buna rağmen etrafa neşe saçar ve ne kadar sinirlenirse sinirlensin kaba hareketler yapmaz."
renjun birinden bu hisleri sesli olarak duymanın ne kadar güzel olduğunu fark etmişti. kitaplarda okuduğunda böyle hissettirmiyordu, ya da jaemin jeno'yu böyle anlatmıyordu ona. Bu hissi hyuck mark'tan bahsederken gözlerinde görmüştü ama johnny'nin sevdiği kişiyi böyle tanımlaması renjun'u garip bir duruma sürüklemişti. o jaemin'e böyle aşık mıydı? yoksa sadece saçma bir heves miydi?
"ondan çok hoşlanıyor olmalısın john"
johnny kafasını salladı
"o başıma gelen en güzel şey"
sonunda kıyafet alcakları dükkana geldiklerinde yavaş yavaş içeri doluştu herkes.
"AH JAEHYUN!! JOHNNY GELDİ!!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Turn Back Time//Dream
Sonstigesşeytan, rastgele insanlar arasından bebekken seçtiği 7 kahyasını belli kurallar koyarak yetiştirir. en önemli kural "aşık olmak yasak".. 6 kahya 2000'li yıllardan 90'lara dönüp kuralı çiğneyen abilerini bulur ama bu işleri daha çok karıştırır.