Irene Knight
Loş ışıklı bara geri döndüğümüzde çocuğu sandalyeye bağladılar ve ellerini benliğini kullanamaması için metal bir aletin içine soktular. Çocuk her saniye her muameleye direniyordu.
Kendimi onlardan ve konuşmalarından soyutlayıp kurogirinin önüme koyduğu viskiyi yudumlamaya başladım. Dabide her zamanki gibi bir köşede çocuğun tüm barışlarını umursamadan oturuyordu.
Tomura "Bence biraz düşünmesi için zaman vermeliyiz" dedikten sonra herkes ayrıldı. Tomura bana, herhangi bir şey olursa diye başında dadılık yapmamı söylediğinden odada sadece öfke kontrolü sorunu olan velet ve ben kalmıştık.
"İçki içmek için yaşının tuttuğunu sanmıyorum." Diye konuştuğuda bir süre gözlerimi onun olduğu tarafa çevirdim. Yüzünde keyifli bir ifade vardı. Ne manyak diye düşündüm. Ardından ona bakarak tekrar içkimi yudumladım. "Onlara benzemiyorsun. Neden beni serbest bırakmıyorsun seni depresif kadın? Eminim kahramanlar senin için bir çözüm bulurlar." Dediğinde güldüm.
"Kahramanlar mı?" Dedikten sonra tabureyi ona çevirdim. "Evet! Kötülerin yanında olmak zorunda değilsin! Eğer hala onların bir piyonu olucakdan bu ellerimdekini çıkarda sana hangi tarafa geçmen gerektiğini göstereyim." Dedi sakince konuşan ve normalde öfkeyle bağıran tutsağımız.
Ayağı kalkıp yanına yaklaştım. Meraklı gözlerle ne yaptığımı izliyordu. İlk ceketimi sonrada tişörtümü çıkardım. Yüzü kızardığında sırıttım. "Hala pantolonunun altındakini kontrol edemeyen bir veletsin" Dedikten sonra ona sırtımı döndüm.
Sırtımdaki yara izlerini belirterek "Ne o çok örnek aldığınız kahramanlarınız nede adaleti sağladığını sandığınız devletiniz bunlar yapılırken çığlıklarımızı duymadı. Ha zaten bunları yapanlarda kendileri idi" dedikten sonra geri üstümü giyindim. Sarı sinirli Pomerianianımızın yüzünde hem üzgün hemde bana acıyan bir ifade vardı.
Elimi sarı veledin ellerinin kilitli olduğu metal eşyya götürüp benliğimle kilidini parçaladım. "Ne bu tahtaları eksiklerin nede senin ne yapacağını umursuyorum nede burada kalmayı. Ancak tekrar ellerinin kilitli kalmasını istemiyorsan doğru zamanda işini hallet" dedikten sonra geri tabureme döndüm.
İçkimi yudumlarken veledin bir bana bir elinde açtığım kilide baktığını fark ettim. Ardından olduğumuz yere doğru gelen ayak seslerini duymamla "Geliyorlar" dedim sessizce ama veledin beni duyabileceği şekilde. Yüzünde meraklı bir ifadeyle bana bakıyor ve ne yaptığımı izliyordu.
İçeri Dabi, Tomura, toga ve diğerleri girdikten sonra "Artık kararını vermişsindir umarım Bakugou" dedi Tomura. Bakugou gülerek "Eğer size katılmamı istiyorsanız dizlerinizin üstüne çökün ve yalvarın" dedi. Bu dediklerine gülerken Dabi yanıma gelip kolunu omzuma atarak "Böyle bu velede gülersen kıskanmaya başlayacağım" dediğinde dirseğimle onu ittim.
"Götlük taslamayı kes Dabi" dedikten sonra bitirdiğim bardağı Kurogiriye doğru ittim. Ardından ayağı kalkarak kendimi duvara dayalı koltuğa attım. "Ah tabi! Gelecekteki üyemize böyle davranmamalıyız. Dabi ellerini çöz" dediğinde Dabinin yüzünün aldığı şekil sinirli veledi güldürdü.
"Bunun ellerini çözersek saldırıcağı kesin. Hem ben niye yapıyorum bu işi?" Dediğide Tomura "Dabi" diyerek tekrarladı. Dabi nefesini dışarı verip Bakugouya yaklaştı.
Ellerini çözmek için eğildiğinde sarı velet ayağı kalktı ve zaten kilidini açmış olduğum metal şeyi bir kenara fırlattı ve saldırmak için pozisyonunu aldı. Tam bir şey söyleyecekti ki kapı çaldı. "Ahh Pizza siparişi için geldim." Diyen sesi duymamla hızla en yakınımdaki kişiyi tutup kendimi daha önce yaptığım gibi Renenin yanına ışınlamayı denedim.
Tuttuğum kişinin Dabi olduğunu fark etmemle duvarın ve kapının kırılıp içeri profesyonellerin girmesi bir oldu. Aralarında Hawksıda görmüştüm. Hatta bir süre gözlerimiz bir birine kenetlendi. İkimizde toz olup yol olurken Sarışın veledin bana şaşkınlıkla baktığını fark ettim. Yüz ifadesine gülümseyip kayboldum.
Renenin yanına geldiğimizde Dabi bir süre mide sorunları geçirdi. "Buda nereden çıktı şimdi?" Dedi sanki bir eşyayı gösterir gibi eli ile Dabiyi gösteren Rene. "Bu salağın yakalanmaması için peşime sürükledim" dediğimde Dabi "Götten salağa terfi edildik" diyerek kendine kendine konuştu.
Dabide yanımıza yaklaştığında Rene hızla arkama geçip sarıldı. Kısık gözlerle Reneyi süzdüğünü arkamda olsa bile hissedebiliyordum. Dabi "Bu deli de kim?" Dediğinde kaşları çatık bir şekilde Reneye bakıyordu. Aralarında ki çekişmenin oluşturduğu elektriklenmeyi gözlerimle gördüğüme yemin edebilirim.
"Hmm Irenem söylemediyse bunu bilmek için o kadarda değerli olmadığına kanaat getirmiştir" diyip gülen Rene nispet yapar gibi ellerini yüzümde gezdirdi. Derin bir nefes alıp elimle alnımı ovuşturdurdum.
Dabi "Tüm delilerin beni bulduğuna inanamıyorum." Diyerek söylendi. Renede beni bırakıp Dabinin karşısına geçti. Kız formuna bürünüp bana döndü. Dabi şaşkınca Reneyi izlerken Rene "Hiçte çekici bir özelliği yok. Bunun bana sevgilin olduğunu söyleme?" Dedi.
Kafamı olumsuz anlamda salladığımda Rene ellerini çırptı. "Ah bu daha iyi! Boşu boşuna birini katletmekten kurtuldum" dedi. Dabi ellerinde mavi alevlerini oluşturdu. "Sen mi?" Diyerek güldü. Rene sırıtıp parmaklarını şıklattı ve Dabinin elindeki mavi alevler anında söndü.
"Senin gibi düşük bir yaşam formunun beni yeneniliceğini düşünmesi komik ve ilgi çekici" dediğinde Dabinin ne kadar sinirlendiği yüzünden okumuyordu. Aralarına girdim ve elinle Renenin başına vurdum. Rene başını ovuştururken "Rene heryer sakinleştimi ona bakmanı istiyorum" dedim ve kollarımı göğsümde birleştirdim.
Rene "Hay hay! Tatlı Irenem için bu ne ki?" Diyip gerçek formuna döndü ve bizim dünyamızı gösteren bir portal açtı. Burada nolduğunu görebiliyorduk. Daha her yer sakinleşmemişti ancak geriye kalan üyelerin portala doğru gittiklerini gördüm. "Rene bizi portalın gittiği yere götürmeni istiyorum" dediğimde Rene "Bir öpsen olur belki?" Dedi.
Belimdeki kılıcı tuttuğumda Rene "Tamam tamam! Ama fena olmazdı!" Dedi ve başka bir portal açtı. Eğilip "Buradan Leydim" diyip portalı gösterdi. Portala Dabi ile yürürken sessizce "Güçlerinin arasında bi dengesizlik seziyorum. Dikkatli olmalısın. Yoksa büyük zorluklarla karşılaşabilirsin" dedi. Dabi duydumu diyip ona baktığımda yüzündeki her zaman olan o anlamsız ifadeyi gördüğümde Reneye kafa salladım. Ardından portala girdik.
Gözlerimizi açtığımızda bir depoda olduğumuzu gördüm. Tomura ve diğerleri şaşkınlıkla bize bakarken Toga yanıma gelip "Ah yüzleri görülmeyen bir tek siz kaldınız!" Diyerek koluma girdi. "Neredeydiniz? Nasıl bir anda kayboldunuz?" Dediğinde Dabi konuşucak mı diye ona baktım. O konuşmadan "Benliğimin bir parçası" diyerek geçiştirdim.
Tomura "En azından yüzleri görülmeyen adamlarımız oldu." Diyip boynunu kaşımaya başladı. Kurogiri "Bir sonraki hamlemiz ne olacak?" Dediğinde bana bakmaya başladı. "Öncelikle onların planını öğrenmeliyiz..."
Vuhu erken attım bölümü. Çok okunma oy ve yorum sayısın göre atıyorum bu kitaba. Neyse bayss

ŞİMDİ OKUDUĞUN
DABİ X HAWKS X READER |Ateş O Kadar da Korkutucu değil |
FanfictionDabi x Reader x Hawks (Tamamlandı!) Hiçbir kullanılan resmi yada karakteri kendi yarattıklarım dışında sahiplenmiyorum. Tüm itibar sahiplerinindir. #1 villian #1 quirk #1 himiko