Saat sabahın yedisiyken okulda sadece Jeongin ve Yongbok ya da diğer adıyla Felix vardı. Jeongin ve Felix'in abisi Chris dışında herkes ona Yongbok diyordu.
Ki Felix bu adını nerdeyse hiç sevmezken insanların böyle seslenmesi sinir bozucudur herhalde.
Felix Avustralya'lı tek dokuzuncu sınıf öğrencisi olduğundan pek bir arkadaşı yoktu genelde Jeongin ile takılıyorlardı. İşte gene o sabahlardan biri. Felix Jeongin'e ona korece çalıştırması için yalvarmaya hazırlanıyordu."Tek kelime dahi etme Felix lütfen gerçekten başım ağrıyor bir yarım saat sonra çalışırız" dedi Jeongin karşısında ona bebek gözleriyle bakan çocuğa. Felix ise aldığı cevabıyla dudak büzüp telefonuyla ilgilenmeye başladı.
Jeonginse kafasını masaya koyduğu gibi uyumuştu. Yazık yavrucak uyuyamamış gece doğru düzgün. Sevdalı gönlü izin vermemişti uykusunu almasına.
O yarım saat içinde sınıfa bir kaç öğrenci gelmişti bile. Felix dayanamayıp Jeongin'i kaldırmaya çalıştı."Ya Jeongin kalksana artık yeter uyuduğun."Siyah saçlı olan sarı saçlıya sersem sersem bakıyordu şimdi.
Felix bildiğin 6 kiloluk korece sözlüğünü çıkarıp masaya koydu. Sonra Jeongin itiraz edecekken Felix kalın sesiyle "Çalışıyoruz" demesiyle ağzını kapatıp kaderine teslim oldu.
Jeongin Felix'i çalıştırdıktan sonra beş dakika molaya karar vermişlerdi. Yavaşça etrafı inceledi siyah saçlı olan. Sınıf arkadaşları gelmişti. Sınıflarında yabancı uyruklu kişiler vardı. Yakın arkadaşı Chenle gibi.
Sınıfın uzun bebesi Huening Kai. Taehyun'dan ona ders anlatmasını isteyip dersi değil Taehyun'u izleyen Beomgyu'dan tutun sınıfın ortasında bağıra bağıra şarkı söyleyen Wooyoung ve Yeonjun gibi bir sürü kişi vardı sınıfta.
Hepsi deliydi deli. Bir akıllı yoktu aralarında. Sınıfın güzel kızları Yeji ve tayfası içeri girmişti. Gerçekten güzel kızlardı ama şimdi. Chenle ve Yiren çince bir şeyler konuşurken Park Jisung onları anlamak için çabalıyordu.
Sınıf o kadar karışmıştı ki yan sınıftan Yeonjun,San,Soobin,
Seungmin,Serim ve diğerlerinin neden bizim sınıfta olduğunu hala bilmiyordum.Hocanın sınıfa girmesiyle hepsi saygıyla eğilip sınıftan çıkmıştı. Hocam niye bu saatte geliyorsunuz ki sanki diye geçirdi içinden Jeongin. Dersin başlamasına daha 28 saniye vardı ama şimdi erken gelmiş hoca.
Sınıf başkası Yeo Jin ayağa kalkıp hocaya bir kaç şey söyledikten sonra ders başlamıştı. Yaklaşık 40 dakika süren korece dersi bitince Jeongin Felix'i sevdiceğini görmek için bahçeye sürüklemişti. Felix abisinin yanına gideceğini söyleyip ayrılmıştı yanından Jeongin'in.Şimdi bankta sevdiceğini kesiyordu Yang Jeongin.
🦊Jeongin'in ağzından anlatım🦊
Bankta oturmuş öylece kalbimin sahibine bakıyordum. Yongbok bir türlü gelme bilmemişti. Yanıma oturan bedenle oraya döndüm. Chenle'ydu. Bana pis pis sırıtıyordu. Tahminen neden sırıttığını anlayabildim sanırım.
"Seninkini mi gözetliyorsun yine?" diye sordu yüzündeki gülümsemeyle. Gözlerimi devirdim çünkü bile bile soruyordu gıcıklığına. Seni severim Zhong Chenle ama bazen çok sinir bozucu oluyorsun özellikle şu an.
"Niye böyle gizli gizli izliyorsun gitsene yanına." dedi sonra gerizekalı. Lan mal utangaç olmasam durur muyum burda aptal gerizekalı salak???"Utanmasam zaten sevgilisi olmuştum çoktan Chenle. Ayrıca zaten gay değil nasıl gidip yanaşayım?" dememle Chenle yine o pis sırıtışını öne sürdü.
"Neden ona anonim olarak yazmıyorsun?Numarasını 20 tl verirsen bulurum" demişti şimdide. Bekle aslında mantıklıydı? Üf saçmalama Jeongin ne düşünüyorsun öyle?Ama mantıklıydı..."Tamam kabul" kabul etmiştim valla geçmiş olsun kazamız mübarek olsun helvam çikolatalı olsun.
Şimdi ona anonim olarak yazacaktım... Peki adımı ne yapacaktım? Felix ve Chris hyung bana hep çöl tilkisi derlerdi.Mantıklı aslında.Şimdi sadece Chenle'nun numarayı bulmasını beklemem lazım.
Chenle gittikten 5 dakika sonra Felix,abisi ve arkadaşları ile yanımıza gelmişti. Onlara gülümseyerek bakmıştım. Chris hyungun arkadaşları olduğunu bildiğim Minho hyung ve bizim yan sınıftaki yaşıtım olduğuna emin olduğum Seungmin'de bana gülümsemişti.
Minho hyung yanıma oturup omzumu tutmuştu. Bana okulla,aşk hayatıyla ve sınavlarla ilgili bir kaç şey saçmalamıştı. Evet saçmalamıştı çünkü neden sevdiğim kişinin suratına tüküreyim ki? Onun dikkatini nasıl çekeyim böyle acaba? Klasik Minho hyung alışmıştım artık.
Ders zili çalmıştı. Herkes sınıflarına giderken sevdiceğim ve grubuyla omuz omuza gelmiştim. Sıktığı parfümün kokusunu alabiliyordum. O kadar yakındı bana. Bir an kalbim yerinden çıkacak sandım.
Uzundu,kusursuz bir yüzü vardı,saçları çok ama çok güzeldi ve çok güzel gülüyordu. Ayrıca kokusu başımı döndürmüştü. Keşke daha fazla koklayabilseydim...
Aklımdan geçenleri biri duysa sanırım beni sapık ilan ederlerdi. Ama çok güzeldi her şekilde çok ama çok güzeldi.
Üf kalbime zararsın Hwang Hyunjin canımı çok yakıyorsun yakınımdasın ama dokunamıyorum keşke götünü avuçlayıp yanlışlıkla oldu diyebilecek cesarete sahip olsaydım be yakışıklım.
Senden nefret ediyorum ama seni çok seviyorum.
Lütfen diğer çocuklara bulaştığın gibi banada bulaş be yakışıklı güzel hmm? Üf yine saçmalıyorum demiştim beni mest etti sadece kokusuyla bu hale geldim. Çok kötüsün Hwang Hyunjin. Kalbime zararsın Hwang Hyunjin.
E o zaman ilk bölüm hayırlı uğurlu olsun
Hyunin çok güzel...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalbime Zararsın || Hyunin
Fanfiction"Senden Nefret Ediyorum Ama Seni Çok Seviyorum" Başlama Tarihi: 14.11.2020 Yayınlama Tarihi: 20.11.2020 Bitiş Tarihi: 27.04.2021 ‼️Okunma sayısı fazla olan tek ve yazdığım ilk kitabım olduğu için yayından kaldırmaya kıyamıyorum ANCAK bu kitap aşırı...