İrene Knight
Dün yaşananlardan sonra denetim sıkılaştırıldı. Günümüzün çoğu vardiyalı olarak bir prensi bir kralı korumak olduğundan Hawksın yüzünü sadece uyuması için odasına geçerken görüyordum.5 gün daha sürecek olduğundan ve habire kimliğimi göstermemek zorunda kalmamak için üniformamı giydim. Bu gün Kralın katılacağı toplantıya hem ben hemde Hawks eşlik edicekti. Üstleriminde olucağı toplantı ülkelerin askeri güçleri hakkında olacaktı.
Fazla benliğimi kullanmak istemediğimden her zaman yanımda taşıdığım kılıcı belime yerleştirdiğimde kafamın içindeki ses konuşmaya başladı. "Irenem gerçekten onların sana canavar demesini umursuyor musun?" Dedi ve önümde belirdi benliğimin yansıması.
Benim aynımdı. Bir ikiz gibi. Tek farkı gözlerinin kandan daha kırmızı olmasıydı ayrıca ben dışında kimseye görünmüyor ancak varlığı hissedilebiliyordu.
Ellerinden birini yanağıma yerleştirip gülümsedi. "IRene, sen bana sahipsin. Sen istediğin herkesi saniyesinde öldürebilecek bir güce sahipsin. Ama beni kabul etmiyosun." Diyerek elini çekip uzaklaştı. Evet eğer onu tamamıyla kabul edersem kısa bir süre bana hakim olurdu. Aynı bir anlaşma yaptığınız şeytan gibi. Tabiki getirdiği avantajlar vardı.
Gücümün üstünde daha fazla kontrol sağlayabiliyordum. Onu kabul etmeden yapamayacağım şeyleri yapabiliyordum. Ancak bu her zaman b planıydı.
"Bu arada yeni çocuk hiç hoşuma gitmedi. Bizi çok fazla araştırıyor. Ondan kurtulmamı ister misin?" Diyerek zaten koyu kırmızı olan gözleri dahada koyulaşıp parlamaya başladı. Etraf büyük bir rüzgarla kaplandı.
Gülümseyip yatağımın ucuna oturdum. "Buna gerek yok Rene." Dedikten sonra etraf eski haline geldi. Kendisine Rene diyordum. Sanki gerçekten yaşayan biri gibi kendi benliği vardı. Bu benliği benimkinin bir üst hali gibiydi. Ona bir ad koymamın nedeni tek öldüremeyeceğim ve güvenebiliceğim kişi oydu. Kısaca yanımda kalabilicek tek kişiydi.
Kapı çaldığında Rene varlığının sezilmemesi için kayboldu. Kendisinden üstlerimin bile haberi yoktu. Eğer olsaydı daha fazla deneye tabi tutucalığımdan emindim.
İçeri Hawks girdi. Üstünde kahramanlık yaparken giydiği kostümü vardı. "Forma gayet yakışmış." Diyip duvara yaslandı. Bir tepki vermeden ayağı kalktım. "Görevimize odaklanalım." Diyerek kapıdan çıktım.
Yürürken arkamdan geldiğini hissedebiliyordum. Sahi tanıştığımız andan itibaren hep arkamdan yürüdü. Aniden durup ona döndüğümde gözlerimiz kesişti. "Hey bi sorun mu var" diye sorduğunda kafamı olumsuz bir anlamda sallayıp "Sadece bakmak istedim." Diyerek önüme döndüm.
Hawks
"Bir sorun mu var?" Diye sorduğumda gözlerini kaçırmadan "Sadece bakmak istedim." Dedi ve ardından tekrar yürümeye başladı. Hızla elimle yüzümü gizleyip duyamayacağı bir şekilde "buda neydi şimdi." Diyerek derin bir nefes verdim. Bir anda dönüp beni öldürücek falan sanmıştım. Sanırım şanslı günümdeyim.
Toplantı odasına geldiğimizde önden girmem için işaret etti. Kapıyı açıp içeri girdim. Kral masanın başında oturmuş diğer üyelerle bekliyordu. Masada tanıdık yüzlerden geçen partide gördüğüm o iki üst rütbeli adamlar vardı.
Irene hazır pozisyonda durup selam verdikten sonra üstlerinden biri rahat dedikten sonra kralın arkasına geçti. Sahi bu adamların adı neydi? Sanırım ilgimi çekmeyecek kadar değersizlerdi.
Toplantı başladığında anlamadığım konuların dışında Knight öncü birliği adından bir konuşma başladı. Kral "Hazır birliğin kaptanı Irenede buradayken bunu konuşmak istiyorum." Diyerek elini havaya kaldırdı. Yanlarda duran diğer adamlardan biri bir çanta ve bir dosya masaya bıraktı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
DABİ X HAWKS X READER |Ateş O Kadar da Korkutucu değil |
FanfictionDabi x Reader x Hawks (Tamamlandı!) Hiçbir kullanılan resmi yada karakteri kendi yarattıklarım dışında sahiplenmiyorum. Tüm itibar sahiplerinindir. #1 villian #1 quirk #1 himiko