pov changbin ::
İşlerimi halletmeye çalışırken öten telefonum buna engel oluyordu.
"Ne var?" Kim olduğuna bakmadan hızla açmıştım telefonumu. "Efendim, ufak bir sorunumuz var." Beni arayan kişilerin güvenlik olduğunu anladığımda direkt telefonu kapattım, kaçmıştı. Hızla onu bıraktığım yere ilerledim. Cidden onu öldüreceğimi söylememe rağmen kaçmış mıydı? Aptal velet.Masanın üstünde bulduğum not ile kaşlarımı kaldırdım. Bu çocuk cidden garipti. 'Geri geleceğim, söz veriyorum.' Notu hızla buruşturup kenara attım ve binadan çıktım. Çoktan hazır olan arabama bindim. "Hızlı ol, Minho." Sadece kafasını sallamış ve arabayı hareket ettirmişti.
Bir de geri döneceğim yazmış.. Ona nasıl inanabilirdim ki? Geri dönmekten başka bir şansı olmasa da, geri döneceğinden emin değildim. "O veletle derdin ne?"
Minho'nun bana yöneltiği soruya biraz düşündüm.. Uzun zaman sonra onu gördüğümden beri farklı hissediyordum. Tam olarak emin değildim fakat o çocukta beni kendisine çeken bir şey vardı. " İlgimi çekiyor."
"Tch." Minho bile bunu garipsemişti. Fakat çok umrumda değildi. "Geldik, öndeki o olmalı." dediği şey ile hızla arabadan inmiş ve taksiden daha yeni inmiş olan çocuğa ilerlemeye başlamıştım. "Biraz bekleyemez misiniz efendim? Şuan yanımda para yok." Konuşmalarını duyabiliyordum.
Ona iyice yaklaştığımda beni farketmiş ve konuşmuştu. "Bay Seo, yanınızda para var mı? Söz daha sonra ödeyeceğim." O.. nasıl bu kadar rahattı. "Neden kaçtın?" Sorusunu cevapsız bırakıp yeni bir soru sorduğumda taksici atlamıştı. "Para verecek misiniz? Gitmem gerke artık!"
Taksi şoförünün tiksindirici sesini umursamadan sorumu tekrar sordum. "Sana diyorum-"
"Efendim, yanınızda para yok mu?" Cidden soruma cevap vermeyecek mi? Cebimden cüzdanımı çıkardığımda taksicinin çoktan gittiğini farkettim. "Ah, herneyse." Hızla yanımdan ayrılmış ve sokağın içine yürümeye başlamıştı.
"Felix sen beni dinliyor musun?!" Yavaş adımlarla onun peşinden ilerliyordum. Sokağı dönmemizle Felix'e doğru koşan küçük çocuğu görmem bir olmuştu. "Felix! S-SENİ APTAL!" Felix kızı kucaklamış ve özürlerini dile getirmişti.
Doğru ya.. onun küçük bir kız kardeşi vardı. Tamamen aklımdan çıkmış.. aptal Chanbin, aptal. "Çok korktum salak!" Felix kafasına yediği darbe ile inlerken kaşlarımı kaldırdım. Kardeşi cidden kızmış olmalıydı.
"Üzgünüm Oli, telefonumu kaybettiğim için sana haber veremedim.." Kız kardeşi sadece kafasını sallarken bakışları bana döndü. Garip şekilde gerginleşmiştim.
"Bu kim? Sevgilin mi?" Gelen soru ile şaşırmıştım.. "H-hayır tabii ki, yeni bir iş buldum.. bugün onunla ilgileniyordum o benim patronum Bay Seo."
Olivia kafasını sallamış ve konuşmuştu.
"Sonunda iyi bir iş bulabildin. Doğru düzgün para al artık. Kolej sınavlarım yaklaşıyor." Felix sadece kafasını salladığında Olivia konuştu."Eve gidelim, üşüdüm." Felix çöktüğü yerden kalkıp bana doğru ilerlemişti. Şuana kadar hiç konuşmadığımı farkettim, sadece gözlem yapmıştım.
"Bay Seo?" Soğuktan kızarmış burnuna odaklanmıştım. Elimi yavaşça saçına attım ve yüzünün gözükmesini sağladım. Kardeşi ile birbirlerine çok benziyorlardı.
"Gidebilirsin, yarın sabah dokuzda ofisimde ol." Hemen kafasını sallamış ve konuşmuştu."Çok teşekkürler Bay Seo, iyi akşamlar."
İyi akşamlar Felix.Oy vermeyi unutmayın ve azıcıkta yorum yapsanız harika olur T^T
Sizleri seviyorum. <3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐬𝐞𝐫𝐢𝐚𝐥 𝐤𝐢𝐥𝐥𝐞𝐫' 𝐜𝐡𝐚𝐧𝐠𝐥𝐢𝐱
Teen Fictionfelix küçük kardeşini okutmak ve babasının kumar borçlarını ödemek için neredeyse bütün gün boyunca çalışmak zorundadır, bir katil tarafından kaçırılana kadar.